geceye bir şiir bırak
-
kuşlu gazel
koyup zarfın içine, üstünü acıyla pulladım
sana bir sevinçlik menevişli kuş yolladım
son kuşlarımdı bunlar, dedim telef olmasın
geçti artık göğsümde kuş barınmaz anladım
esti rüzgâr bozuk bozuk, örselendi yüreğim
eksik gedik nem varsa ezberden tamamladım
bende sönen şavkıması sürsün diye yaşamın
bu kuşları senin için gözlerimde sakladım
kim sürmüş altıok metin dünyanın sefasını
kirletilmiş bir zamanı yürürken adım adım
metin altıok -
başka türlü bir şey benim istediğim
ne ağaca benzer, ne de buluta
burası gibi değil gideceğim memleket
denizi ayrı deniz
havası ayrı hava
bir başka yolculuk dalından düşmek yere
yaşadığından uzun
bir tatlı yolculuk dalından inmek yere
ağacın yüksekliğince
dalın yüksekliğince rüzgarda
ve bir yeni ömür
vardığın çimen yeşilliğince
nerde gördüklerim
nerde o beklediğim
rengi başka
tadı başka.. -
diyorsun ki, “bir başka ülkeye,
bir başka denize gitmek istiyorum;
bundan daha güzel bir başka kent vardır kuşkusuz.
ama kötü yazgım peşimi bırakmaz ne yapsam,
ve kalbim şimdi burada gömülü bir ceset sanki.
ruhum daha ne kadar katlanacak bu çoraklığa?
hangi yana çevirsem yüzümü, ne yana baksam
hayatımın kara yıkıntıları çıkıyor karşıma
bunca yıllarımı heder ettiğim şu ülkede.”
yeni bir ülke bulamazsın, arama sakın,
bir başka deniz de bulamayacaksın.
nereye gitsen bu kent senin ardından gelecek,
aynı sokaklarda dolaşıp duracaksın yine,
ve yaşlanacaksın aynı, hep aynı mahallede,
hep aynı evlerde ağaracak saçların.
ve dünyayı bir uçtan bir uca dolansan da
dönüp bu kente geleceksin sonunda.
yanılma sakın, bir başka gelecek umma,
ne seni bekleyen bir gemi var limanda
ne de beklediğin bir başka çıkar yol.
nasıl tükettiysen ömrünü şurada, şu köşecikte,
öyle kıydın demektir ona, tüm yeryüzünde.
kavafishttps* -
çocuklar gibi
bende hiç tükenmez bir hayat vardı
kırlara yayılan ilkbahar gibi
kalbim hiç durmadan hızla çarpardı
göğsümün içinde ateş var gibi
bazı nur içinde, bazı sisteyim
bazı beni seven bir göğüsteyim
kah el üstündeydim, kah hapisteydim
her yere sokulan bir rüzgar gibi
aşkım iki günlük iptilalardı
hayatım tükenmez maceralardı
içimde binlerce istekler vardı
bir şair, yahut bir hükümdar gibi
hissedince sana vurulduğumu
anladım ne kadar yorulduğumu
sakinleştiğimi, durulduğumu
denize dökülen bir pınar gibi
şimdi şiir bence senin yüzündür
şimdi benim tahtım senin dizindir
sevgilim, saadet ikimizindir
göklerden gelen bir yadigar gibi
sözün şiirlerin mükemmelidir
senden başkasını seven delidir
yüzün çiçeklerin en güzelidir
gözlerin bilinmez bir diyar gibi
başını göğsüme sakla sevgilim
güzel saçlarında dolaşsın elim
bir gün ağlayalım, bir gün gülelim
sevişen yaramaz çocuklar gibi
(bkz: sabahattin ali) -
aşka gönül ile düşersen yanarsın.
zeka ile düşersen kavrulursun.
akıl ile düşersen çıldırırsın.
duygu ile düşersen gülünç olursun.
aşka düşmezsen kalabalığa karışırsın, ezilirsin.
sersem sersem bakınıp durma bir yol seç.
özdemir asaf -
“ben acılar denizinde boğulmuşum.
yüz yıl yanarım, yanmayı öğrendimse.”
ümit yaşar oğuzcan -
öyle sessizce öldüm ki defalarca,
hiçbir zaman anlaşılmadı yokluğum.
hayatın omuzunda bir yük olduğu
nice yalnız geceler, nice akşamlar,
tanrı biliyor ya kaç kere öldüğümü.
ümit yaşar oğuzcan -
incecikti
gül dalıydı
dokunsam kırılacaktı
dokunmadım
kurudu
gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
ağaçlar bükmesinler n'olursun boyunlarını
neden akşam oluyorum tren kalkınca
kırlangıçlar birdenbire çekip gidince
mendiller sallanınca neden tıkanıyorum
öyle çok acımasız ki öyle birdenbire ki
az önceki çiçekler nasıl da diken diken
gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç o sularda çimdik, bitti; köprüleri geçtik bitti
o elmanın tadı orda, o kuş çoktan öttü, bitti
artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz
günler devlet alacağı, yıllar bir kadehcik buzlu rakı
oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı
kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı
nerde şimdi nerde şimdi, nerde o kan sarhoşluğu
gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
(bkz: hasan hüseyin korkmazgil) -
şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat
durma göğe bakalım -
ben seni severim sevmesine de toplum buna hazır değil
nükleer denemeler kyoto sözleşmesi küresel ısınma falan.
belki sen çok küçüksün belki benim ruhum ölü
biraz nietzsche biraz kant kafan karışmış belki
parlıamanet'i de bozdular tutunacak dalımız mı kaldı?
pavyonda tanıdığım bilge bir pezevenk vardı!
kötü kitaplar okumak kötü yaşamak gibidir derdi.
iyi kitaplar okudum bir boka yaramadı..
ben seni severim aslında da düzenim bozulur diye korkuyorum
durduk yere başımıza saçma sapan bir aşk çıkar
sinemaya gitmeye ele ele tutuşmaya falan kalkarız
işin yoksa çiçek al, saç tara, parfüm sık.
küsmesi, barışması, ayılması, bayılması
hatta eninde sonunda kaçınılmaz ayrılması
meyhanede tanıdığım gerzek bir filozof vardı!
güzel kadınlar insanın ömrünü uzatır derdi.
bir sürü güzel kadın girdi hayatıma
hepsi ağzıma sıçtı..
ben seni severim belki de rabbim buna hazır değil.
her şeyin güzelini sever o ideal birliktelikler ister
seninle benim yan yana oturacağımız çekyata
ne ilahi adalet sığar ne de diyalektik..
içime çöreklenmiş sığ bir sığır var benim.
ben seni severim sevmesine de
iş çıkarmasana şimdi ne gerek var güzelim..
#ali lidar
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap