geceye bir şiir bırak
-
çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki
inan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:
bir gece yarısı yazıyorum bu mektubu
yalvarırım onu okuma çarşamba günleri.
cemal süreya -
''maviye/maviye çalar gözlerin,
yangın mavisine/rüzgarda asi,
körsem/senden gayrısına yoksam
bozuksam/can benim, düş benim,
ellere nesi?
hadi gel,
ay karanlık...
itten aç/yılandan çıplak,
vurgun ve bela
gelip durmuşsam kapına
var mı ki doymazlığım?
ille de ille sevmelerim,
sevmelerim gibisi?
oturmuş yazıcılar
fermanım yazar
n'olur gel,
ay karanlık...
dört yanım puşt zulası,
dost yüzlü,
dost gülücüklü
cıgaramdan yanar.
alnım öperler,
suskun, hayın, çıyansı.
dört yanım puşt zulası,
dönerim dönerim çıkmaz.
en leylim gecede ölesim tutmuş
etme gel,
ay karanlık'' -
gün biter gülüşün kalır bende
anılar gibi sürüklenir bulutlar
ömrümüz ayrılıklar toplamıdır
yarım kalan bir şiir belki de
aykırı anlamlar arayıp durma
güz biter sular köpürür de
kapanmaz gülüşünün açtığı yara
uçurum olur cellat olur her gece
her gece yeniden bir talan başlar
acı ses olur, ses deli bir yağmur
eski bir eylüle gireriz böylece
sığındığım her yer adınla anılır
ben girerim, sokağı devriyeler basar
bir de gülüşün eklenir kimliğime
ahmet telli -
i shall not care
when i am dead and over me bright april
shakes out her rain-drenched hair,
tho’ you should lean above me broken-hearted,
i shall not care.
i shall have peace, as leafy trees are peaceful
when rain bends down the bough,
and i shall be more silent and cold-hearted
then you are now.
sara teasdale -
kalbim
bir gün elbette sana hükmedeceğim
elbet geçer bu hüzün mevsimi
bir baykuş bir serçeyle arkadaş olduğu gün
o gün size sevinci de anlatacağım
bir solucan bir leylekle çiftleştiği gün
o gün bahar mevsimidir size aşkı anlatacağım
ve bir gün elbette yıldızları sayacağım
-gelin kucaklayın beni ,yıldızları sayamıyorum.
arkadaş zekai özer -
sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa
kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
dilimizde akşamdan kalma bir küfür
salonlar piyasalar sanat sevicileri
derdim günüm insan arasına çıkarmaktı seni
yakanda bir amonyak çiçeği
yalnızlığım benim sidikli kontesim
ne kadar rezil olursak o kadar iyi
kumkapı meyhanelerine dadandık
önümüzde altınbaş, altın zincir, fasulye pilakisi
ardımızda görevliler, ekipler, hızır paşalar
sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
öyle sıcaktı ki çöpcülerin elleri
çöpcülerin elleriyle okşardım seni
yalnızlığım benim süpürge saçlım
ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi
baktım gökte bir kırmızı bir uçak
bol çelik bol yıldız bol insan
bir gece sevgi duvarını aştık
dustuğum yer öyle açık seçik ki
başucumda bi sen varsın bi de evren
saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
yalnızlığım benim çoğul türkülerim
ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi
(bkz: can yücel) -
ar, namus bilmeyen muradın almaz
kimsenin ettiği yanına kalmaz
zalimin zulmüne hak razı olmaz
ya masumun ahı kalır mı yerde... -
saba selam söyle sevdiğime gidecekse gitsin bir beni bıraksın bana bir de gecenin gamını götürmesin
-
sonra yorum yapamayacak hale geldim yüzünde
soğuk geceleri bitiremeyişim gibi
intikamlar bana yakışmaz
intiharlar bize helal -
gözler ki birer parçasıdır sende ilahın,
gözler ki senin en katı zulmün ve silahın...
vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin,
sen öldürüyorken de vururken de güzelsin...
nihal atsız.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap