• bir karakterin duygularını çok iyi anlatan goethe eseri. iş bankası kültür yayınlarından okudum, dili gayet akıcıydı. 1 sayfa kadar içerisindeki sözleri kağıda döktüm.

    sevmeyen kişilere hak verebiliriz. herkes duygu konusunda hassas olacak diye bir şey yok. bu eserde aşık olan birisinin en ince duygularını bile yaşıtmış.

    sadece aşk acısı kitabı değil bu arada. çalışmaya başladığında çektiği acılar da insanın ders çıkarabileceği türden. özellikle de yükselme hırsı ile ilgili söyledikleri. “ en büyük mutsuzluk, burada iğrenç insanların yanında hissedilen can sıkıntısı, aralarındaki yükselme rekabeti,bir adım öne çıksınlar diye birbirlerini gözetleyip dikkat kesilmeleri; gizlemeye hiç gerek duyulmayan çok acınacak, çok alçakça tutkular” *

    lotte’nin şu sözleri de dikkat çekiciydi. “ kendi kendinizi kaldırdığınızı, bilerek kendinizi mahvettiğinizi anlamıyor musunuz? niçin ben, werther? ille de ben, niçin bir başkasına ait olan ben? ille de ben? korkarım, korkarım, bu arzuyu sizin için bu kadar cazip kılan şey, bana sahip olmanızın olanaksızlığıdır”*
  • bir goethe klasiği.
    “kalbime küçük ve hasta bir çocuğa bakar gibi bakıyorum; her arzusunu yerine getiriyorum. bunu başkalarına söyleme, bundan dolayı beni ayıplayacak insanlar çıkabilir.”
    “bu yürek zaten yeterince fırtınalı; benim ninniye ihtiyacım var.”
    “etkin yeteneklerimin huzursuz bir tembelliğe dönüşmesi bir felaket, ben boş duramıyorum, ama elimden hiçbir şey yapmak da gelmiyor.”
  • “dün ben ayrılıp giderken, elini bana uzatırken şöyle dedi: “adieu, sevgili werther!” bana ilk kez sevgili diye hitap etti ve bu benim içime işledi. bunu kendi kendime yüz kez tekrarladım ve dün gece, tam uyumaya giderken kendi kendimle çeşitli konularda gevezelik ediyordum, birden şöyle dedim: “iyi geceler, sevgili werther!”, sonra kendi halime güldüm.” :)
  • goethe’nin henüz 25 yaşında, 2 haftada yazdığı mektup tarzında bir romanı.
    werther’in adım adım intahara gidişi anlatılır.

    --- spoiler ---

    30 ağustos - 3 eylül

    bahtsız! sen bir budaladan başka nesin? yaptığın, kendini kandırmaktan başka ne ki? bu sonu gelmez delice tutku nereye varacak?
    gitmek zorundayım!
    --- spoiler ---
  • “birinin yüreği üzerinde sahip oldukları güçle, o yürekte kendi kendine serpilen yalın sevinç duygularını baskı altına alanlara lanet olsun!”
  • şişirilmiş bir başka dünya klasiği balonudur.
  • "bağlanti kurma tarzimin bazen gevezelik sinirina dayandigi konusunda sik sik elestirilmisimdir. hayatin aslinda tatli sikintilarindan kurtulmaya karar veren bir insana acaba degisik bir acidan bakmak mumkun mu diye bakalim. zira yalnizca empati kurdugumuzda bir konuyla ilgili olarak konusabilme onuruna sahibiz."
  • "her şeye rağmen, anlaşılmamak, bizim gibilerin yazgısı." (s.24)
  • kimi zaman tek gerçekliğin "aşk" olduğunu, öyle ki ölümden bile gerçek olduğunu, en iyi şekilde anlatan goethe eseri.

    werther, ilk mektuplarda sarfettiği bazı sözlerinden anlaşılacağı gibi, insanoğlunun kötü anlarına takıldığını, iyi anlarının kıymetini bilmediğini düşünür.

    ve böyle düşünen hayat dolu bir adam olmasına rağmen, o tetiği çeker.

    çeker çünkü lotte'den başka, ona olan aşkından başka bir iyi yoktur artık. tek gerçek budur. ve dün gece onu ilk ve son kez kucaklayıp, titrek dudaklarını öpebilmişken, artık ona sahip olabilmişken çekip gitmelidir. ardında sadece bu gerçek kalmalıdır.

    o, dul kadının eski hizmetkarı gibi albert'ı vuramazdı, ya da beraberinde lotte'yi de götüremezdi.

    neden yapmadı bunu werther? diye sorarsanız. neden kendi gitti?

    her şeye rağmen aslında bir çıkmazda olduğunu biliyordu. bunu saygı duyduğu albert'ı vurarak ya da her gece ve her sabah aşkını içinde taşıdığı kadını öldürerek çözemezdi.

    onu bir kez olsun sarabilmiş, bir kez olsun öpebilmiş olmanın avuntusuyla kendi ölümü çıkmaza son verecekti.

    öyle de oldu.

    werther öldü ama aşkı ne lotte ne de diğerleri için, bizim için yitip gitmiş değil.

    hala werther'in o gece yarısı yaşamına son verdiği an üzerinde oturduğu sandalye kadar gerçek.
  • halk tv'nin sonu gelmez kitap reklamlarında "genç viırtır'ın acıları" diyerekten okunur.
hesabın var mı? giriş yap