• dikkatimi cekti de, filmde ask ve sex olmamasina ragmen cok iyi olmus.

    benim buradan cikardiklarim:
    1- demekki sex ve ask olmadan da iyi film yapilabiliyormus.
    2- siddet de sex ve ask kadar satiyor.
  • yarısında çıktığım film..

    ama bira almaya.

    bu kadar özendirilir mi lan bi insan ayıp!
  • an itibariyle tv8 de yayınlanan ve türkçe seslendirmesinde tezhüratları "en büyüksün westham, şampiyonsun westham lay lay lay" olarak çevirilen güzelim film.
    bu nasıl bir çeviridir lan. bari araya bir de pınarbaşı ekleseydiniz.
  • ingiliz futbol kültüründe 70ler 80ler ve 90ların ortalarına kadar yoğun bir yer işgal etmiş firm,crew muhabbetleri üzerine yapılmış bir film. firm,crew ve ada holiganizminin öncülerinden westham united hoolilerinden bahsediyor.

    chelsea'nin eski firmlerinden hearthows'un yaptığı "smiley " numarasının daha doğrusu insanların suratlarına attıkları bu çiziğin filmde mevzu bahis olması filmin yapımcılarının zamanında olaylara çok da uzak olmadıklarını gösteriyor. filmde hikayesi geçen green street elite aslında westham'ın neo nazi firmi icf*dir. filmde başını bushwackers'ın çektiği milwall firmleri de rol alıyor.

    adanın firmleri ve holiganizminde football factory ve bu filmde anlatıldığı gibi kavga kültürü yumruk yumruğadır yurdumuzda emanet diye bilinen sallama,bıçak,döner bıçağı,balta v.s gibi aletler orada kullanılmaz derdi olanlar sayıları fark etmeksizin yumruk yumruğa girerler en azından bir zamanlar öyleydi artık orada da emanet kullanılmaya başlandığı bilinmekte.istanbul'da bıçaklanarak öldürülen leedsliler bu ekolün* ironik örnekleri olmuşlardır.dikkat etmek gereken en önemli husus yere düşmemek ola ki düştüysen derhal kalkmalısın çünkü kavgalar oldukça acımasız olur tv lerde ara sıra denk geldiğimiz yerdeki bir kişiye 5-6 kişinin girişmesi o kavgalarda çok olağandır.
    bu firmlerin başındaki ya da ekibin dahilindeki kişiler buradaki gibi açlıktan ağzı kokan yolunu insanların saf ve masun takım sevgilerinin sırtından bulan tiplerden değildir.çoğu iş güç sahibidir bu adamların, esrar kaçakçısından öğretmene ve hatta bu filmde görüldüğü gibi pilota kadar yayılan geniş yelpazede insanlardan oluşur bu ekipler. yine buradaki gibi cebine bıçağı koyan hayattan bir beklentisi kalmamış 19-20 yaşındaki gençliğin olduğu gibi anında "abi", "reis" olunmaz. grupta itibar görmek için kendini ispat etmiş olmak gerekir bunun için de en iyi fırsatlar en çok hasım olunan firmlerin deplasmanlarıdır. grubunun liderine korkudan öte saygı duyulur.

    giyim tarzları zamanla değişmekle beraber genelde beyaz spor ayakkabılar,beyzbol şapkaları, kot pantolonlar ve kısa montlar ya da deri ceketlerdir. grubun ağır abileri de pardesü tarzı şeyler de giyerler.artık vazgeçilmeye başlansa da burberry giyme birbirlerini tanımaları için işaret gibi bir şey olmuştu adada.bu burberry nin bir şapkasının bedeli aşağı yukarı 150 ytldir. varın düşünün artık tr'deki bir sözde hooligan ile aradaki farkı.

    filmde vurgulanan ve aslında bir yerde de firmlerin çıkış noktası olan herkesin kendi bölgesinin takımına sahip çıkması ve onu desteklemesi kayda değerdir.filmin mottosu da "stand your ground and fight"tır.kavgaya gerek var mıdır yok mudur meselesinden önce aidiyet duygusu ve sahiplenme takdire layıktır. orada ve hatta tüm avrupa da bu mevcuttur, bir londralı gidip manchester'ı tutmaz. türkiye'den farklıdır işler oralarda, buralarda ise size dayatılan 3 seçim hakkınız vardır, diğer takımlar filmin devam edebilmesi için figüranlardır. o kadar komik bir hal almıştır ki bu şehrinin takımının yöneticisi bile 3 istanbul takımından birini tutabilmektedir.bu bir günde oluşmamış kümülatif büyük bir hatadır,yerinde saymaktır.

    film hakkında iyi veya kötü diye yorum yapmak bence çok da doğru olmaz.bu film belgesel tadında izlenmeli. öğrenmeye değer veya değmez ama firmler ve ada holiganizmi hakkında az buçuk fikir sahibi olabilmek için izlenmeli.

    ayrıca filmin sonlarına doğru ki muhtemelen insanların istemsizce gaza geldikleri sahneler bu sahnelerdir çalınan çok hoş bir şarkı var. one blood adındaki bu şarkıyı vakit ayırıp bulup dinlemek gerekli.
    filmden alınan hazı ikiye katlıyor bu parça. kullanıldığı sahne ve sözler inanılmaz derecede uyumlu

    ...i stood with my brothers
    and awaited the flood
    and we were one flesh, one breath, one life
    one blood...

    şüphesiz ki izleyenler ne kadar gaza gelse de asla özenilecek bir yanı olmayan garip tatmin eksiklerinin giderilmesidir bu firm işleri.
  • daha filmin 30.dakikasında sizi içine alıp gaza getirebilen bi film. şöyle ki :

    ilk defa izleyen bi arkadaşımla izliyoruz filmi. 6'ya 20 dövüştükleri sahnede tam dayak yerlerken bovver yanında 10 kişiyle gelip bizimkileri kurtarıyor. arkadaşım da gaza gelmiş bi şekilde :

    -aha geldi bizimkiler şimdi ağızlarını sıçarlar.
  • kesinlikle hic utanmadan "izledigim en iyi filmlerden biri" diyebilirim.. charlie hunnam'in oyunculuguna da dikkat derim..
    insani bir yandan gaza getirirken diger yandan "hoopp bi dakka n'oooluyo" dedirtiyor..
    keske her kavga bu kadar guzel olsa diicem yanlis anlasilacak.. yani keske kavgalarda araya kesici delici alet sokulmasa.. efendi efendi kavga etse insanlar diicem yine olmayacak..
    en iyisi filmi izlemek sonra yazdiklarimi anlamak..
    (bkz: geronimo dili ve edebiyati)
  • iki denyo amerikalının iki delikanlı ingiliz kardeşe nasıl kıydıklarını anlatan film.

    bi de (bkz: icimizdeki fight club)
  • westham united ve milwall holiganlarının daha doğrusu kendilerine "firma" diyen grupların çatışmasını anlatan, küçük prodomuzun (elijah wood) artık büyüdüğünü ve dayak dahi atabildiğini gördüğümüz bir film. charlie hunnam denen genç ise tam bir ingiliz holiganı oynamış. filmin bence gerçek kahramanıydı.

    film oldukça kanlı geçiyor. bu nedenle bazı insanlar bundan rahatsız olabilir.zannedersem yönetmen lexi alexanderda bunu istiyor yani rahatsızlık vermeyi. bence çok başarılı bir film. hatta daha da ileri gidip gördüğüm en iyi filmlerdendi diyebilirim. tabi bunda aynı zamanda benim bir futbol manyağı olmamında etkisi var.

    ama esas değinmek isteyeceğim konu, bence türkiyedeki klüpler bile bu filmi kendi taraftar gruplarına izletmeli. evet futbol sadece futbol değildir belki ama bazı manyaklar bu filmi seyrettikten sonra belki kaybedebilecekleri şeylerinde olduğunun farkına varabilirler. buna bile kafaları basmıyorsa en azında bu filmdeki ingiliz holiganlardan yumruk yumruğa dürüstçe kavga etmeyi öğrenirler.
  • izledikten sonra insanın, fermuarlı bir şey giyip, fermuarını çekip, sokağa çıkıp elinde bira şişesiyle sağa sola sataşasını getiren film. kavga sahneleri gerçekten çok başarılı.
    --- spoiler ---
    özellikle son kavga sahnesinde uçan çift tekme (adı bu olsa gerek o hareketin) çok kral olmuş.
    --- spoiler ---

    ha işin bir de trajik yanı var tabi ki, insanı duygulandırıyor ama bu duygu sinir oluyor. yani akıllı uslu olayım demedim, izlerken yanımdaki arkadaşlarım da demedi. hatta birbirimize bir iki yumruk bile attık. çok da eğlendik. şiddet eğilimi bu olsa gerek.

    (bkz: aye aye)
    (bkz: hello mate)
  • ilk seyredildiğinde orjinal dilinde izlenmesi gereken filmdir. aptallık yapıpta dublaj olarak kesinlikle izlenmemelidir.

    ikinci kez izlenirse eğer dublaj izlenilebilir. tabi film ile kafa bulmak istiyorsanız o da.

    --- spoiler ---

    dublajlı halinde resmen adamlar laaaay lay laaay laaay laay laayy ooooooo west haaam yada west ham buraya üçlü çektir ortaya şeklinde tezahurat ediyorlar.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap