• nietzsche'nin güç istenci şu şekilde açıklanabilir: nietzsche insanoğlunun yaşam mücadelesinin özünün bir güç istemi olduğunu savunur. nietzsche' ye göre bütün canlılar yaptığı tüm eylemleri kendini korumak için değil, daha fazlası olmak için yapar ve güç istemi yaşamın devamlılığı için şarttır. nietzsche böyle buyurdu zerdüşt'te güç istencini şu şekilde ifade eder:

    "nerede canlı gördümse ben, orada kudret idaresi gördüm; uşağın iradesinde bile efendi olma iradesi gördüm. daha güçlüye kendi iradesi kandırır zayıfı hizmet etmeye, daha zayıflara efendilik etmek istediğinden bu irade: tek hazdır bu onun vazgeçmek istemeyeceği. ve küçük nasıl baş eğerse büyüğe, en küçüğün tepesinde keyif sürebilip hükmedebilsin diye, en küçük de öyle baş eğer ve tehlikeye hayatını kudret uğruna."
  • nietzsche'nin ölümünden sonra kız kardeşi elisabeth tarafından derlenerek yayımlanan eseri.

    nietzsche'nin ölümünden sonra nietzsche'nin edebi hakları kız kardeşine miras kalmıştı. haliyle aklı başındayken yazmaya başladığı; ancak tamamlayamadığı bu eserinin notları da elisabeth'in inisiyatifindeydi. elisabeth bir nazi destekçisiydi ve bu eserin, o sırada iktidara oynayan nazilerin hoşuna gidecek şekilde düzenlenmesini sağlamıştı. söz konusu kitabın derleneceği notları düzenlemek üzere birçok editörle çalışmış, ancak kendi fikirleriyle çelişen editörleri derhal kovmuştu. ortaya çıkan eser nazi propagandası için kullanılmıştı.

    benim düşünceme göre, nietzsche'nin güç istenci'nde (ve esasen diğer tüm eserlerinde de) yapmaya çalıştığı şey, bütün kutsalları yerden yere vurmak, sonra da dönüp sağlam kalan var mı diye bakmaktı. yapabileceklerimizin, ulaşabileceklerimizin sınırlarının köhnemiş ahlak anlayışıyla, kerameti kendinden menkul kutsallarla belirlenmemesi gerektiğini savunuyordu. milliyetçilik, ırkçılık gibi kutsalları ise en hafif tabirle ilkellik olarak görüyordu. "en büyük eserim olacak" dediği eserinin nazi propagandası için kullanıldığını görseydi sanırım aklını bir daha kaçırırdı. gerçi bu kitabın derlendiği notların ne kadarını aklı başındayken yazdığı da bilinmiyor. hatta çalışmasının üzerine alışveriş listesi yazdığı söyleniyor. bunu aklını kaybetmekte oluşuna bağlayabileceğimiz gibi, zorlu bir dönemde (fiziksel ve mental olarak yıpranmış olduğu, özel hayatında büyük hayal kırıklıkları yaşadığı, toplumla uyuşamaması sonucu derin yalnızlık çekmesi gibi birçok etkenin bulunduğu bir dönemden bahsediyoruz) kaleme almaya başladığı eserindeki çelişkileri fark etmesi nedeniyle büyük başyapıtından vazgeçmesi olarak da yorumlayabiliriz.

    bu yazdıklarımdan nietzsche'yi olumladığım sonucu çıksın da istemem. kopuk aforizmalarını, merhameti kötülemesini, aşırı sert yaklaşımlarını hoyrat bulurum. sadece yapmaya çalıştığı şeyi muazzam buluyorum. toplumun genel sorununu/yanlışını görmüş ve bunları düzeltmenin yollarını sezmiş, belki sağlık sebepleriyle belki de umduğu ölçüde büyük bir deha olmaması sebebiyle fikirlerini derli toplu ve tutarlı şekilde ortaya koymakta başarısız olmuştur. tanrı öldü dedikten sonra insan da ölecek demiş olması, "bir değer/kutsal olarak insan"ı aşılması gereken bir handikap olarak tespit ederek; tanrının en büyük değer olmaktan çıktığı gibi bir gün insanın da en büyük değer olmaktan çıkacağı öngörüsü bence zamanının çok ötesindedir ve nietzsche'nin gerçek bir dahi olduğuna inancımı perçinlemektedir. öte yandan boşluklarla dolu aforizmaları her yöne çekilebilir nitelikteymiş ve çekilmiş de. hala da çekiliyor. bense çok kararsızım nietzsche'ye karşı düşüncelerimde. aklının son kırıntısını kırbaçlanan bir ata sarılıp ağlayarak yitirmemiş olsaydı daha sert olabilirdim; ama şu haliyle benim zayıf noktamdan dalıp derinlerde bir yer buluyor kendine.
  • nietzsche'yi anlamak için anahtar kavramlardan biri olsa gerek. insanın kendini gerçekleştirmesi olarak tanımlıyor nietzsche. bütün insanların yaptıklarını yahut yapabildiklerini kendini korumak için değil, daha fazlası olmak için yaptıklarını söylüyor. yani insan hep daha fazlasını olmak isteyen bir varlık ve güç istiyor. fakat güç derken öyle fiziksel anlamda değil. mesela birini dövmek de bir güç istencidir, hediye vermek de. dövdüğünüz zaman anlık bir etkiye maruz bırakırsınız oysa hediye vermek karşıdaki insanı "köpekleştirir." insanın bu tip bir güç istencine ihtiyacı olduğunu düşünüyor. uzun vadede işine yarayan, toplumda saygı ve itibar kazanmasını sağlayan bir güç istenci.. bu yüzdendir ki güç istenci insanın aklına ilk gelen şeyi yapması değil, onu daha güçlü hale getirecek olan şeyi bulup uygulamasıdır diyor özetle.
  • nietzsche için paralel okuma:

    "bedenimin bana yeterince itaatkâr olmasından avunmam gerekir. ah, keşke ruhum için de aynısını diyebilseydim! ama o hükmetmeyi arzuluyor."
    ( francesco petrarca, "dünyanın anlamsızlığı üzerine" - 14. yüzyıl)
  • nietzsche ye göre "varligin en içten özüdür".kesisen ya da zit,olumlu ya da olumsuz kuvvetlerde kendini güncelleyen yaratma ilkesidir.önceden yerlesmis ilkeleri ve degerleri kabul etmemek,bunlari dönüstürerek yeniden yaratmak kavramini içerir
  • "bütün değerleri değiştiriş denemesi" alt ismiyle birey yayıncılık'tan çıkmış olan nietzsche kitabı...
  • kapitalizmin kendini yaratma biçimi. sistem insanları arasında konuşlanan ilişki biçimi. istemeği istemek, gücü istemeği istemek...
  • "güçsüzlükle kederin, güçle de sevincin hep bir arada olduğunu fark etmenin yaşamlarımıza katkısı sandığımızdan büyük olabilir; çünkü en azından tersinin, yani bu ilişkiyi fark etmemiş olmanın sakıncaları epeyce açıktır." çetin balanuye - spinoza'nın sevinci nereden geliyor

    (bkz: güç istemi)
  • dünyayla kavga etmek yerine içinizdeki şeytanlara saldırarak da tatmin edebileceğiniz. hem dünyayla kavga eden er ya da geç mağlup olur. şeytanlarıyla boğuşansa her daim kazanır.
  • kötülüğün, örneğin intikam duygusu ya da daha güçlü bir sinirsel heyecan olarak hedefi, ötekine acı çektirmek değil, kendimize haz sağlamaktır. her türlü alay etme bile, gücümüzü başkalarının üstünde uygulamanın ve bununla zevk verici üstünlük duygusuna ulaşmanın ne denli eğlendirici olduğunu göstermektedir.
hesabın var mı? giriş yap