• malum olunduğu üzere iki versiyonu olan marş. iki versiyonu olduğunu bilmeyen insanı hiç alakasız bir yer ve zamanda tarifsiz heyecanlara sevk edebiliyor efendim.

    şöyleki;
    askerdeyim. okul biteli daha iki sene olmamış. aklımda marşın devrimci versiyonu var. bir gün bölükte nöbetçiyim. ilk nöbetim olmalı. nöbetçi subay odasında uyuyorum. saat sabahın yedisi. birden yüzlerce askerin hep bir ağızdan söylediği marş ile doğruluyorum yataktan:

    "gündoğdu hep uyandık siperlere dayandık,
    bağımsızlık uğruna da al kanlara boyandık,"

    bir an akıldan "ha? ne? noluyor lan? devrim mi oldu?" gibi düşünceler geçiyor. sonra marşın devamı geliyor: "türk, ata, cenk, türk ülkesi, al bayrak" falan filan. bu da böyle bir anımdı ey ehli lugat.
  • gündoğdu

    gün doğdu hep uyandık
    siperlere dayandık
    bağımsızlık uğruna da
    al kanlara boyandık

    yolumuz devrim yolu
    gelin kardaşlar gelin
    yurdumuza yanki doldu
    vurun kardaşlar vurun

    işçi-köylü hep hazırız
    faşist düzene karşı
    halk savaşı vereceğiz
    emperyalizme karşı
  • be$ikta$ tribunlerinde

    "gundogdu hep uyandik stadlara dayandik
    be$ikta$'in ugruna da bayraklara dolandik
    semtimiz erkek semti a$ik eder herkesi
    uzerimden eksilmesin bayragimin golgesi
    i$te biz kotu gunde hep omuz omuzayiz
    ovunmek gibi olmasin biz karakartalliyiz
    kara-kartal!"

    $eklinde soylenir.
  • 1922 yılında türk-yunan mücadelesi sonrasında bestelenmiştir.

    başkomutanlık meydan savaşı , 30 ağustos 1922 tarihinde türk ordusu’nun zaferi ile sonuçlanır. afyon – kütahya hattından izmir’e doğru ilerleyen türk ordusu 9 eylül 1922’de izmir’i geri alır. izmir’in kurtuluşu sonrasında yazılan izmir marşı gibi büyük taarruz sonrasında yazılan gündoğdu marşı da ulusun kurtuluşunu anlatır.

    daha sonra bazı çevreler tarafından sözleri değiştirilmiş 68 kuşağına ve grup yoruma atfedilmiş.bazı arkadaşların belirttiğine göre orjinal verisiyonu orduda hala söyleniyormuş.

    her ne kadar yazıldıysa da tekrar yazmak istiyorum.orijinal metni aşağıdaki gibidir.

    gün doğdu hep uyandık,
    siperlere dayandık
    istiklalin uğruna da,
    al kanlara boyandık.

    sandılar türk uyudu,
    ata cenge buyurdu,
    türkün asker olduğunu,
    dünyalara duyurdu.

    ülkemiz türk ülkesi,
    aşık eder herkesi
    üstümüzden eksilmesin
    al bayrağın gölgesi.
  • askerde komutan bize marş ezberletecekti. hava o gün yağmurlu diye eğitim alanından apar topar er gazinosuna geçirdi bizi.
    neyse geçtik sonra komutan gelip sahneye çıktı. duvarda da tv açıktı, kantinci çocuk tv'yi kapamak yerine sesini kısmış

    topçu marşı vs derken komutan gündoğdu marşını çalışalım dedi. o sahneden okuyor bizde karşısında ayaktayız onu tekrar ediyoruz. gündoğdu marşını okurken tv'ye son dakika olarak şehit haberleri gelmeye başladı. o zamanlar suriye de bayağı hareketliydi.

    hepimiz bi yandan tv'de geçen şehit haberlerini izliyoruz. komutan henüz bir şeyin farkında değil. biz marşı okudukça karşımızda bize bakan atatürk büstü, altında şehit haberleri yayınlanan tv derken önce taburumuzun sesi yumuşadı, sonra o sert marş daha lirik oldu, sonra da gözlerimiz doldu. hatta ağladık

    komutan "alla alla nooluyo" edasıyla bizim baktığımız yere baktı, haberi gördü. oda hiç bozmadan bizimle birlikte gözü dolup sonrasında bir iki damla akıtarak marşı bir kaç kez daha tekrar etti. devamında bu marşı ne zaman okusak orjinal sert ifadesinden uzak okuduk

    zaman geçti artık yemin töreni olacak. tören provası için alana gidildi, alay komutanı da orada. emir verildi başladık okumaya. bizim tabur hüzünlü okuyor diğer tabur lömbür lömbür okuyor. alay komutana mikrofona "olm kim öğretti bunu size nasıl okuyonuz öyle ilahi gibi"dedi. bizim komutan yanına koştu bir şeyler söyledi. sonra alay komutanı diğer tabura dönüp "arkadaşlarınıza uyum sağlamaya çalışın" dedi.

    ve 57. topçu tugayı 30. dönem erleri olarak yemin töreni zamanında o yıl; binlerce asker gündoğdu marşı'nı öyle hüzünlü ve ağır okuduk ki herkes ağlamıştı.

    çünkü suriye'ye o dönem giden askerler 57. topçu tugayı'nın askerleriydi.
  • askeriyede söylenen şekli ise aşağıdaki gibidir;

    gün doğdu, hep uyandık, siperlere dayandık
    istiklalin uğruna da, al kanlara boyandık.

    sandılar türk uyudu, ata cenge buyurdu,
    türkün asker olduğunu, dünyalara duyurdu.

    ülkemiz türk ülkesi, aşık eder herkesi
    üstümüzden eksilmesin al bayrağın gölgesi.
  • grup yorum'un 1985 yılında kurulmasından dolayı yaratıcı beşiktaş taraftarı tarafından 85. dakikada söylenir.
  • antalya'nin manavgat ilcesine bagli koy. koy ama belediyeli melediyeli..
  • 15 mayıs 2016 beşiktaş osmanlıspor maçında yine hazırlıksız alelacele söyleniyordu, quaresma oyundan alınınca yarım kaldı, ben ruh hastası gibi tek başıma bitirdim ama olmadı. motorda da söyleyemedik. izdiham ve kalabalıktan staddan motora varışım ayrı bir roman konusu olduğu için kendime gelememiştim. şöyle anlatayım: maçın bitiş düdüğünden yaklaşık 20-30 dakika, belki daha fazla stadın içinde oyuncular ile kutlama yapıldı. sonra çıktık iki arkadaş köyiçine doğru gidelim dedik.
    anarchitect konum attı güya onun yanına gideceğiz. saray tarafına geçtik ama nasıl bir kalabalık var yol durmuş kaldırım tarafında beşiktaş yönüne gitmeye çalışanlar ile kabataş yönüne gitmeye çalışanlar kilitlenmiş, o kadar kalabalıkta yürümenin imkanı yok, 30-40 metre gittik sonra birbirimizi kaybettik. ben zaten "hacı kafam kaldırmıyor ben geçeyim üsküdar'a" dediğim için vazgeçtim. ama vazgeçmek yeterli olmuyor iki tarafa da hareket edemiyorsun. beşiktaş tarafından gelenler bütün yol böyle dedi. mesafe olarak kabataş'a daha yakınım ama kalabalıkta bir o yana bir bu yana savruluyoruz. düşsen ölürsün, yerde bir şişeye falan bassan veya hafif bir yükseklik farkına ayağın denk gelse bilek, bacak, ayak bir şeylerini kırarsın. bereket şampiyonluk coşkusu, sevinci millet gergin değil. birkaç kişi sarayın demir parmaklıklarından bahçeye atlamayı akıl etti. uzansam elimle demirleri tutacağım yerden 10-15 dakika çocukları, kadınları kolla, çıkamayanlara yardım etle geçti. sonunda ben de benzer yardımla sarayın bahçesine attım kendimi. arkadaşımı aradım, ben gidiyorum demek için. ceplerini yoklar ya insan hani kalabalıktan çıkıp, atlayıp zıplamışsa. telefondaki arkadaşıma bağırıyorum: "telefon yok, assiktir telefon yok lan" ahahahahaha lan gerizekalı telefon elinde ya, konuşuyoruz iste demedi ne kibar adam. dolmabahçe sarayı'nın dış bahçesinden çıktık 1 saat sonra başladığım yere ulaşmış oldum. oradan otoparka, otoparktan caminin demirlerinden yardım isteyenlere yardım edip, ayağına kramp girenlerin ayağını gerdirip krampları çözdükten sonra atlayıp motorlar iskelesine ulaştım. yani böyle ulaştığım motorda gündoğdu aklıma gelmedi.
    kadıköy kartal metrosunda bindiğim vagonda şarkılar tezahüratlar. yorgun ve toplu taşıma araçlarında tezahürat yapacak yaşları çoktan geçmiş olduğum için önüme bakıyorum. ama çocukları takdir ettim 3 kız 1 erkek fener formalı 4 kişi kapı tarafına sıkışmış. elbette durumdan çok rahatsızlar. belki de kızlar tedirgin. küfürlü tezahürat başlatacak oluyor biri. gık diyemeden beyler hoop aıpy diye susturuyor çoğunluk. "kurabiye fener" kelimeleri bile 2 defa söylendi üçüncü susturuldu. aferin çocuklar diyordum içimden ki gençlerden biri "yumruklar havaya" diyerek gündoğduya davet etti. coşkuyla ve gür bir sesle katıldım. fener maçlarından birinde santra ile söylenen ve liverpool maçında ve sonrasında söylenen gündoğdulardan sonra duyduğum söylediğim en iyi gündoğdulardan biri oldu. helal gençler.
    eve gittiğimde fb tv'den fener - cska basket maçını dinledik iyi mi. hanım çok üzüldü diye fazla nümayiş de yapamadık uzatma bitiminde. her yerde la bu fenerliler, şampiyonluk sevincimizi bile yaşatmadılar. şaka lan şaka sevinçte ölçülü olmak beşiktaşlılığın dna'sında var. biz böyle gördük, böyle uyguladık her daim.
  • batıkent cemevi civarında ethem kardeşimizin cenazinde binlerce insan hep bir ağızdan bu şarkıyı söylemiştik. o an yaşadığım duyguları anlatamam. bu marşın yeri artık çok ayrıdır benim için.
hesabın var mı? giriş yap