• bazı 3. dünya ülkelerinin (hakiki 3. dünya ülkeleri) amerika ya savaş açacak gibi silahlanma girişimi. sonra üç beş aydın görünümlü iktidar şebeği, çıkıp o silahlarla tepedekini alaşağı ediyor silahları da aldığı yere yarı fiyatına satıyor. kim açlıktan ölmüş, kim hastalanmış kimsenin umrunda değil. verandalı evlerinde sıcak kakao içiyor ehli keyf insanlar...
  • halki guven icinde acliktan kirilsin diye silahlanan devletlarin durumu
  • 2 sene once girdigim toefl'da essay konusu hemen hemen bu baslikti, toefl'a girecek arkadaslara onerim bu konuyu biraz dusunsunler, ne olur ne olmaz. aslinda girmeyecek olanlar da dusunsun.
  • silah ticareti yapan ülkelerce, en dipteki ücüncü dünya ülkelerinden, (bu arada ikinci dünya kaldi mi ki?, neyse o baska bir konu) bir yerlerine sürse yetmeyecek kadar akli olan bir "devlet adami" bulunur, yoksa darbe yaptirilip özel tesislerde el degmeden üretilir; sonra bu, "biz sizin hakli davanizin arkasindayiz" diyerek, yok bilmemne platosu bizim olacak, yok bilmemene dagi bizimdir dedirtilerek komsu ülkeye salinir. birlesmis milletler gelismeleri kaygiyla izledigini belirtip korunacak petrol ve benzeri hammadde bulunmadigindan aval aval bakarken, bir ötekine, bir berikine silah satarak gül gibi gecinip gidilir. saldirtilacak ülke bulunamadigi zamanlarda icsavas cikarmak da makbuldur. ancak o sattiklari füze, bomba ve kursunlar bir gün, bir sekilde bu ölüm tacirlerine geri dönecektir ki, bir kismi kanatlanmis bir sekilde döndü de...
  • (bkz: turkiye)
  • bu durum çok trajik olarak yansıtımasına rağmen, neden sonuç ilişkisi içerisinde incelendiğinde bizi açlık, kıtlık gibi insaniyetin ayaklar altına alındıgı durumların nedenlerini sorgulmaya yöneltir.. tabiki akla ilk gelen isim amartya sen dir.. hint pasaportlu ekonomist kıtlıklar, nedenleri ve çözümleri konusunda yaptığı çalışmalar ile nobel ödülü almıştır..

    bu çalışmalar şunu göstermiştir.. kıtlık hiçbir zaman yiyecek miktarının az olmasından kaynaklanmaz.. kıtlıgın asıl nedeni işsizlik ve buna bağlı olarak normal gelir seviyesinin altında yaşayan insanların alım guçlerinin zayıflamasıdır.. bu alım gücünün zayıflaması özellikle tarım ile ugrasan devletlerde bir yıl hasatın az olması gibi durumlarda kıtlık haberlerinin yayılmasına neden olur.. işte kıtlıgın asıl nedeni budur.. insanlar aslında gerçekten bir tehdit olmamasına ragmen urunleri stoklamaya başlarlar.. tabiki stok sonrasında malların degeri fahiş fiyatlara çıkar.. ve kıtlık başgösterir..

    tüm bunların temelinde yatan neden ise bu ülkelerin birçogunun demokrasi kavramına uzak olmalarıdır.. medyanın da özgür olmadıgı, diktator için çalıştıgı durumlarda kıtlık yaşanan bölgeler ile bağlantının kesik olması sonucu insanların ölmeleri haberleri yer bulamazlar kendilerine.. çogu zaman kıtlık haberlerini diktatorler de dışarıya sızdırmamaya çalışırlar politik nedenlerden ötürü.. çinde uygulanan bazı tarım politikaları demokrasi yokulugundan dolayı eleştrilememiş ve sonunda 4 yıl boyunca insanların bu nedenlerden ölmesi vuku bulmuştur..

    bu paralelde açlıktan kırılan bir ülkenin silah için para harcıyor olabilmesi tezat olmasına ragmen diktatorluk, demokrasi eksikliği başlıkları altında incelenebilecek sorunlardır.. kıtlık yaşayan ülkelerin silaha para yatıran liderleri sömürgeciler tarafından çizilmiş sınırları korumaya çalışmaktan, iktidarının zavallıgının farkında olmadan solalı olarak insanların açlıklarına neden olmaktadır.. çünkü kıtlıktan kurtulmanın yegane yolu, kıtlıktan zarar görmüş insanların piyasa ekonomisi içerisinde yer alabilmeleridir.. bu insanlar devlet destekli işlerde çalıştırılarak ekonomiye dahil olduklarında hem en alt sınıfın alım gucu artar hem de ortasınıf hastalıgı olan gereginden fazla tuketmenin de önüne geçilmiş olur..
  • adı üstünde veya gayet açıktır ki; yardımsız olacak iş değildir. halkı açlıktan kırılan devletlere yapılan üniversite diploması yardımı olarak karşılaşırız bazen de bu yardımlı silahlanmayla. açlık sınırından kapalı usülde faydalanmaya bakmak lazım tabii.
  • devleti silahlandığı için açlıktan kırılan halk olarak da adlandırılabilecek durumdur. dünya tarihi boyunca sık karşılaşılmış olmakla birlikte 21. yüzyıldaki en belirgin örneği kuzey kore'dir. suudi arabistan'ı da birkaç orta afrika ülkesiyle birlikte bu kategoride değerlendirmek mümkündür.
hesabın var mı? giriş yap