aynı isimde "hayat (film)" başlığı da var
  • kazık kadar olup, universite son sınıfa gelmi$, her sınavdan 100 civarı not toplayan insanların hala "örtmenieam istediğimiz sorudan ba$layabilir miyiz??" dediği garip $ey, $aka.
  • hayat bir nehirdir... zaman ise o nehirin debisi... nehirin son bulduğu deniz ise ölümdür. bazı insanlar vardır ki hayata karşı koymak isterler ve hayatın akıntısında sürüklenmek istemedikleri için akıntıya karşı kulaç atarlar... belli bir zaman sonra akıntı yorar onları ve yitip giderler hayat nehirinin azgın suları arasında... henüz denize ulaşamadan ölmüşlerdir. yaşayan ölülerdir. bazıları ise hayat denen nehirin akıntısına karşı koyamayacaklarının farkındadırlar. vazgeçmişlerdir çoktan, kulaç bile atmazlar; tek amaçları suyun üstünde kalmaktır. bırakırlar kendilerini akıntıya. bunlar da kaybedenlerdir.... bazıları vardır. şanslıdır... hayat nehirinin akıntısına karşı koyamayacaklarını bilirler ve tutunacak bir dal ya da üstüne çıkacakları bir insan ararlar. bunlar fırsatçılardır...eninde sonunda onlar da ulaşırlar denize ama en azından diğerleri kadar su yutmamışlardır yolculukları esnasında.... sonuçta hepsinin sonu aynıdır. nehir denize ulaşır... dünya fanidir...
  • kendi haline birakilmadikca, kavga edilmeye calisildikca sizi dovecek, kendi haline birakildiginda en azindan huzur verecek, aslinda icinde en büyük ve en güzel seyleri saklayan, o saklilari arada cikarip gosteren bir varlik. hayatta gorulen güzelliklerle hayatla edilen kavga miktari kesinlikle ters orantilidir. *
  • bir illüzyon *
  • her canli icin ayri bir senaryo hazirlayan tiyatrocu.
  • acımasız bir hızla üstümüze yürüyen ve bizi yaka paça büyük aktorel rollerin içine çeken anlaşılmaz senaryo, hayatın kendisi değilse, öyle ise ne?
  • kulağınıza ezan okunması ile namazınızın kılınması arasında geçen süre.
  • herkesin başına her şeyin gelebilme ihtimali...
  • sıcak suyun altında sıcak bir duş alırken kesilen sıcak suyun yerini buz gibi bir suya bırakması suya elinizi bile deydirememenize neden olur. oysa her yeriniz sabun ve kopuk icinde. havluya sarılıp cıkamazsınız. sıcak suyu ne kadar bekleyebilirsiniz? ortam sogumakta. titreyemezsiniz. kacış yok. şu sabunlardan kurtulmak zorundasınız. soguk suyun teninizden yavas yavas dökülmesine izin verirsiniz.

    sonra bir bakmıssınız su artık size soguk gelmiyor. bir bakmıssınız guzel guzel yıkanıyorsunuz. artık dudaklarınızdan "vay be vay be ne farklıymıs soguk su. " sozcukleri dokuluyor.

    farklı bir boyut kesfetmis gibisinizdir. diger taraftan kafanızda sorular:
    - bu bir test mi acaba? ne kadar dayanabilirim bilmiyorum. ya üşüyorsam simdi. ya hasta olursam. ıbir daha sınmayacak mı, bu su?

    su tekrar ısınmaya basladıgında hala gulumsemektesinizdir. "simdi isterse sogusun, ben ona da varım" diye yankılanır beyninizde. banyodan cıkarken sıcacık suyla ısınmış bedeniniz soguk suyu da ozlemektedir.

    iste hayat budur. her seyden sonra "hayat bu" diyebilmektir.
hesabın var mı? giriş yap