• hdp gözaltılarından ziyade, çoğunluğu, bu ülkede bir gece operasyonu ile, sosyal medyanın tamamı (whatsapp) yasaklanarak, milletvekillerinin evlerinden zorla cıkarılıp gözaltına alınabilmesine üzülen kitledir.
  • büyük çoğunluğu hdp'ye değil, türkiye'ye üzülen kitledir. zira türkiye'nin bu günlere gelmesine sebep olan şeyin hdp değil demokrasideki çöküş olduğunun farkındadırlar.
  • hdp yok edilince ülkenin güllük gülistanlık olacağını sananlardan daha realist olan kitledir.
  • bugün eline silah değil de oy pusulasını alıp, demokratik yollarda çare aramış 5.000.000 insanımız için üzülen kitledir.

    kardeşçe yaşayabileceğimiz 5.000.000 insanı kaybedebilmenin tehlikesini yaşıyordur..
    dahası bugün 5.000.000 insanı karşısına alabilen birisi yarın daha fazlasını karşısına almaktan çekinmeyeceği için üzülüyordur..

    üzülüyordur çünkü bu yapılanların, 15 temmuz günü halkın iradesine yapılan darbe kalkışmasının, bir benzeri olabileceğini düşünüyordur.
    üzülüyordur çünkü sivil darbenin ayak sesleri yakınına gelmiştir.
  • şaşırılmaması gereken kitle. kimi desteklediği partinin milletvekilleri alınıyor diye kimi son günlerde yaşananlara yenisi ekleniyor ve etkisi daha ağır olur diye üzülmektedir. üzülmeyenlerse küçük hesap peşinde koşarken ya da oh oldu diye sevinirken dikkat etsinler de birkaç sonraki hamle kendilerine yönelik olmasın. twitterda trollerin savurduğu tehditler bi sonraki gün gerçekleştiğinden çok da imkansız görünmüyor gelişmelere yenilerinin eklenmesi.
  • üzgün olmaktansa öfkeli olmayı yeğleyelim.*
  • demokrasinin gücüne inanan, darbelerle işi olmayan kitledir. bu ülkede başka bir kitle var ki, o kitleye hem darbe yapılmıştır hem de kendisi darbecidir*.
  • türkiye'de gerçek bir demokrasi olsaydı, buna rağmen teröre destek verenlerin yaptırımlara tabi tutulması doğal olurdu. ancak diktaya doğru kayan hibrit bir rejimde her gün dost ve düşman tanımları değişirken, bu uygulamanın adil ve normal olduğunu düşünmek çok zor.

    meclis'teki adamı tutuklarsanız kandil'deki adamın elini güçlendirirsiniz. birileri lozan'a küfredip musul'daki sünniler için yaygara koparırken kandil ağzına kadar silahlı militan dolu halde yıllardır orada duruyor. ve siz milletvekili seçilmiş bir parti başkanını gözaltına alıyorsunuz. burada yanlış olan bir şeyler var. hdp seçmeninin parlamenter sistemden umudunu tamamen kesmesi iyi sonuçlar doğurmaz.
  • kapisi kirilarak iceri alinan halkin vekillerine yapilani, goruntu almaya izin vermeyerek suc isleyen polis muamelesini kabul edemeyen, ulkenin hizla fasizan bir yonetime ve ic karisikliga gittigini goren aklini kiraya vermeyen vicdanli insanlardir.
  • sorunun hdp değil, bir demokrasi sorunu olduğunu anlatmak için hdp' nin başına gelenlere sevinen kitleye nasıl anlatacaksınız?
    anlatamazsınız...
    dert hdp' nin ona buna destek olması vırt zırt değil...
    sorun hdp' nin güneydoğudaki aldığı oylar...
    sorun "seni başkan yaptirmeycez" sorunu...
    çözüm sürecinde adama tv ekranlarında saz çaldırıyordunuz, pek sempatik alt yazılar geçiyordunuz, imralı' ya ha babam adam taşıyordunuz, kandil' e elden mesajlar gönderiyordunuz, akil adamlar peydahlanmıştı, dağlarda kürt genci kalmayacak diyordunuz, çözüm sürecinin bir oyalama olduğunu ardının felaket olacağını söyleyenlere, "barışı baltalıyor bunlaaaar, kanmayın, bizim dönememizde analar ağlamadı, bunlaaaar kan istiyor kaaaan!.." diyordunuz....
    peki ne oldu birden bire?
    o günlerdeki hdp ile bugünüğn hdp' si arasında ne değişiklik var...
    hiç...
    söylemleri, duruşları, parti programları aynı...
    o günlerde neden dokunulmazlıklarını kaldırıp yargılamadınız peki?

    ne dediğiniz, ne yaptığınız, ne yapmak istediğiniz (aslında belli) belli değil hafız?
    belliolsaydı, tepemizdeki birileri ha babam fikir değiştirmezdi..
    sıkışınca "milletim ve rabbim affetsin" deyip çıkıyorlar işin içinden...

    bu ülkenin yurt içinde yurt dışında bu hale düşmesinin, her allahın günü şehit haberlerinin gelmesinin sebebi muhalefet mi allahaşkına?
    hangi ara bu kadar saf oldunuz?
    bu ülkede olup bitenlerin sorumluluğu vebali hükümete aittir hafız... ne yani muhalefete mi ait olacaktı? onlar mı hesap verecekti?
    biz demokrasi diye bir şeyin peşindeyiz...
    ama size göre demokrasi keferenin işi...

    ne bahtsız bir ülkede yaşıyormuşuz meğer...
    güven duygusu kimsede kalmadı, gençler işsiz, yoksulluk işsizlik almış başını yürümüş, millet çıldırmış birbirine sardırıyor, umut ayaklar altında, başbakan bilmem ne olmazsa ülkenin bölünebileceğinden söz ediyor, parlementer sisteme inanmıyor; muhalif basın hiç olmayacak gerekçelerle susturuluyor; oportunist bir siyaset anlayışı içinde cemaatler, neoliberaller kullanılıyor sonra kullanılmış ıslak bir mendil gibi bir kenara atılıp onların üzerinden madur edebiyatları yapılıyor; eğitimin içine ediliyor.... var daha insanı karamsar yapacak, demokrasiden umudunu kesecek pek çok uygulama, hadise...
    biz demokrasi falan diyoruz ama bir de bunun üstü varmış onun peşindeler... neyse o demokrasi üstü sistem 2023 yılında ömrü vefa eden görecek ve bu adamlar o arzuladıkları sistemden doğacak olan felaketlerin suçunu gene birilerinin üzerine atıp, gene, "yanılmışız, milletim ve rabbim affetsin bizi" deyip çıkacaklar işin içinden...
    siz de o zaman, "yazık oldu şu genç ömrüne" türküsünü söylersiniz gari
hesabın var mı? giriş yap