• francis ford coppola'nin kirli sakalli halinin gorulebilecegi belgesel.. sakallari kestigi vakit acikcasi bir tereddut gecirdim, o mu dedim, ne olmus dedim. aynen dedim boyle. bu arada cok bekledim ama coppola'nin cekimler sirasinda kurdugu iddia edilen, kendine ozel genelevine dair bir seye rastlamadim filmde.. buyuk hayal kirikligi yaratti bende bu durum.
  • insanın kafasındaki kurguları aynı şekilde hayata geçirmenin ne denli zor bir iş olduğunu gösteren belgesel...

    filmin sonunda coppola röportajı bitirirken şunları söylüyor:

    "to me, the great hope is that now these little 8 mm video recorders and stuff are coming out, some people who normally wouldn't make movies are gonna be making them. and, you know, suddenly, one day, some little fat girl in ohio is gonna be the new mozart and make a beautiful film with her little father's camcorder. and, for once, the so-called professionalism about movies will be destroyed forever, you know, and it will really become an art form. that's my opinion."
  • hakkinda 11.12.2010 tarihinde kafam bir dunya iken entry girmeye baslayip, devamini getiremeyip kenara koydugum belgesel. ibret olsun diye paylasiyorum :

    "bir yonetmenin (sanatcinin hatta yaraticinin diyeceedim de cok iddaali bir giris olur deyu caydim), buyuk yuk altinda -zira coppola filmin parasini kendi cebinden vermektedir, ve bilindigi gibi aksilik ustune aksilikle karsilasmaktadir-, surekli yaptigindan suphe duyarak -filmin cekimleri suresince kaydedilmis konusmalarinda durmadan ne kadar berbat bir is yaptigindan, tarihin en kotu filmini cektiginden falan bahsetmektedir- ca"
  • francis ford coppola ve martin sheen'in nasıl delirmenin eşiğine geldiklerini ya da kısmen delirme süreçlerini aktaran belgesel. bir filmin yaratım sürecini merak eden ya da bu işlerle uzaktan yakından ilgilenen bünyelere fırsat kaybetmeden izlemelerini salık veririm.

    ayrıca francis ford coppola'nın, belgeselin sonundaki etkileyici düşüncelerinin türkçe meali:

    "bana göre güzel olan şu anda bu küçük 8 milimetrelik kameraların ve malzemelerin ortaya çıkıyor olmasıdır. normalde film yapmaya imkanı olmayan insanlar kendi filmlerini yapabilecekler. ve ansızın bir gün ohio’da tombul bir küçük kız çocuğu yeni mozart olacak ve babasının küçük kamerası ile güzel bir film yapacak. ve bir gün, sözüm ona sinema profesyonelliği denen şey sonsuza dek yok olacak. ve bu bir sanat formu olarak doğacak. böyle düşünüyorum."
  • apocalypse now filmini sevdiyseniz kesinlikle bu filmi izleyin.

    community dizisinden abed in deyimiyle kamera arkası filmin kendisinden daha güzeldir.

    francis in çektiği dertler, doğal afetler, oyuncuların delirmek için kullandığı uyuşturucular, değişen cast ve deliren sanatçılar...
  • her şeyin güzel başladığı ama kelimenin tam anlamıyla kıyamet gibi devam ettiği ve saç yolduran bir prodüksiyona dönüşen filmin hikayesinin anlatıldığı belgeseldir. çekimler esnasında coppola'nın 22 yaşında bir tekne kazasında ölen oğlu gian-carlo coppola'yı görmek ayrıca bir üzdü. marlon abimiz gene klasik olarak kendine yaraşır bir şekilde sete belgesele ismini veren ve filmin uyarlandığı ''hearts of darkness'' romanını okumayarak geliyor tabii ki. gözüme çarpan bir diğer konu ise francis abinin sette sürekli etrafta banu alkan misali bir yerlere uzanması ve puro içmesi oldu. güzel bir belgesel olmuş.
  • ızlerken apocalypse now kadar gerildiğim belgesel
  • bazı filmlerin çekim süreci film kadar ünlüdür.apocalypse now , işte böyle bir film.
    bu belgesel sizi çekim günlerine götürüyor.yaşanılan olaylar güzel özetlenmiş.belleklerde yer edinen bazı sahnelerin çekim anını görmek,ayrıca bir hoşluk yaratmış.
    harvey keıtel ‘in belgeselde hiç görüntülenmemiş olması ilgi çekici bir durum olmuş.malum, çekimler sürerken başrolü elinden alınmış; yerine martin sheen gelmişti.
  • tüm zamanların en iyi ve en ünlü kamera arkası belgesellerinden biri.
    açıkçası francis ford coppola ya bu belgesel sonrası hayran olmamak imkansız. sadece klasik bir hollywood yönetmeni değil bir sanatçı olduğunu gözler önüne seriyor.
    dennis hopper ve martin sheen in 70'lerin ruhunu yansıtırcasına asi halleri, marlon brando nun yönetmenden bile baskın büyüklüğü cidden güzel.
    hele coppolla'nın en son söylediği ve günümüzde neredeyse gerçekleşen sözleri…
    yönetmenin eşi apocalypse now çekimleri sırasındaki bu görüntüleri çekmese bu belgesel de olmazmış. aslında baya büyük şans…ki bu görüntüler günümüzdeki kamera arkası çekimleri gibi bilinçli ve ticari nedenlerle çekilen görüntüler değil.
  • bir sanatçıya hayranlık duymayı özlemişim, filmi izlediğimde ilk çarpan düşünce bu oldu.
    apocalypse now gerçekten benim için tam da anlatıldığı gibi ana hikayesinden bağımsız bir şekilde insan durumlarını çok iyi anlatan bir film. filmin her karesine işleyen yapım sürecinin delirticiliği bu süreci çok iyi bilmeden de etkileyiciydi.
    yaratım yolculuğuna çok yakından tanıklık etmek harika bir deneyim. sinemaya neden aşık olduğumu hatırlattı bana, izleme hazzını hatırlattı.
hesabın var mı? giriş yap