• bu sabah başlayacağım fiziksel etkinlik, spor.
  • anadolunun ücra köylerinde yaşayan gencecik çocukların okullarına gitmek için her sabah yaptıkları mecburi spordur.

    p.s.: bu mesafe 10 km. olmasın da 1. km olsun ne fark eder ki?
  • yakın zamanda başlayacağım egzersiz türü.
  • koşu değil de yürüyüş olacaksa ve tam olarak 10 km ise hayli vakit alacak olan eylemdir.
  • hızlı tempo ile uygulandığı zaman bile 1,5 saatten önce tamamlanamayan aktivite. ayrıca rutin uygulanan bir egzersiz değil ise, bel ve bacaklarda ciddi ağrılara ve kramplara yok açacaktır.

    10 km olmasın, 5 km olsun, 3 km olsun yararları çile çekmeye değecektir (bkz: cardio)
  • doğru nefes ve duruşla yapmadığınız sürece bir sikime yaramayacaktır. hatta kas kaybedersiniz.
  • bokunu çıkarmaktır.
    her şeyin olduğu gibi egzersizin de aşırısı zarar. ayrıca bu kadar uzun süre yeknesak spor, kısa sürede yapanı bıktırır ve zamanla ödünler vere vere sonunda sporu bırakırsın.
    her gün 30 - 60 dakika bir süre orta tempolu (100-120 adım) yürüyüş sağlıklı yaşam için yeter ki, 2,5-5,5 km mesafeye denk geliyor.
    yok derdin; zayıflamaksa, sporu bu kadar ifrada kaçıracağına yemeden içmeden azıcık kıs.
    10 km yürüyüp ardından 2 koca tabak soslu spagetti yiyorsan hiçbir faydası yok. birincisi, 600 kalori yaktırır; ikincisi 1800 kalori aldırır.
  • 10 çok ya
  • her gece 10 km yürümek versiyonunu yaptığım hede.

    aslında mevzu benim için karaciğer yağlanması, fazla kilolar ve psikolojik takıntılarla başladı. yürümek her zaman rahatlatan bir aktivite olduğundan birden "yürümeliyim" fikri çok mantıklı geldi. kalabalık görmeye dayanamadığım için de günün en güzel saatleri olan gece saatlerini seçtim.

    bazen gece 1'de bazen de 2'de çıkıyorum. ilk 5 dakikası serseri serbest stilimizden dolayı playlistin giriş şarkısıyla sigara içmekle geçiyor. sonra tempo yakaladığımı anladığım an kendimi zorluyorum. yürüdüğüm rota eski lara yolu ve burhannetin onat arasında. caddede sürekli trafik olduğu için tehlike arz eden bir durum da yok. hatta yolda yaya görünce "aaa insan lan" diyorsun. palmiyelerle dolu bir cadde, karşı şeritten akan trafik güvenli bir yol ve en önemlisi denizden gelen serin hava o 10 km'yi hissettirmiyor. yol boyunca bazen the smiths bazen orhan gencebay bazen ankara havası bazen de türkçe pop dinliyorum. öyle de iştahlı bir iş yürümek...

    ilk 3 hafta özelinde psikolojik olarak faydasını gördüm diyebilirim. yürümediğim tek gün oldu (sosyalleşme geyikleri) onda da kendimi huzursuz hissettim. bu saatlerde eve gelip, duş alıp kahve-sigara eşliğinde entryi bitirirken zihnimin berraklığını da ekleyeyim. tek sıkıntı alışma sürecindeki kaval kemiği ağrısı. o da zamanla geçiyor.
hesabın var mı? giriş yap