• yargıtay'ın yök'e yaptığı olumlu başvurudur.
    nasıl ki hayati önem taşıyan bölümler olan tıp, diş farklı eğitim süreleri varsa, yine insani önem taşıyan hukuk'un da 4 yılda değil 5 yılda mezun etmesi gerekir kanaatindeyim.

    kaynak vereyim de tam olsun.

    edit: eczacılık da 5 yılmış.
  • avukatlık stajını sayarsak hukuk fakülteleri 5 yıl zaten
  • zorlaştırma, kolaylaştır.
  • yine sorunu yanlış değerlendiren gelişmedir.

    sorun hukuk fakültelerinin süresinde değil, eğitim biçiminde. akıl almaz sayıda öğrenci alıp sonra pratikte kitaptan okuyup test sınavına girerek hukukçu yetiştirilmesinde. (hatalıysam hukukçular düzeltsin lütfen, ama benim gördüğüm istanbul üni hukuk böyleydi).

    hukukçu toplumun hayatını, malını, ailesini ve hatta akıl sağlığını koruyan kişidir. olguları amerikan sistemiyle sınıfta tartışarak, sınıfta duruşma provası yaparak, insani boyutuyla değerlendirmeden öğrenci mezun etmek sonunda hepimizi infial içinde bırakan kararlara neden oluyor.

    ama asıl sorun üniversiteden mezun olan kişilerin yirmili yaşlarda hakim yapılması. amerikan sisteminde bir hukukçu hakim olmadan önce en az on-on beş sene avukatlık veya savcılık yapar. hakimler genellikle kırk yaşına doğru atanır. çünkü hakim olmak kanun bilgisinin ötesinde bir deneyim ve gözlemi gerektirir.

    bu arada, sürekli amerikan sistemini örnek verme nedenim amerikan hayranlığı değil. ama batı dünyasında kusurlarına rağmen en modern hukuk sistemi şu anda amerika'da diye düşünüyorum. avrupa hukuk sistemleri biraz daha köhnemiş ve reform ister gibi.

    edit: "hatalıysam düzeltin lütfen" dedim, düzeltmeler geldi.

    istanbul hukuk'ta derslerin çoğunun sınavı yoruma dayalıymış. sınavın test biçiminde olduğunu bana söyleyen asistan ya abartıyı seviyormuş, ya da kendi dersinin sınavı test olduğundan beni yanıltmış. ama sınavların test ağırlıklı olduğu okullar da varmış. iü hukuk fakültesine haksızlık etmişim.

    bir eleştiri de genç hakimler konusunda söylediklerime geldi. hakim, avukat ve savcı bir sacayağı olmakla birlikte hakim karar verici noktada. ben hayatım hakkında karar verecek kişinin 22 yaşında, yeni mezun bir genç olmasını istemem. evet, hakkımı daha ileri düzeyde de arayabilirim ama bu zaman ve masraf demek. bu yaşlarda yeni mezun bir doktorun başında şefi denetleyici ise, hukukçuların sorumluluğu da doktorlardan daha az değil.

    ha, eğer hakim yalnızca yasayı okuyup uygulayan bir robotsa, o zaman zaten bilgisayara devredelim işlerini. ama insani her konuda yaşam deneyiminin önemi inkar edilemez.
  • aşağıdaki konuşma akıllara gelmiştir.

    "yeni adli yıl açılışı için hâkim ve savcılar belediye otobüsleriyle saray’a taşındı. törene katılım zorunlu tutuldu.

    yargıtay başkanı ismail rüştü cirit, 28 sayfalık konuşma metninde türkiye cumhuriyeti’nin kurucusu atatürk’ün adını hiç anmadı, padişahların reform çabalarına özel vurgu yaptı, hadisli mesajlar verdi. adli yıl açılışına muhalefetten katılan olmadı."

    dipnot: (bkz: 7 eylül 1967 imran öktem adalet yılı konuşması)
  • daha yüksek donanımlı hukukçular yetiştirecek bir öneri değildir. sorun mezuniyet süresinde değil mezunların yeterli eğitim ve öğretimi almamasındadır.

    birinci amaç özellikle vakıf üniversitelerinde eğitim-öğretim kalitesini yükseltmek olmalı.
  • adalet olmadıktan sonra 15 yıla çıkarsan ne yazar, bir diktatörün emriyle muma dönüyorsan, bir diktatörün yüzlerce suçu için dava açamıyorsan 100 yıl okusan ne yazar.

    siz mi adaleti sağlayacaksınız bu ülkede aman eksik olsun sizsiz de herkes kendi adaletini sağlıyor, kuru kalabalık, korkak sürüsü, göstermelik korkuluksunuz, siz ancak yoksulu ezer ve sadece bu entrye dava açabilirsiniz.
  • hukuk fakültesi bakımından ülkenin en iyi üniversitelerinden birinden mezun oldum. okulun verdiği titr ile meslek hayatıma başladığımda, aldığım eğitimin 80'li ve 90'lı yıllarda eğitim almış meslek üstatlarına göre ne kadar kof olduğunu ancak mesleğimin 2. yılını bitirdiğimde fark edebildim.

    hukuk mantığı denen hukuki düşünebilme yetisinin tecrübe ile alakası muhakkak vardır fakat bu insanlarla yaptığım sohbetlerde olaylara bakış açısının üniversite yıllarında temellendiğini gözlemledim. üstelik okuduğum yıllarda henüz bu kadar kötüleşmemiş idi hukuk fakültelerinin durumu.

    şimdiki durum ise içler acısıdır.

    eğitimin 5 yıla çıkartılması eğitim kalitesinin artırılması için fayda sağlayabilir fakat zihniyet değişmedikçe 5 değil 25 yıl da yapsanız her şey aynı kalmaya mahkum.

    ondan sonra yargıtay kararlarını ilahi söz sayan hakimler ve avukatlarla uğraşın durun.

    linkte 2017 yılı baz alınarak çeşitli kriterlere göre sıralanmış hukuk fakültelerini göreceksiniz. özellikle 'en az akademisyene sahip 3 hukuk fakültesi' bölümünü incelemenizi tavsiye ediyorum. her ne kadar 'en az akademisyene sahip 40 hukuk fakültesi'ni göremesek de dersleri arasında derya deniz bilgi farklılığı bulunan bir fakültenin 20 kişiyle yönetilmesinin imkansız olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
  • darısı eğitim fakültelerinin başınadır. hatta eğitim fakültesi hazırlık sınıfları hariç altı yıl olmalıdır.
  • maşallah hukukçular dışında herkes yorum yapmış. çıkardığım sonuç ise bir eğitim öğretim kurumu eğer paralıysa kötüdür. amk 3 kuruş beyninizle yorum yapmayın lütfen sahayı hukukçulara bırakın.
hesabın var mı? giriş yap