• nihayet if istanbulun yanında esamesi bile okunmayacak derecede minimalse de, bir başlangıçtır diyoruz ve güzel şehrimizde bunu da görmenin mutluluğu ile programı sözlük bünyesine kazandırıyoruz:

    3 mart cuma
    11:00 şeytan'ın madencisi
    13:00 wholphin
    15:30 kira
    19:30 sana bir sır vereceğim
    22:00 ben ve sen ve diğerleri
    00:00 şeker

    4 mart cumartesi
    11:00 cheyenne'i unutmak
    13:00 mürekkep balığı ve balina
    15:30 fırtına
    19:30 altüst
    22:00 junebug
    00:00 hayatta kalmanın 5 yolu

    5 mart pazar
    11:00 yaş 12
    13:00 kaena: kehanet
    15:30 jack ve rose'un şarkısı
    19:30 george michael: farklı bir hikaye
    22:00 biz ne biliyoruz ki?!

    biletler
    tam: 10 ytl,
    öğrenci: 8 ytl

    22-26 şubat %10 indirim biletix web sitesi ve çağrı merkezinde.

    festival süresince yapı kredi university telecard sahiplerine %50 indirim.
    haftaiçi günün ilk seanslarına bilet alan gnctrkcll'lilere 1 bilet alana 1 bilet bedava.

    ve son olarak gösterimler afm ankara migros'ta... iyi seyirler!
  • oooley oley oley oley nidaları ile karşılanan süper hadise; gazete sayfalarına bakıp iç geçirmekten kurtulacağız, bağımsızlar yayılsın efendim memeleket satıhlarına...
  • adı bağımsız filmler festivali olup da bilet fiyatları 8.5/10.5 ytl olan festivaldir (ilk açıklamada bilet fiyatlarının normal, yani indirimli olmayan dönemde 8/10 ytl olacağı açıklanmış olmasına rağmen şu an bu rakamlar 0.5 ytl artmış olarak açıklanmaktadır her ne hikmetse). üstelik 22:00 seanslarında da öğrenci bileti uygulaması yoktur. belki bu fiyatlar istanbul için normaldir ama ankara'da hiç bir festivalin bilet fiyatları bu düzeyde değildir ve bu fiyatlar da ankara'nın kemikleşmiş festival seyirci kitlesi için oldukça yüksektir. ayrıca film gösterimlerinin yapılacağı afm migros'un da festival seyircisinin ayağının alıştığı bir sinema olmadığını da eklemek gerekir. yıllar önce salonlarından biri olarak burası belirlenen bir festivalde bazı filmleri 3-5 kişi izlediğimi hatırlarım.

    kişisel olarak paraya kıyıp epeyce filme gitmeyi planlıyorum, ancak seyirci sayısının beklenenden az olması durumunda kimse çıkıp da "ankara'dan yeterli ilgiyi göremediğimiz için gelecek sene festivali buraya getirmiyoruz" gibi bir açıklama yapmasın lütfen.
  • university telecard sahiplerinin yüzde elli indirimden yararlanabilmek için sadece kart sahibi değil, hesapta para bulundurmalarının da elzem olduğu festivaldi. halbuki "kart sahiplerine" indirim yapılacağı belirtiliyordu sadece, "ödemeler bu karttan yapıldığı taktirde indirim uygulanır" denmiyordu...

    sonuç olarak sadece bir filme girebildim; cmt-19.00daki altüst. bağımsız filmlerden beklentim daha sakin sularda yüzmesi olsa da gayet eğlenceli bir filmdi; bir tür mockumentary idi. güzel göndermeler ve çekimler vardı. gözlerimi kapatınca dünya daha güzel görünüyor sözünü doğruluyordu sağır dj'in durumu; gözlüklü , şişko şirket sahibinin yanardöner ifadeleri en acıklı, frankie'nin film sonunda su içip çocuklara fışkırtması da sanırım en komik anıydı filmin...
  • university telecard sahiplerine haftasonu ve 19.00 dahil aksam seansları dısında yuzde elli indirimin soz konusu oldugu fest. yalniz bir kisinin kartindan ancak 50 lira cekilebiliyor, aklinizda olsun.
  • böyle iş mi olur arkadaş festivalidir bu.

    tutmuşlar cepa avm ve panorama avm'ye koymuşlar filmleri. arkadaşım o sinemalara kim izlemeye gidiyor film allaşkına? haftasonu hanımla çocukları alışveriş merkezine götüreyim gitmişken bir de film izleyelim sinemalarıdır bunlar. migros bile daha iyiymiş.

    bilet fiyatları da şöyle:

    tam - 12.00 tl
    öğrenci - 10.00 tl

    yaptığınız işin...
  • dun (26 subat) hayirlisiyla basladi. simdilik uc film izledim. onlara dair diyeceklerimi kendi basliklarinin altlarina yazarim. bu entry bir nevi, "dedikodudan sosyal gerceklige baglama" seysi olsun.
    neredeyse hic nefes almadan 3. filme (bkz: franklyn) girdim, yerime oturdum. sanirim sagimdaki de benim gibi tek basina gelmis bir hanim kizimiz idi. sol tarafimda ise bir cift vardi. ciftin, sonradan sarisin (ahahhaa bayiliyorum bu tabire) disi tarafi hemen yanimda, kivircik saclari ve ince telli gozluguyle tam bir "hocam" havasinda olan erkek tarafiysa disinin solunda oturuyordu. plani biraz karisik mi anlattim acep? neyse...
    efenim daha reklamlar var haliyle ciftimiz sohbet etmekte. "ama hayatim evde dizi izliyordum" repligini duymadan kulak kabartmamistim. ama kulaklarim onu yakalayinca "obbaaa! super bisiler geliyor, hadi bakalim" dedim. zaten daha reklamlar vardi. konusmalarin hepsini maalesef duyamadim ama duyabildiklerim sunlar:
    sonradan sarisin disi: hmmm simdi festival filmi miymis bu? (boyle bi kavram var tebe, "festival filmi") (ve sanirim "festival filmi virginity"sini bu filmle bozuyor, film de "franklyn" ahahahha)
    "hocam" havasindaki erkek: evet canim oyle (ah yavruuum, ne de sefkatliiii...)
    ssd (elindeki brosure filan bakarak): hmm "if"... neden "if" koymuslar ki adini? turkce bisi olsaymis. (di mi... bence de!)
    hhe: bilmem. ama bak if'in 'i'si unlem seklinde. (yani????)
    ssd: hi hi evet. (neyse onlar kendi aralarinda anlasti herhalde.)
    ...
    hhe: bak ben bilet almasaydim, sinemaya da gelemeyecektik. (sefkatten miz miz adama indi iki dakkada bravo!)(madalya lazim mi canim?)
    ssd: ama canim dedim ya, evdeydim dizi izliyordum, cikamazdim. (aha! bi daha duydum. yani cok da yuklenmemek gerek. belki aralarinda sifreli filan konusuyorlardir. ne biliyim kizcagizin dizi izleme gibi bi mecburiyeti vardir. aile saatidir vs vs...)
    hhe: ama sen de hep dizi izliyorsun cannniiiimmm (heee... belki de yuklenebiliriz. bi de "dizi" izliyor. yani genel olarak dizi... hani soyle bi isim gecse hah diyecem, bir begenisi var.) (evet hunharca yukleniyorum, direk harciyorum.)
    ssd kikir kikir guler biraz ve konu kapanir.
    derken perdenin altindaki "kucuk perde" dikkatlerini ceker.
    ssd: aa bak perdenin altinda, kucuk bir perde daha var.
    hhe: hmm evet, orada altyazi olacak galiba. (bingo!)
    ssd: demek filmin de altyazisi var. (hic fena bir cikarim degil.)
    hhe: evet herhalde oyle.
    (kisa bir sessizlik)
    (ve icsesimin geyiklerine mani olamadigim replik geliyor.)
    hhe: ama film ingilizce oldugu icin altyazisi olmayabilir. (ahahhahaha ahahhahahhahhaaaaahhhahha!!!) (oh!) (ahahhaha!)

    ve bunu gayet makul bir mantik cikarimi sonucunda soyluyor, belli, her halinden belli. tabi canim, festivalde film izlemeye gelmisiz, film ingilizce, bir de altyazi mi olacak. peh! festival seyircisi dedigin en az 3 dil bilir zaten. bilet satarken bile soruyorlar degil mi ama...

    buradan sonra kulaklarimi tikadim. reklamlar da bitmisti hem. ayh! ne uzunduuu...

    ankara'da nereden cikacagi belli olmayan betonlarla karsilasabiliyorsunuz. karasal iklim miiii, olceksel kimi on/arka yargilar miii... belki de hepsi. kocaman "dunya sehirleri"nde ya da minnacik kasabalarda insanlarin bi "aaa bu yeni bisi", "aa ben bunu bilmiyorum", "aa dur hele bakayim neymis" yaklasimlari, bazen bana oyle geliyor ki, ankara'ya gore daha yaygin.
    ya da soyle soyleyeyim, bilmiyorsaniz biliyormus gibi yapmayin. er gec ortaya cikiyor ve manyakca gulunc oluyor. bilmediginiz bisiyle ya da kendi bilmeyisinizle bilmeye bilmeye dalga gecebilirsiniz. bu cok eglenceli olur. ama hakkinda salt kulaktan duyma seylerle fikir uretmeye ugrastiginizda, dedigim gibi gulunc oluyor. ha bilmediginizin farkinda degilsinizdir, o zaman yapacak bisi yok. tum sozler beyhude.

    nerelerden nerelere geldim. devasa genellemeler de yaptim. biliyorum. duyabildigim kadar muhabbete, daha coklu bakabilecekken, bir iki yonuyle baktim. onlar da yerinde midir bilmem. ama iste burada bir "yer"deler.
    uzun uzun yazdim. fikirler, gorusler sundum.

    anlatabiliyor muyum?
  • son 3-4 gündür aldığım, genç turkcell indirimi ile if ankara cepa sinemasında mesajları; zaten hali hazırda oluşmuş hayal kırıklığımı daha da arttırak beni bu entry i yazmaya sevk etti sayın okuyucular. bu organizasyonun alışveriş merkezi denilen ucube yerlerde olmasını hala anlayamıyorum. olayın ruhuna aykırı hareketler bunlar. hiç ettiğin bu manevi yapıyı daha da bozmak için genç turkcell indirimini devreye sokuyorsun. yok iki bilet tek bilet fiyatınaymış. yahu sinemaya tek başına giden insanların, kime ne zararı var? neden böyle dışlıyorsunuz adamları? (burada sözüm turkcell e)

    tüm bunlara rağmen, pazar günü banka hesabımdaki son bir kaç lirayı alacaksın ya, işte aslında tüm mesele bu.
  • gösterimleri cepa da olan festival.
    etkinlik takvimine şuradan bakılabilir.
    http://www.ifankara.com/tr/program/calendar

    la nana, der knochenmann izlemeyi planladığım filmler, festival saatleri- iş saatleri dolayısıyla izlemeye değer birçok filmi de kaçıracağım malesef.
hesabın var mı? giriş yap