• çoğu zaman ilaç sektöründe çalıştığım için utanıyorum. yani en azından bunu düşündüğüm zamanlar. insan her gün yaptığı işi her yaptığında sorgulamıyor haliyle. ancak bugün o ilaçlara nasıl teşekkür edeceğimi şaşırdım. sayelerinde rahat bir uyku uyuyacağım. ve bunu şu anda binlerce insan yaşıyordur benimle birlikte. rahat uykuyu bırak kiminin hayatı günde aldığı bir tablete bağlı. işte böyle şeyler olunca da iyi ki varlar diyorum. tabii bu durum benim ağrılarımın dinmesinin arkasında birçok ölü hayvan olduğu gerçeğini değiştirmiyor. hatta bazen ölü insan. evet böyle bu. sahipsiz beagle'lar ile yapılan testler sonucunda onayı alınan bir ilaç benim köpeklerimi kurtarıyor. orada binlerce köpek acı çekiyor, ölüyor, ben o ilacı para karşılığında alıp köpeğimin hastalığını iyileştiriyorum. halbuki o beagle da benim olabilirdi ki ne farkı var yani. neyse şimdi tekrar nefret etmek istemiyorum ilaçtan. bugün teşekkür etmiştim ona. yine de çok kötü be, sistem, komple.
    özür dilerim fareler. bugün hep cesedinizi içtim. kafayı sıyırmadım be, bize sıyırık geldi bu, orijinal ambalajında. siz kalpsizsiniz olm.
  • rutin aldıklarımı içerken de oluyor, ama genelde, dönemlik, yaşanılan hastalık boyunca alınanlarda hep aynı hissi oluşturuyor bende;

    x ilacını içiyorum suyla. boğazıma değdiği anda, lan naptım ben. ilacı yanlış aldım herhalde. ağızdan mıydı olm bu? allam kulağıma mı sokacaktım yoksa. o saniyelik tedirginlik, anlık yaşanan hah şimdi sıçtım duygusu, muhtemelen ilacın plasebo etkisinden.
  • faydalı zehir.
  • - ruh emar'ı nerede çekiliyor?
    - yatakta.
    - ilaçlısı?
    - o çıplak çekim. coca-cola'ya ilaç katılıp çekiliyor. (burada hastaya önceden az bilgi verilir.)

    tekerlememsi, vurgulanmış, iki sözcüklü hale getirilmiş hali fethiye'de ilaç yamaç şeklinde söylenir.
    aşağı yukarı ilaç milaç türündeki kalıpların yöresel özgün halidir.

    dilem, gönül ilacı anlamı uydurma olan çok ilginç güzel isim. zira dilem bileşik sözcük sayılırsa, dil bölümü farsça, em bölümü türkçe kökenli.

    "galiba tabiat, ancak oldukça kısa süreli hastalıklara yol açabiliyor. ama tıp, hastalıkları uzatma görevini üstlenmiş durumda. /.../ ilaçlar olmasa, tabiat hastalığa bu kadar uzun mühlet tanımaz. tıbbın neredeyse tabiatın kuvvetine erişerek insanı yatağına çivileyebilmesi, ölüm cezası tehdidiyle bir ilacı kullanmaya insanı mecbur edebilmesi, bir mucizedir." marcel proust - la prisonniere

    [- peki sizin doktor ne yapıyor size? diye sordu kral.
    - haşmetmeap*! diye yanıtladı moliere, şundan bundan konuşuyoruz. zaman zaman ilaç veriyor, ama, öğütleri ne kadar kesin olursa olsun, almıyorum verdiği ilaçları, ve bu yüzden hep iyileşiyorum majesteleri!] mihail bulgakov - moliere efendi

    faust:
    "ilaç buydu, hastalar ölürdü,
    soran olmazdı kim kurtuldu diye,
    böylece biz, cehennem macunlarıyla,
    bu oylumlarda, bu tepelerde
    işler yaptık, vebadan daha kötü,
    ben verdim binlercesine bu ağıyı!
    öldüler onlar, yaşıyorum ben
    o soysuz katillerin övüldüklerini görerek." goethe - faust (çev. ismet zeki eyuboğlu)

    "her şeyin ilacı tuzlu su: ter, göz yaşları veya deniz." isak dinesen (karen blixen)

    (bkz: emsiz), em
    (bkz: emzik), amcık
    (bkz: akıllı ilaç)
    (bkz: haplı), haplanmak
  • bilinçsiz ilaç tüketiyoruz. kimya fabrikaları önce kimyasal silah üretiyordu. ikinci dünya savaşı'ndan sonra ilaç sektörüne geçtiler. kimyasal silahlarla yüz binlerce kişiyi öldüren bu sektör ne oldu da bir anda insan sağlığını düşünür oldu.
  • sayısız rat ve plasebo kontrollü insan deneyinden sonra yetkili mercilerden onay alırsa, seri üretime geçilip üretimi yapılabilen ve hastalıkların tedavisinde kullanılan kimyasal maddelerin genel adıdır.
  • yıllar öncesi okuduğum bir makaleden alıntıdır öncelikle onu belirteyim.

    ilaç diye bildiğiniz şey aslında sizi hastalağınızdan kurtaracak bir enstrüman değildir. sadece hastlağın semptomlarını gizleyerek sizi iyileşiyor sanmaya teşvik eden bir materyaldir. mesela en bilinen olanından bahsedelim. grip oldunuz ve ölüyorsunuz ateşten ve boğaz yanmasından, öksürükte cabası, bütün mafsallarınız ağrıdan kırılıyor. gittiniz bir doktora anlı şanlı ilaçlar yazıp sizi eve geri gönderdi. hemen ilaçlarınıza gömülüyorsunuz ve beklemeye başlıyorsunuz. etkileri azalır diye ümit ediyorsunuz. ilk gece uykusundan sonra kendinizi biraz daha iyi hissetmeye başladınız. ama hala hastasınız ondan eminsiniz. anneniz veya artık her kimse siz çorba yaptı içiniz ısınsın diye. siz doktorun verdiği saatlerde ilaçlarınızı yutmaya devam ediyorsunuz ve biraz da olsa bitiniz kanlanmaya başladı. seviniyorsunuz elbette ve içinizden bu ilaçlar iyi geldi, iyi doktormuş diyorsunuz peşinden. aklınızı yiyin gidip oldu mu ? ialç filan iyi gelmedi sadece siz onu almaya başladığınızda hastalığın etkilerini gizlemek için uğraşıp duruyor siz de bunu yiyorsunuz. asıl savaş hastalığınızla vücut savunma sisteminiz arasında yaşanıyor bundan haberiniz dahi yok. eğer bu savaştan vücut savunmanız galip çıkacaksa zafer ilaçların, hastalık çıkarsa kaderiniz olacak. silah endüstrisinden sonra en büyük ciro ve kar elde eden şirketlerin ilaç sektörüne ait olduğunu biliyor muydunuz ? kim süt veren danayı keser hiç düşündünüz mü ?
  • dünya sağlık örgütünün tanımına göre fizyolojik sistemleri veya patolojik durumları alanın yararı için değiştirmek veya incelemek amacıyla kullanılabilen bir maddedir.
    ortalama olarak yeni bir ilacın laboratuvardan hastaya ulaşmasının bir firmaya maliyeti 802 milyon dolardır ve yaklaşık olarak 10-15 yıl süren bir süreçte gerçekleşir.ön klinik testlerden geçirilen yaklaşık 5000 bileşikten sadece 5 tanesi insanlarda denenebilir ve bu 5 taneden sadece 1 tanesi ilaç onayı alabilmektedir.
    ilaçların neden bu kadar pahalı olduğunu açıklayan bir durum.ayrıca ender görülen hastalıklarda kullanılan ilaçların çok daha pahalı olmasını da açıklıyor.çünkü bu maliyeti çıkaracak kadar satış yapmaları çok zor.
  • ortlama bir ilaç 5000-6000 personelin 30-40 yıl süreyle çalışarak 200 ile 500 milyon dolar maliyetle ortaya çıkardığı yüksek bir arge ürünüdür.
  • günde 6 tane aldığım kimyasal bileşen. hop 4 tanesi gitti şimdi hep beraber. işin güzel yanı ilaçlarımın rengi de sarı kırmızı *. bunları normal insan evladı içse karaciğer kalmaz ama söyleyeyim.
hesabın var mı? giriş yap