• efendim, akla gülten akın'dan bir "ilkyaz" gelir niyeyse...hani şu en uzun günü atlattığımız 21 haziran sonrasında geliveriyor, kimsenin incelikleri* anlamadığı, arsız mevsim...

    "...
    ah, kimselerin vakti yok
    durup ince şeyleri anlamaya

    kalın fırçalarını kullanarak geçiyorlar
    evler çocuklar mezarlar çizerek dünyaya
    yitenler olduğu görülüyor bir türküyü açtılar mı
    bakıp kapatıyorlar
    geceye giriyor türküler ve ince şeyler

    "memelerinde biraz irin, biraz balık ve biraz gözyaşı
    bir dev oluyorsun deniz deniz deniz
    sisin dere ağızlarından sokulup akşamları
    fındıklarımızı basıyor
    neyleriz kararan tomurcukları
    çocuklarımıza yalvarıyoruz: aç durun biraz
    tecimenlere yalvarıyoruz :
    bir "hotel" bir gizli evlenme az çiziniz
    bir banka az çiziniz bir yalvarma
    bizden size ve sizden dışardakilere

    karılarımızı yolluyoruz tırnaklarını kesmeye ve demeye
    -evet efendim-
    çocuklarımızı yolluyoruz dilenmeye
    bizler gidiyoruz yatağımız tanrıya emanet
    yazların motorlu çingeneleri

    ah kimselerin vakti yok
    durup ince şeyler, anlamaya

    baba evleri, ilk kez girilen ırmağa dönüş
    toprağa tutku, kendinden dolayı
    kulaklarımızı tıkıyoruz: para para para
    kulaklarımızı açıyoruz: kavga kavga kavga
    sorar belki biri: kavga ama neden kavga
    komşumuza sonsuz balta, karımıza yumruklar içinde
    -bilmiyoruz neden kavga.

    sonra kasabamızın cezaevinde
    silgimizi göz önüne yerleştiriyoruz
    günlerimizi iterek genişletiyoruz
    yer açıyoruz karılarımızı düşünmeye
    bizsiz geçen menevşeyi düşünmeye

    durup ince şeyleri anlama
    kimselerin vakti olmasa da
    okulların kadın öğretmencikleri
    tatil günlerini çoğaltsalar da
    kutsal nemiz varsa onun adına
    gözlerimiz için bağlar dokusalar da
    birikimler ve çizgiler gitgide gitgide
    açmaya ilkyaz çiçekleri

    bir gün birileri öte geçelerden
    ıslık çalarlar, yanıt veririz"
    ..."
  • bir kız ismi.
  • aysun kocatepe ve ali kocatepe ikilisinden esinlenerek ailemin bana bahşettiği isim. çok çektim maalesef bu isimden sayın okurlar.
    1) hiçbir zaman çağrı merkezi çalışanları adımı düzgün telaffuz edemez.
    1a) yeni tanıştığın insanlar ismini anlayamaz ve "şu ismi garip olan kız" diye adınız kalabilir.
    2) ilkokulda ilk öğrenilen çat pat ingilizceden sonra isminiz okulda "first summer"a çıkabilir. bu yıllar yıllar boyu devam eder.
    3) bilumum değişik arkadaşlık sitelerinde çat diye bulunursunuz nick kullanmak her zaman işe yaramayabilir.

    bunların dışında faydaları da vardır bazen. bir ortamda daha önce duyulmamış bir ismin varsa ilk hatırlanan sen oluyorsun. ayrıca "aa ismin çok hoş" diyenler de çıkmadı değil.
  • aşkın en deli çağları.
    sancılı bahar bir sıcak mevsim doğuruyor içime.
    yosunlu, berrak denizler kamaşırken damağımda, yalın kokular küçük notlar iliştiriyor hafızama, bilmiyorum ben.
    ömrümce hatırlayacağım o anları, günleri, duyguları. her şey geçecek hızla, değişecek, eskiyecek. sevdiğim insanlar ölecek, izleri silinecek coğrafyamdan.
    büyümek diye bir şey varmış, tanımıyorum ben.
    akşamların birinde aylardan nisan, incecik kumaşların içinde aşkla titriyorum, başımda kavak yelleri.
    aklımda elleri, deli gözleri.
    zaman kahrolsun!

    kahrolsun böyle içime işlediği için, canımı yaktığı için, habersizce uzayıp gittiği için.
    ne kokular geçiyor yüreğimden! saysam döksem sığdıramam. papatyalar, nergisler, kırtasiyeler, yeşil sabunla naftalin bile aşk taşıyor geçmişime. evler taşınıyor içimde bağlara, bahçelere.
    zaman! nasıl geçtin bu kadar? dönsem şimdi, tek tek dönsem bütün haziranlara. bir iki üç beş hepsini bir bir saysam, ağırlaşsa kanım, göz kapaklarım.
    cevizler, zeytinler, narlar... gölgeleri değse kalbime.
    dursam, öylece dursam sonsuza kadar.
    içim sızım sızım.
  • aylak adam'ın ikinci bölümünün adıdır
    edit: ayrıca kızıma koyacağım isimdir.
  • ümit yaşar oğuzcan'ın ben eylül sen haziran şiirinde geçer, nerede bir ilkyaz, haziran ve benzeri görsem aklıma gelir..

    "bir eylüldü başlayan içimde
    ağaçlar dökmüştü yapraklarını
    çimenler sararmıştı
    rengi solmuştu tüm çiçeklerin
    gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
    katar gidiyordu kuşlar uzaklara
    deli deli esiyordu rüzgar
    dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
    yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar

    neydi o bir zamanlar
    sevmişliğim, sevilmişliğim
    o heyheyler, o delişmenlikler neydi
    ne bu kadere boyun eğmişliğim
    ne bu acıdan korlaşan yürek
    ne bu kurumuş nehir; gözyaşım
    önümdeki diz boyu karanlıklar da ne
    ne bu ardımdaki kül yığını; elli yaşım

    beni kötü yakaladın haziran
    gamlı, yıkık eylül sonuma
    bir ilk yaz tazeliği getirdin
    masmavi göğünle
    cana can katan güneşinle
    pırıl pırıl engin denizinle girdin içime
    çiçekler açtı dokunduğun
    çimler büyüdü yürüdüğün
    ve güller katmer oldu güldüğün yerde

    başımda senin kuşların kanat çırpıyor şimdi
    oldurduğun yemişlerin ağırlığından
    dallarım yere değiyor
    güneşi batmadan saçlarının
    bir dolunay doğuyor bakışlarından
    gün boyu senden bir meltem esiyor yanan alnıma
    uykusuz gecelerim seninle apaydınlık
    başım dönüyor, of başım dönüyor yaşamaktan
    ölebilirim artık

    ölme diyorsan; gitme kal öyleyse
    sarıl sımsıkı, tenim ol, beni bırakma
    baksana; parmak uçlarım ateş
    lavlar fışkırıyor göz bebeklerimden
    hadi gel, tut ellerimi, benimle yan
    benimle meydan oku her çaresizliğe
    benimle uyu, benimle uyan
    birlikte varalım on üçüncü aylara"
  • yaklaşıyor..

    serin ilkbahar havasının artık sıcağa yakın ılığa dönmesinden, sıcakların bastırmasına kadar olan zamandır. mart ve nisanda açan ilkbahar çiçeklerinin tamamen ortadan kaybolup bütün ağaçların yeşile kesmesi ile başlamış demektir.

    mayısın ortası ile haziranın ortası arası bir küçük mevsimcik. ilkbaharın son demleri..

    aziz nesin sıkça kullanırdı ayrıca bu güzel sözcüğü.

    allerji mevsimidir bir de..
  • türkçedeki en güzel kız ismi olabilir.

    tanımladığı zaman dilimi olarak da yılın en güzel kısmıdır. öyle ki bütün yıl ilkyazın hayalini kurar insan.
  • yanaklarınızda kırmızı, giysilerinizde beyaz, saçlarınızda rüzgar, yol kenarında gelincik, evinizin bahçesinde kiraz ağacı, dudaklarınızda kumlu dut tadı, masanızdaki vazoda açan size koparılmış güller...
    ilk aşk benzeri bişiy.
  • "(...)
    ve yağmur -yağmurlar-
    ah şu yağmurlar durmasa ya
    ne güzel ıslanıyor ilkyaz
    ne güzel ne güzel ne güzel
    denize zorla sokulmuş
    ağlamaklı bir çocuk gibi."

    [edip cansever'in kaçışına uğrayan çiçek'inden]
hesabın var mı? giriş yap