immanuel tolstoyevski ve otisabi ile eve çıkmak
-
akşam eve gelince beyler makarna mı yiyelim patates mi sorusuna 45 dakika süren bir yanıt aldıktan sonra hiçbir şey anlamayıp 2 buçuk saat düşündükten sonra aç uyumaktır.
-
immanuel lafı uzatsa da pratik bir adam.
"markete giderken konuşuruz abi" derseniz, konuşur ama markete de gelir yani.
otis konuşmaya başlayınca bilgisayarda bir oyun açın, arada bir dinliyormuş gibi kafanızı sallarsınız, olur gider işte. -
varoluşçu evrende makarnanın diyalektikle imtihana tabi tutulacağı bir ev olacaktır.
-
-
gayet tırışka bir harekettir.
gelsin igdaş faturası görürüm cool kankaları. -
siz "makarna mı yiyelim patates mi" sorusuna immanuel tolstoyevski ve otisabi'nin verdiği cevapları 2.5 saat düşünürken, kanzuk'un makarnayı götürüp üstüne de patates kızartması ve carlsberg'i gömmesiyle sonuçlanak olaylar zincirinin ilk halkası.
kanzuk nerden çıktı diyenlere. -
-
otisabinin soyledigi her seyi immanuele tercume ettirmek zorunda kalirdim.
immanuel bu durumdan sıkılıp ilk isyan eden olurdu ve ev dagilirdi. -
goygoy zehirlenmesi ile sonuçlanacaktır.
-
şu güzel cumartesinin 34 dakikasını* cümlede geçen yazarları bulup, yazdıklarını okuyup başlığı açan ilk yazarın neden böyle bişey yazdığını anlamak için harcadım, sonuç olarak 0,63* saniye kadar "ehe anladım"şeklinde bir tepki verebildim. devamında beyin hücreleri tetiklenmiş olsa gerek 20 dakika kadar "benim amacım ne lağn" konulu düşünme prosesim de pek bir fayda göstermeyince o ilk amaçsız formuma geri dönebildim. konuyla uzaktan yakından alakam yokken ring otobüsüne döndüm, ne gerek vardı buna.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap