• inka, kendisini yönetici diye tanıtanların lakayıt tavırları, elemanlarına yapılan kötü muameleler ve hizmet verdikleri kişileri sallamamaları dolayısıyla fikrimce batmaya mahkum insan kaynakları şirketi taşeronu ve organizasyon şirketidir.

    yalnız ülkemizde tanıdık, torpil ve adam kayırmanın had safhada olduğu düşünülürse sanıyorum bu söylediğim biraz havada kalacaktır. işlerini düzgün yapamayan fakat inatla o koltukta oturan pek çok müdür, şef, patron,bakan ve hatta başbakan görmüş olan bu milletin yaşadığı, kötünün ödülendirilip iyinin keriz yerine konulduğu bu yerde; inka gibi çalışan şirketler de ayakta kalmaya devam edecektir.

    bu sebeple, işlerini yarım yapmak ya da büyük egolarını başarılarıyla değil insanları aşağılayarak tatmin etmeye çalışan kişilerin kendilerine yönetici dediği ve çoğunluğu ya üniversite öğrencisi ya da mezunu olan çalışanlarına karşı takındıkları terbiye sınırlarını zorlayan tavırları dolayısıyla başarı sağladıklarını düşünen bu kişilerde yaşamaya devam edecektir.
    tabi ki bütün şirketi aynı çuvala koymak istemiyorum aralarında gerçekten iyi çalışan insanlar saygılı tavırlı yöneticiler de mevcuttu ancak sanıyorum yaşın yanında kurunun da yanmasından ötürü o insanların yaptıkları da havada kalıyor.

    son olarak şunu söyleyebilirim inka, bir iş yapılırken yapılan iş ne olursa olsun ne yapmaması gerektiğini çok net bir biçimde gözler önüne sermektedir. naçizane tavsiyem şudur ki saygı duydukları bir işte çok daha başarılı olacaklardır.
  • üniversite hayatımı finanse etmiş organizasyon şirketi. olayı çok da dramatize etmek istemiyorum ama üniversiteye gidecek otobüs paramın olmadığı zamanlarda her yere başvuruyordum. burası döndü ama kimdi bu adamlar neydi hiçbir fikrim yoktu. sonra ya onlar anlattı ya da ben gide gele anladım mevzuyu tam hatırlamıyorum.

    genel olarak özetlemek gerekirse aklınıza gelebilecek her tür organizasyonda en acayip en değişik işleri yapabildiğiniz bir organizasyon şirketi. abdullah gül'ün etrafında kalkan olup (cumhurbaşkanıydı bir fuara gelmişti) gazetecileri uzak tuttuğumu, antalyada bir kongrede cem yılmaz'a pall mall sigaramdan verdiğimi gösteri öncesinde, istanbulda bir kongrede bürokratlar ve bakanların gezdiği odaların master keyi ile bir odaya geçip etrafa bakarken koltukta uyuyakaldığımı, beni arayıp bulamadıklarını ve devlet eşrafının yabancı konuklarla beklerken bir bellboyun anahtarıyla görüşme odalarını tek tek gezdikleri ve sadece benim odamın kapısını açamadığını...vs hatırlıyorum. sayısız acayip, hatırlatıkça gülümseten ve ilginç anım vardı bu şirkette. tabi bunların haricinde genellikle sunum yapılır kongrelerde, sunumların yapıldığı alanlarda salon görevlisi olabilirsiniz, sunumları alıp yükleyenler olabilirsiniz, kapıda bekleyenler olabilirsiniz yani alanda ihtiyaç olan herhangi bir yerde size ihtiyaç duyulabilir.

    bu iş aşırı nitelik gerektiren bir iş olmadığı için vasıfsızlıktan bir tık ötededir. dil bilmeniz iyi olur çünkü konukların yabancı olduğu kongrelerdir bunlar genellikle. iletişim kurmanız gerekir. ücreti de buna mukabildir yani sizi lord yapmaz ama işinizi görür öğrenci hesabı. ayrıca bir güzel yanı vardır ki sürekli değildir. sizi çağırdıkları iş bir günlük de olabilir, on günlük de olabilir. 15 günlük de olabilir. sizin çağıran kişiyle olan ilişkinize bağlı olarak çağırılma sıklığınız değişebilir. mesela kabul ettiğiniz bir işi son dakika "emmim öldü" diye satarsanız sizi bir daha zor ararlar. unutmazlar. ama kabul etme sıklığınıza uygun olarak sizi çağırırlar işlere. mesela hep uygun olduğunuzu söylerseniz ve memnunlarsa sizden devamlı işlere çağırırlar. ama öğrenci hesabı atıyorum ayda on gün müsait oluyorsanız o kadar ayarlarlar. satmayacağınızı bilirlerse güvenirler ve rahat güzel işlere de çağırırlar. evet böyle işler vardır.

    bu kongreler çeşitli yerlerde olabilir. yaz aylarında antalyanın en cavcaklı en tantanalı otellerinde olabilir ve mesai bittikten sonra eğlencenin dibine vurabilirsiniz kaçta yattığınıza ne yapıp ettiğinize bakmazlar. genellikle bu otellerde konaklar ve o şartlardan faydalanırsınız. ya da erzurumda bir kongre vardır, çağırırlar, gezip göreyim dersiniz gidersiniz. ben türkiyenin bir çok yerine gittim in-kayla. yine de kongrelerin yoğun olduğu il istanbuldur. çok iş olur, çok adam ihtiyacı olur.

    tabi her şey güllük gülistanlık değil burada. bu bir iş ve insanlar bu işten para kazanıyorlar. ciddi yani. mesai saatleri uzundur evet yani sabah 6'da başlayıp gece 22.00'da bitirebilirsiniz işi. genellikle de böyledir. neden böyledir ? aslında in-ka'dan ziyade organizasyon sahibi şirketin dalaveresidir bu zira in-ka işini yaptığı bu firmanın olurunu almadan çalışanlarını salmaz çünkü her an her dakika bir iş çıkarabilirler ve odalardan adam toplamak ya da evlerine giden adamları getirmek çok zordur. emin olmaları gerekir. buna isyan etmenin anlamı yok ve evet ben de sevmezdim, nefret ederdim ama bu işin doğasında bu var.

    yöneticileri yani supervisor seviyesindeki insanlar gaddar ve zalim olamazlar zira karşılarındaki adamları ellerinde tutmaları gerekmektedir. yani çıkıp gitseniz size bir şey diyemezler. ama işte buyurgan oldukları ve sizden mümkün mertebe faydalanmaya çalıştıkları da bir gerçektir. sunum görevlisi olarak kutu taşır taşınmaya yardım eder ve ya bambaşka başka görevleri de yerine getirirsiniz. yani asli görevleriniz haricinde yan görevleriniz de vardır ve yöneticiler bunları bekler ister. ancak bir iki saçma egolu tip haricinde genellikle supervisor üstü seviyedeki insanlar iyidir halden anlar. özellikle barış ballı'yı halen gülümseyerek anıyorum. muhteşem bir insandı.

    bu iş evet yorar, evet görev tanımınız biraz belirsizdir, vasıfsızlığın birazcık üstünde bir iş yaparsınız ve size bu işte yapmanız gerekenleri söyleyenler olacaktır. çalışma saatleri uzundur. ama çok ağır bir iş değildir sizi 16 saat aralıksız o işten o işe koşturmazlar ancak bazı şeyleri beklersiniz ve beklemek yerine başka şeyler yapabilmeyi tercih edersiniz ama bu bir iş ve bu işin doğasında gerçeklerinde bunlar var ne yazık ki. yine de bir çok arkadaş edinirsiniz, bilmediğini üniversitelerden kız erkek bir çok insanla tanışırsınız, asla gitmeyeceğiniz göremeyeceğiniz yerlere gider orada vakit geçirir ve başka bir dünyayı tanırsınız. yani ne cennet ne cehennem, iyi yönleri var kötü yönleri var.

    burada çok acayip anılarım var ama en ilginci çırağan sarayındaki bir kongrenin sonundaydı. devlet erkanının yine başrolde oynadığı bir kongreydi. hatta reis de gelmiş ve o gelirken koridorların yan kapılarını bile kilitlemişlerdi. yanılmıyorsam bir nato kongresi gibi bir şeydi. kongre bitti konuşmalar tamamlandı ve salonları topladık. tabi herkes gidince in-ka çalışanları kuralları eğer büker esnetir. çırağanın salonundaki geniş pencerenin kenarına oturduk herkes yaktı bir sigara ben de bir şeyler anlatıyorum işte yine buradaki gibi. o sırada boş salona bir adam geldi, tripod kurdu ama çok dikkat etmiyoruz. sonra bir sandalye getirdi ve tripoda bir kamera koydu. sonra trtden tanıdığımız sarı kısa saçlı söyleşiler yapan abla geldi ve karşıya da bir sandalye koydular ve oraya da bir adam oturdu. biz bir yandan fosur fosur sigara içiyoruz bu adamın karşısında bir yandan da kendi aramızda geyik goygoya devam ediyoruz. koca salonda sadece bunlar ve biz varız. neyse bunlar konuştular ama ne konuştuklarına dikkat etmedik. çekim yaptılar ve sorular sordular cevaplar aldılar ama ingilizce konuştuklarını biraz da olsa duydum. sonra adam kalktı, yanına bir iki kişi geldi hemen, sarı kısa saçlı trt'li hanımefendinin eli sıkarak uzaklaştı ve kadın da malzemeleri bırakıp gitti. dayanamadım gittim kameramana sordum:

    -abi bu adam kimdi ? dedim
    -ingiltere dış işleri bakanıydı dedi adam bana hiç bakmadan.

    not: sigortalarınızı yatırırlar. endişeniz olmasın.
  • istanbul merkezli, kongre, toplantı, seminer ve benzeri organizasyonlara part-time eleman temini yapan bir firma. genç insan kaynağı sloganıyla hizmet veriyor. eski adı kadro organizasyon. çalışanlarına günlük 35 tl gibi komik bir ücret vermektedir. ssk primlerinin ödendiği söylenmekte fakat tam emin değilim.
  • lafta part time ama full time çalışanlardan daha çok çalışıyorsun bir kere. sabah 6 buçukta gittiğin yerden akşam 9'dan 10'dan önce çıkamıyorsun ve karşılığında aldığın ücret 45, eğer ingilizcen biraz iyi seviyede ise 65 lira. sen 65 lira alırken seninle aynı işi yapan bazı arkadaşlarının günlük 100 liraya geldiğini öğrendiğinde hakkını aramak için nedenini in-ka çalışanlarından birine sorduğunda 'onların ingilizcesi tercüman seviyesinde ama' demeleri insanı ayrı bir çileden çıkartıyor. gitsin tercümanlık yapsın o zaman kongrede benimle beraber stand'da ne işi var diyorsun haliyle? senin bu soruyu sormanın ardından akşamında diğer çalışanlara 'aranızda ücretiniz ile ilgili konuşmayın arkadaşlar' diye toplu bir mesaj gidiyor. hadi buradan yakın. bir de başınıza in-ka'dan çıkmış kişiler işveren olarak gelmişse orada çalışırken nasıl ezildiğini sizi ezmeye çalışırken hemen fark ediyorsunuz zaten. ben bir hafta dayanabildim. ki çalışkan azimli bir insanım normalde. öyle mızmız biri değilim. eğer in-ka ile çalışmayı düşünüyorsan bir kere daha düşünün derim ben. eğer merak ettiğiniz bir şey varsa mesaj kutumu yeşillendirebilirsiniz. seve seve yardımcı olurum.
  • paraya ihtiyacı olan üniversite öğrencilerini hiç çekinmeden, acımasızlığı kullanan insan kaynakları şirketi. günlük çalışma ücretleri 45 tl'dir. eğer çevirmen olarak çalışırsanız 60 tl verirler. günde en fazla 8 saat, ekstrem durumlarda max 13 saat çalıştırıyoruz demelerine aldanmayın. bir kongre işi için sabah saat 6 da kongre merkezinde olmanız istenir ve akşam 10 dan önce çıkamazsınız. servisimiz var denir ama sevis sizi e5 üzerinde eve en yakın olduğunuz yerde bırakır. oysa başka insan kaynakları şirketleri günlük çalışma ücreti olarak 70-120 arası, çevirmenler içinse 80-160 arası vermektedir ki çalışma saatleri gerçekten en fazla 12 saat olur. inka ise 1-2 yıla üniversite mezunu olacak öğrencileri amele gibi çalıştırmaktan çekinmez. bunun yerine bir mağazada tezgahtarlık yapın çok daha az yorulup, fazla para kazanırsınız.
  • belki ölesiye savunmak olarak değerlendirilecektir ancak inka yada in-ka nın başka alternatifi yoktur.
    ya part time ihtiyacınızı kendiniz karşılayacaksınız yada dışarıdan bu hizmeti alacaksınız.
    iyi hizmet alamıyorum diye yakınmalarınız öncesinde şunu sormak gerekir ki, büyük organizasyonlar için inka ya ödenen kişi başı ücret nedir?
    maalesef işi elinde tutan firma, fiyat politikasında belirleyici unsur oluyor. bunu figür de yapıyor, ikon da, diğerleri de.
    kaldı ki bu tür büyük organizasyonlarda aradan bir kaç tane bilmeyen/bilemeyen adam çıkması normaldir.
    ve dahi inka da part time olarak ilk çalışmaya başladığınızda size durmadan öğütlenen asla "bilmiyorum" dememenizdir.
    çünkü bu işin desturu budur. herkese her koşul altında yardımcı olmak zorundasınızdır.
    ayrıca ülkedeki diğer şirketleri de düşünecek olursak, bütün çalışanları yada hizmet/ürün alanları 100% memnun eden birini bulmak imkansızdır.
    bana sorarsanız tek alternatiftir. zamanında in-ka dan ayrılıp şirket kurmaya yeltenenler olmuştur, maalesef ki akibetleri büyük borçlarla batmak olmuştur.
    sürekli bünyesindeki ekibi yenileyen, tecrübeli ve iş yapacak olan adamı ödüllendiren bir yapısı olduğunu az çok biliyorum zaten.
    yok zaten derdimiz üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek ise, inka ya işveren firmalar bence daha doğru bir seçim olacaktır.

    (bkz: in-ka)
  • geçtiğimiz haftasonu düzenlenen ekşi fest organizasyonunda 55 kişilik bir ekiple canla başla çalışan mavi takımın dahil olduğu şirkettir.
    başta barış ballı ve ekip lideri bünyamin ayan olmak üzere mahmut, eren ve adını sayamadığım diğer bütün arkadaşlara yükünü azalttığınız bütün arkadaşlarım adına sonsuz teşekkür ederim.

    wingman im olarak görev yapan ve 5 dakika mola yapmasına bile fırsat vermeden her bir tarafa koşturan bünyamin ve berkan a da çok çok teşekkürler.

    süperdiniz hacı.
  • bir cok dallama supervisor bulunduran eleman tedarikcisi. kongreler zevklidir ama hele yatili gittiysen ve antalyada ise. azicik hayatin sikilir lakin mesai bitince otel musterisi gibi her turlu imkani kullanmak, sinirsiz icki muhabbetleri hos olur ogrenci adama. sirf bu yuzden giderdim kongrelere bazen. genc adamdik olm ne isi, icki micki muhabbet olsun yeter.

    uni yillarimda envai cesit hatta su anda kalamayacagim her turlu otelde konakladim sayelerinde. sungate' den tut cornelia golf' a, sus sesinden, adem havva'ya kadar her turlu barin amina koymustuk. bir de otel begenmezdik a.k. kremlin palace' in yemeklerine mirin kirin ederdik. yemek dediysem personel yemegi degil, acik bufe yemeklerine.

    teheyy guzel gunlerdi lan. bazen yavsak supervisorlar olsa da tavsiye ederim universite ogrencilerine. parayi unutun ama, pesinen soyliyim. o para tahsilatlari verem ederdi adami.
  • hakkında ne kadar bilgi sahibi olunup yorum yapıldığını bilemiyorum.
    ancak şöyle bir şey var ortada. büyük kongreler ve organizasyonlar için temin edilecek olan part time personelin tek bir yerden, vasıflı, mümkünse olaya yabancı olmayan, çalışmaktan korkmayan ve en önemlisi işi sahiplenecek kişilerden seçilmiş olması en önemli konulardan biridir.

    şimdi deniyor ki 35 tl veriyor. peki o zaman şöyle sorayım günde 35 tl ye ne iş yaparsanız iyi kazanıyorum dersiniz? yada şöyle sorayım ne kadar versinler?
    var mı bu konuda bilginiz? ortalama fiyatlar nedir biliyor musunuz?
    sizi köpek gibi çalıştıran in-ka değil dikkat ederseniz, sizin bir firmaya tahsis edilmenizde aracılık yapıyor sadece in-ka. dolayısı ile kongre/toplantı/organizasyon işinde çalışmak köpeklikse (ki ben bugüne kadar bu işi yapıp kaytarmazsa şayet koşturmayan görmedim) yaklaşık 300 kadar tanıdığım yıllardır köpek gibi çalışıyor. hemde profesyonel olarak, sözü geçen firmalarda, kadrolu çalışıyorlar.
    senin çalışma götün yoksa bu durumda in-ka nın yapacağı çokta bir şey yok açıkçası.
    bütün öğrencilik hayatını in-ka aracılığı ile part time çalışarak geçirmiş adamlar biliyorum ben. ki kızlar da var aralarında.

    maaşınızı bir ay sonra vermelerinin nedeni hali hazırda en büyük iş gücüne sahip istihdam ofislerinden birisi olmasıdır.
    ayrıca güzel kardeşlerim ne yazık ki sizin çalıştığınız organizasyonu düzenleyen firma maalesef ki! adına iş yaptığı firmadan organizasyon günü nakit olarak tahsilat yapmıyor.
    organizasyon ödemesini aldığında in-ka ya ödeme yapıyor. in-ka da planlama ve diğer işlemlerden sonra size paranızı ödüyor. he 1 ay sonra veriyorlar dediğin firmada bugüne kadar parası kalmış kimseyi duymadım. (varsa bana mesaj atın beraber bakalım.)
    adam haftada 2000 birim personel çalıştırsa en mantıklı hesapla 70 000 tl yapar ki bu parayı sana nakit ödeyecek, bunun yanında sigortanı ödeyecek, parasını iş yaptığı firmadan 30-45-60 ve hatta 90 gün sonra alacak.
    o şirket senin olsa yapar mısın hemen ödeme? (dürüst ol lütfen)

    ancak şöyle bir şey var ortada, ömründe ilk defa böyle bir organizasyonda çalışıyorsan ve en zayıf halka olduğunun bilincinde olmana rağmen sana söylenenleri yapmıyorsan yada yapmak istemiyorsan buradaki sorun sadece in-ka dan kaynaklanmıyordur bence.
    işin içine biraz dalınca, o ukala patronlara abi diye hitap etmeye başlayınca davranış şekillerinin nedeni daha iyi anlaşılabilir.
    adam, aralarında belki de bu işi ilk defa yapan bir grubun olduğu ekibin başında yönetici ve orada destekleyici yönetimden ziyade yönlendirici yönetim sergilemek en iyi çözümdür. ilerleyen zamanlarda bunun normal olduğunu anlayacaksınız.

    sigortaların hepsinin yatırıldığına ayrıca eminim ve o bahsettiğiniz diğer daha iyi para veren daha iyi şartlar koşan firmalardan haber alırsanız bana bir ses edin rica edeceğim. bi bakalım nasılmış.

    in-ka babamın oğlunun şirketi değil. sadece sahiplerini, müdürlerinin/koordinatörlerin çoğunu uzun zamandır tanıdığım ve halen profesyonel olarak iş yaptığım bir şirket olduğu için yukarıdakileri yazdım.

    kendi websiteleri yenileniyor, buradan başvuru yapabilirsiniz. olmadı mesaj atın, ses edin.

    buyrun
  • 2016 yılında güncel olarak çalışanlara verdiği ücreti merak ettiğim firma. bilen varsa kutumu yeşillendirebilir.
hesabın var mı? giriş yap