ingiltere
-
nasıl işledilerse dünyanın üzerine...
ikibinli yıllara gelmişiz hala bu ipneler dillerini satarak para kazanır.
yes, no, milk, dog, cat, mary and her brother going to have a picnic,
look at the tabela, chicken translate, van million vs.
ay'a gidildi, mars'a gidilecek belki ama kimse bunların diline bir
alternatif getiremedi getirecek gibi de durmuyor.
siyasi otorite ve kraliyet, british kızların liseden sonra okumasını pek istemez.
çünkü üniversiteler para kaynağıdır.
hintli'ye, çinli'ye, türk'e, italyan'a, ispanyol'a parayla dayarlar eğitimi.
öğlen vakti parklara gidin.
etraf çocuk gezdiren ingiliz kadınından geçilmez.
ingiltere sınırları içindeyseniz dünyanın en kibar, en nazik, en seviyeli
insanlarını görürsünüz çevrenizde ama onların menfaatine dokunana kadar.
knightsbridge'de, hyde parkta, chelsea'de, sloane square'de, marble arch'da
gördüğünüz ingilizlerdeki kibarlık, zarafet, incelik;
bu ipneler hindistan'ın, avustralya'nın, kuzeyinden güneyine afrika'nın,
asya'nın, kısaca bütün dünyanın amına koymaya çalışırken de bu kadar
düşünceli, bu kadar saygılı mıydı diye kendi kendinize sorarsınız, şaşırırsınız.
amerikan halkı aptaldır ne verirsen onu yer.
ingiliz halkı kurnazdır.
sikmeyeceği eşeğin önüne asla ot koymaz.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap