• çünkü artık kısıtlamalar sebebiyle eve hapsoldunuz. janjanlı kafelerden üstü köpüklü möpüklü kahveli sütlerinizi paylaşamıyorsunuz, konser story'si atamıyorsunuz, dekorasyonuna para ödediğiniz lokantalardaki avokadolu mavokadolu yemeklerinizin post'larını atamıyorsunuz. ayağı yanmış it gibi gezip gezdiğiniz yerlerin fotoğraflarını da paylaşıp milleti hasetlendiremiyorsunuz, ki zaten bir kere gezdiğinizde, daha sonra kullanmak ve her gün geziyormuş imajı yaratmak için bin çeşit farklı kıyafetle çektiğiniz fotoğraflarınızı da zamanla tükettiniz, tekrar tatile de gidip salda gölüne ya da tren vagonuna sıçamıyorsunuz. karantinada iki güzel yemek, bir fırın ekmek yapınca da sıkıldınız, onları da yapmıyorsunuz, kabul edin çocuklarınızla da zaten o kadar ilgilenmiyorsunuz, eline tableti verip bırakıyorsunuz. bunlar haricinde de paylaşacak bir şeyiniz olmadığı için kısıtlamalarda sıkıldınız tabii, merak etmeyin kısıtlamalar geçince yine bunları yapmaya başlar, yine yapamadıklarınız için de hasetlenmeye ve eşinizin, sevgilinizin, arkadaşlarınızın instagram post'u atmak için yaptığınız planlarla canını sıkmaya devam edersiniz. bizim milletimizde bu görgüsüzlük olduğu sürece bizde instagram asla popülerliğini kaybetmez.

    edit: başlığın en beğenilen entry'si olmasına rağmen bu entry'nin debe'ye girmemesinden anladığımız kadarıyla, debe'den sorumlu editörün de buna benzer bir instagram hesabı var. kitap paylaş editör, kitap paylaş! hem eşin dostun “bak ekşi sözlük'te editör olmak için ne kadar kitap okumak gerekiyormuş” der, bizim de imajımızı kurtarırsın.
  • biter bir başkası çıkar.

    geri zekalı olduğumuz müddetçe satın alınan hep biz oluruz.
  • instagram en son ara yüzü maviyken zevk veriyordu. birkaç akrabamızı, arkadaşımızı, belki de birkaç komedi tarzı sayfayı takip ediyorduk.

    influencer salgını çıktığından beri ve özellikle gençler hayatını instagram’a adadığından beri tadı yok. şimdi instagram’da, olmayan hayatları izliyoruz hepimiz.
  • artık göte doyduğumuz içindir. biraz da başka uzuvlara geçilirse zevk almaya kaldığımız yerden devam edebiliriz.
  • kocaman bir alışveriş platformuna dönüştü, her an bir şeyler satmaya çalışıyorlar.
  • acıyosun markaların parasıyla sponsorlukla iş birlikleri ile kışın uludağ'da erzurum'da palandöken'de, bolu kartalkaya'da yazın çeşme, bodrum, urla'da hayvan gibi yiyip içen tipler, sınırsız eğlenceler. adamların evlerinin içi bile bedava gelen ürünlerden geçilmiyor. herkes gösterişi gözümüze sokmanın derdinde.

    bunları gören standart bir çalışan nasıl mutlu olabilir ki? pandemi herkesin psikolojisini bozdu, birileri kepçe ile götürürken diğerleri bir kaşığa muhtaç. ülkenin instagram keşfeti de kokuşmuşluğun, liyakatsizliğin, amcılığın, gold digger'lığın yeri.

    bir de şu var, insanlar mutsuz, parasız ve gelecek için endişeli hatta çaresizken bir yanda tüketicilerle empati kuramayan influencer'lar, markalar var. davranışların interneti (ınternet of behaviour) diye bir kavram var. bu elbet herkese yansıyacak. facebook'un yükselişi 50 yaş üstü kuşağın gelişiyle akraba çoluk cocuk doldukça hızlandı. burası da er geç yerini daha teknolojiği ve yenisi çıkana kadar devam edecek azalarak bitecek.
  • birinin bunu soylemesi gerekiyordu. benim icin 2019da tamamen bitmistir
  • hepsi gider, ekşi yine kalır.

    adamsın ekşi.
  • bence doğru bir tespittir, en büyük sebebi de pandemidir, artık insanlar yeni ülkeler, mekanlar gezip buralardan fotoğraf koyamıyorlar, sürekli ev konulu fotoğraflar da sıkıyor haliyle.
  • herkes yogacı, herkes şarkıcı, herkes oyuncu, herkes pilatesçi, herkes manken, herkes aşçı, herkes diyetisyen, herkes dansçı, herkes spor hocası, herkes dj, herkes müzisyen.

    hoş değil, gerçek insan kalmadı!
hesabın var mı? giriş yap