• 80'ler sonu ve 90'larda basketbol oynamış ilk-orta-lise çağındaki gençler arasında adeta bir prestij göstergesi olarak kullanılmış olan içecek. molalarda bir anda ortaya çıkan o havalı gri-sarı plastik şişesiyle paralı ailelerin çocuklarını direk olarak anlamanızı sağlardı. isostar sahibi olanlar genelde bunu içince çok daha iyi performansla oynayacakmış gibi bir izlenim yaratırdı, ancak burada asıl önemli olan içeceğin kendisi ve içerdiği minerallerden ziyade üzerinde isostar yazan plastik şişeydi. o zamanlar için pahalı bir nesne olduğundan, hasbelkader bir kerecik buna sahip olan orta direk çocukları o bir kullanımdan sonra içine su koyarak durumu idare etmeye çalışırdı.

    aynı dönemin diğer ayrıcalık sağlayan nesneleri için...
    (bkz: reebok pump)
    (bkz: adidas torsion)
    (bkz: air jordan)
  • çocukluğumdan kalma en derin burukluğumdur bir isostar termosuna sahip olamamak ve isostar içememek. yıllar sonra ispanya'da bir bakkalda görünce aldıp hiç de abartılacak birşey olmadığını anlayınca geçti o burukluk.
  • içerdiği potasyum'un sinir iletimi de dahil olmak üzere çeşitli hücresel aktivitelerde yer alması sebebiyle metabolizmayı destekleyici özelliğe sahip içecektir. enerji vermez, ancak terleme ile kaybedilen sodyum, potasyum gibi elzem mineralleri yerine koyması sebebiyle yorgunluğu azaltabilir. uzun süreli yoğun tüketimi de mide bulntısına yol açabilir.
  • zamanında toz olarak satın alırken satıcı "10 km koşarken bunu içip 15 km koşuyorsun" demişti. ben adamı kınadıysamda cüssesinden ötürü "tabiii tabiii" demekle yetinmiştim.
  • vücudun sporla kaybettiği mineralleri hızlı şekilde yerine koyan bir içecek olup, genellikle iki karşılaşma arası ya da çok uzun süren maraton, biziklet yarışları gibi organizasyonlarda etkisini gösterir, hatta kullanmayan sporcu yok gibidir. votkayla karışınca da bi boka benzemez.
  • ilkokul yıllarımın* ulaşılmazı. matarası zaten ayrı fenomen.
    bir gün alışveriş esnasında* güç bela annemi ikna edip aldırdım bundan, nasıl mutlu nasıl mesudum yüzüm gülüyor keyfim yerinde falan. bir artistik bir hava ta ki o ilk yudumu alıncaya kadar. tadı yok tuzu yok limonatanın seyreltilmişinden de öte bir şey ama toz kondurmamak lazım, çaktırmamak lazım. isostar içiyorsun olm boru mu. neyse güç bela bitirdik de hevesimizi aldık.
  • "fast acting isotonic sports drink" diye aciklamasini da eklerdi seslendiren amcamiz yillar once eurosport'taki reklamlarinda. simdiki reklami ya da slogani nasildir bilmiyorum ama boyle yer etmis aklimda. bir reklamcilik basarisi degil de nedir bu? isostar, fast acting isotonic sports drink.
  • uzun zamandır spor müsabakalarında da icilmiyor.isostar yazsa da su o bilmem artislik olsun diye midir.tasıması kolay diye midir ama eskiden icerdim kesinlikle işe yarar birşey bu.
  • eneryg drink'ler ile karistirilmamasi gereken "mineral" icecek...oyle icince bir fark hissedilmiyor tabii...kolay yoldan "energy" isteyenlere mesir macunu tavsiye edilebilir.
  • yillarca eurosport'da reklamini gordukten sonra nihayet turkiye'de tatma sansina sahip oldugumuz enerji icecegi. bedensel aktivite sirasinda kaybedilen mineralleri vucuda geri kazandirdigini iddia eder. epey lezzetli ve rahatlaticidir. insanin icinden teke tek tam saha basket maci yapmak gelir
hesabın var mı? giriş yap