• inkar edilmesi mümkün olmayan gerçektir.

    doğa? yok.
    insana, canlıya ve hayata saygı? yok.
    insani geçim şartları? yok.
    doğru düzgün, fiyatı uygun, genişçe evler? yok.
    doğru düzgün cadde-sokak-kentleşme kültürü? yok.
    sağlıklı ve temiz bir yaşam ortamı? yok.
    sakin, ferah, nefes alınacak alanlar? yok.
    kişisel alan? yok.
    eşitlik ve adalet? yok.
    kişisel ve mali güvenlik? yok.
    insanca ulaşım hakkı? yok.
    temiz hava? yok.
    empati, etik, anlayış gibi insani değerler? yok.
    ücretsiz ve ulaşılabilir spor ve etkinlik alanları? yok.
    ağaçlı, yeşilli, yakın çocuk parkları? yok.
    temiz, sakin ve kullanışlı sahil alanları? yok.
    nezih ve maddi açıdan ulaşılabilir eğlence mekanları? yok.

    ne var peki?
    beton, pahalılık, hava ve çevre kirliliği, mangal dumanı, maganda, suriyeli, sağlıksız mekanlar, kalabalık, saygısızlık, daracık evler, kirli ve daracık sokaklar, nefes almanın imkansız olduğu kamusal alanlar ve olumlu olarak sadece iş imkanı...
  • - son 15 yılda yapılan 100'den fazla gökdelen şehrin iklimini resmen değiştirmiştir.
    - mahalle kültürü yapılan yüksek binalar nedeniyle tamamen yok olmuştur.
    - trafik tamamen bitik vaziyettedir, denetim ise ters oranda tamamen azalmıştır.
    - otobüs, minibüs, taksi şoförlerinin kabalığı, hafriyat kamyonlarının şehir
    merkezlerinde son sürat cirit attığı, kuralların hiçe sayıldığı tam bir keşmekeşlik hakim.
    - güvenlik güvenilmez boyutlara ulaşmış durumda. (daha dün gün ortasında ptt'ye
    postaya vermek üzere olduğum boktan bir mektup zarfını elimden alarak son hızla
    kaçan bir genç şaşkına çevirdi beni).
    - park, yeşil alan, nefes alacak bir ağaç altı, ara ki bulasın..
    - insanların kabalığı had safhada ne bir tebessüm ne bir iyi günler, ne bir günaydın
    bunları gören, duyan kafasını başka yöne çeviriyor.
    - sevimli güzel bir çocuk görse sevmeye korkuyor insan, sapık damgası yerim
    korkusuyla.
    - kutu gibi, lego tasarımlı, balkonsuz, cam kaplı modern tabut görünümlü evleri,
    bozuk yolları, her gördüğü kalabalık kamu binasının önünü parselleyen ispark'ı,
    mutfaklarını bok götüren lokantaları, heyula gibi her yerde biten avm'leri, her köşe
    başında dilenen suriye'lileri, her dükkanda çalışan olarak karşımıza çıkan üç kelime
    türkçe'yi zor konuşan özbek, türkmen vs'si, ile tam bir karmaşa ve kalitesizlik akıyor
    şehrin her bir yanından.
hesabın var mı? giriş yap