• "bu dunyanin en kotu askerleri avusturyalilardir. onlar da zaferi tadabilsin diye tanri italyanlari yaratmistir."
    (bkz: napoleon bonaparte)

    "ben italya neredeyse zafer orada saniyordum, meger zafer neredeyse italya oradaymis."
    (bkz: adolf hitler)
  • "her devletin bir ordusu olmalidir" felsefesinden hareketle kurulmustur. en son basarili operasyonunu 1957 yılında milano'ya bagli bir kasabada kuyuya dusen bir keciyi kurtararak gerceklestirmistir. bagimsiz arastirma kurumlari tarafindan yapilan arastirmalar sonucunda dunyanin en gereksiz 10 kurumundan biri oldugu belirlenmistir.
  • ikinci dünya savaşı sırasında bire bir şu olayın yaşandığı bir ordudur:

    kuzey afrikada italyan birlikleri saldırıya geçecektir. siperdeki vatansever ve ateşli bir yüzbaşı askerlerine uzun, duygusal, gaza getirici bir nutuk çeker. askerler görünüşe göre iyice ateşlenmiştir. ağlayanlar, alkışlayanlar hurra çekenler... yüzbaşı nutkunu bitirip tabancasını çeker siperden dışarı zıplar ve "avantiiiii" narasıyla ok gibi ileri fırlar. yüz metre sonra arkasına bakığında gördüğü manzarada askerleri siperden kafalarını uzatmış kendisini alkışlamakta ve "bravo capitano" diye tezahurat yapmaktadırlar. sıradan italyan askerinin kapasitesi ancak buna yetebilmiştir.
  • afganistan operasyonu sonrasında barış gücüne askerlerini trenle nakletmeyi önermiş olan kurumdur.
    bu kurum 2. dünya savaşında, almanların fransa seferi sırasında italya fransa sınırında oldukça küçük ve üstelik fransız bir birlikçe durdurulmuştur.
    almanların barbarossa harekatından hemen önce mussolinin'nin, hitlerin başarıları altında ezilmemek adına verdiği emirle yunanistan'ı işgal etmek istemişler ancak sınırdan pek de öteye geçememişlerdir. bunun sonucunda hitler mihverin muzaffer havasının zedelenmemesi adına rusya harekatının mızrakbaşı olacak 2. ss tümeni ile en modern 2 zırhlı tümeni ve ayrıca namlı grossdeutschland piyade alayını yunanistan üzerine göndermiş, rodos üzerinde hava indirme şovu yapmış ve fakat rusya seferinin başlaması için en elverişli 2 ayı kaybederek normalde dahi zor olan rusya seferini iyice imkansız hale getirmiştir.
    bununla yetinmeyen hitler savaşı kaybetmeyi garantilemek için stalingrad kuşatma altındayken manstein ın ordusunun sol kanadına yine italyan birlikleri yerleştirmiştir. yapılan büyük hata yaklaşık 600 kmlik yolun son 80 kmsinde silahlarını bırakıp elde gitar "biz sıkıldık eve gidiyoruz demeleriyle ortaya çıkmıştır. bu şekilde italyan ordusu 600.000 alman askerinin soğuktan donmasına veya rus esir kamplarında ölmesine neden olmuştur. bilgim dahilinde 2. dünya savaşında alman ordusuna bu miktarda ve şiddette kayıp verdirebilmiş başka bir ordu yoktur.
    hitler'e karşı elde ettikleri bunca başarıdan sonra mussolininin görevden alınması ve italyanın teslim olmasıyla birlikte taraf değiştren bu ordu yine ilginçliklere imza atmaya devam etmiştir. müttefiklerin italya çıkarması sırasında yine bir "ben eve gidiyorum" salgını başlamış ve roma civarındaki 4 italyan tümeni silahlarını bırakarak tüm romanın hakimiyetini 2 alman tümenine bırakarak koşar adım yuvalarına, sevgililerine koşmuşlardır. bu şekilde almanlar potansiyel tehdit durumundaki 4 tümenden kurtulmuş, bu tümenlerin teçhizatı ile uzun süre direnmeyi başarmıştır. hatta alman general model doğru yerde kurulan hazırlıklı savunma ile zaman zaman kendisinin 7-8 katı düşmanı nasıl durdurabileceğini, savaş sonrasında konu hakkında bir kitap yazacak kadar öğrenmiştir.
  • fıkralara konu olan askeri örgüt:

    erwin rommel: efendim italyanlar savaşa girmeyi kabul etmişler.
    adolf hitler: bir kolordu gönderin yeter.
    erwin rommel: yanlış anladınız, bizim tarafımızdalar.
    adolf hitler: öyleyse dört kolordu gönderin hemen.
  • 1896 da uyku ilacı verilmiş bir bölük aslan, 2 tabur okçu ve 1 müfreze büyücüden oluşan habeş ordusu tarafından sikilip evine gönderilen ordu. biraz başarılı bir versiyonu fransız ordusudur.
  • milli mücadele esnasında türk milletine büyük kıyakları olmuştur. severim bu yüzden kerataları.

    antalya ve konya civarını işgale yeltenmişlerdir. bakmışlar ki durum olacak gibi değil, geri götürme masrafı olmasın diye yanlarında getirdikleri kamyonları, uçakları, topları ve makineli tüfekleri türk ordusuna teslim ederek bırakmışlardır. türk ordusu ise müttefiğinden bile alamayacağı bu kıymetli silahlar ile batı cephesindeki durumu düzeltip, yunanlılar karşısında direnebilecek bir güç oluşturmaya çalışmışlardır.

    kuşadası'nı işgal eden italyan ordusu , bir yunan uçağının mecburu iniş yapması ile pilotu rehin almış, türk ve yunan tarafının dayatmasına rağmen uçağın artık kendilerinin malı olduğunu beyan etmiştir. vecihi hürkuş ise italyanlardan gizli şekilde hemen kuşadası'na intikal ederek, italyan gözetimindeki bozuk uçağı türk bölgesine kara yoluyla götürmüş, sonrasında hemen tamir edip akhisar'a getirmiştir.

    vecihi hürkuş italyanların el koyduğu yunan uçağını itekleyerek kaçırırken, bölgedeki italyan ordusu ne yapıyordu her zaman merak etmişimdir. tahminimce amaretto içerek dans ediyorlardı.
  • tatbikat maksadıyla norveç'in (düzeltme için hüseyin şevki topuz'a teşekkürler) kristiansand şehri yerine isveç'in kristianstad kentine gitmiş bir ordudur. ya da tam tersiydi; kristianstad'a gitmeleri gerekirken uçakları kristiansand'a inmişti. krneyse neticede o derece güven telkin eden bir ordudur.
  • ikinci dünya savaşı'nda italyan ordusu afra tafrasıyla habeşistan'da caka satarken, yol kenarında uyuyan bir dilenci görürler. hemen gidip adamı dürterler "kalk!" diye. adam bir gözünü açıp "ne var?" diye sorar. komutanları göğsünü gererek "bizler, duce'nin şanlı askerleriyiz, buraya taaa italya'dan geldik!" diye haykırır. dilenci pek oralı olmaz, yarım ağız sorar: "niyekine?" komutan şaşkınlıktan bir an bocalar, sonra bir asker için en garantili cevabı verir: "şerefimiz için..". dilenci, yine aynı bıkkın tavrıyla cevabı yapıştırır: "allah allah, hiç mi şerefiniz kalmamıştı ki kalkıp taa oralardan gelmişsiniz buraya.."
  • kosova'nin decan bolgesinde bulunan, nato birligini bu ordunun neferleri olusturur. kosovada beni en cok sasirtan hadiseleri bu kampta yasadim. oncelikle yemekhanede baslangic olarak cesitli salamlar, peynirler verilmesiydi. ana yemek olarak balik, tavuk, iki cesit makarna; tatli olarak da tiramisu olmasiydi. hadi bunlari gectik, nato birligi, zenginlik dedik.

    oturma bolumune gectigimizde butun masalarda birer sise sarap oldugunda artik kafamda kiskanclik baslamisti. en sonunda kantinde espresso makinesi ve ufak capta bir bar (grappa, limoncello, cesitli biralar, viski, vs) gorunce kiskanclik artik isyana donmustu.
hesabın var mı? giriş yap