• kişi, her zaman kullandığı gibi bilgisayarını projeksiyon cihazına bağlaması gerekir fakat dalgınlıktan sanırım unutmuştur.

    -mfozkan bey projeksiyon arızalandı sanırım çok acil toplantımız var yapın!
    +x hanım kabloların bağlı olduğundan emin olun ve bilgisayar üzerinde win +p tuşlarına basın.
    -tabi ki kablolar bağlı ve benim bilgisayarımda o bahsettiğiniz tuştan yok!
    +geliyorum!!!

    ve manzara: bir adet laptop hiç bir kablosu bağlı değil, projeksiyon cihazı kapalı, ve bir adet süzme mal!
  • yazılımcıya gidin ve şunu diyin: "ama excel'de yapabiliyoruz"
  • - hicbir seyi hicbir zaman not almayın.olusan hata mesajlarını tekrar olusturmaya calısarak ne oldugunu anlamak it ekibinin isidir..
    - fotokopi makinesi calısmadığında it destek bölümünü arayın.sonucta o da elektronik bir cihaz.
    - eger yazıcıya gonderdiğiniz bir dökümanın cıktısını alamıyorsanız aynı dökümanı yirmi defa daha yazıcıya gönderin.böylece yazıcıdaki boşlukları doldurup,yazının çıkmasını sağlayabilirsiniz.
    eger hala yazıcıdan çıktı alamıyorsanız,aynı yazıyı firmadaki değişik tüm yazıcılara gönderin.muhakkak bir tanesi çalışacaktır.
    - hiçbir şekilde teknik terimleri öğrenmeyin.siz "bu şey birden durdu" dediğinizde şey'in ne anlama geldiğini it ekibi muhakkak bulur.
    - sistemdeki yardım dosyalarını,kullanıcı kitaplarını okumayın.onlar sadece teknik adamlar içindir.
    - telde konuştuğunuz it elemanı hemen yanınıza geleceğini söylediğinde ona; "hemenden kaç hafta anlamalıyım?" diye sorun.bu şekilde çok iyi motive olurlar.
    - acil bi mesajın tamamını büyük harflerle yazarak gönderin.bu sayede mesaj sunucusu hemen o mesajı alıp,bekletmeden,öncelikli olarak ilgili yerlere dağıtır.
    - it bölümünden çağıdığınız bir kişi hemen yanınıza geleceğini söylediyse,yerinizi kahve veya çay almak için terk edin.bu sayede elemana bilgisayarınızın şifresi gerekli olduğunda orada bulunmazsınız.yüzlerce bilgisayarın ekran koruma modundan çıkış şifresini hatırlamak it elemanları için çocuk oyuncağıdır.
    - it elemanlarını bilgisayarınızı bir yerden bir yere taşımak için çağırdığınızda,cihazı yarısına kadar kartpostallar,bebek,çocuk veya manzara fotoğrafları,doldurulmuş maket oyuncaklar,kurutulmuş çiçekler altında bırakın.it elemanlarının kendilerine ait bir yaşamı yoktur,tek görevleri bunların arasından sistemi bularak sizi memnun etmektir..
    - it elemanı masasında yemek yiyosa doğrudan yanına gidin ve tüm içinizi boşaltın,söylemek istediklerinizi söyleyin.
    - size it bölümünden yüksek öncelikli bir posta geldiğinde okumadan hemen silin.it ekibi sadece test amaçlı posta gönderir.
  • - ne hatası alıyorsunuz?
    + error hatası alıyorum.

    evet yaşanmış hikayedir.
  • uzmanlığı bilgisayar olup aslında uzmanlaşamayan adamların, uzmanlığı bilgisayar olmayan insanların bilgisayar bilgisiyle alay edip kendini bir bok zannettikleri başlık.

    olum bilmiyor muyuz lan ne bok olduğunuzu?

    %80'ininiz yaptığınız işe dair doğru düzgün bir eğitim almamış, iki satır ingilizce makale okumaktan aciz, daha dün bilgisayar topluyorken zamanla deneme yanılma usülü bir iki bişey öğrenmiş sonra da başımıza it'ci kesilmiş adamlarsınız. zaten gerçek bir kalifikasyona sahip olsanız böyle içi boş bir kibre girmezsiniz.

    akşama kadar facebook'da kezoların "günaydın cicişler" paylaşımlarını beğenip marvel, dc videoları izleyen adamlarsınız. gören de it (köpek anlamında it) gibi çalışıyorsunuzda bir de deli ediliyorsunuz zanneder.

    olum o yapmadığınız ve sırası beklenen işleri aslında o kadar beklemek zorunda olmadığımızı, sadece siz adam gibi çalışmadığınız için beklediğimizi biliyoruz lan.
    sırf işini çabuk yaptırabilmek için size kırıtan kezoların verebilme ihtimali için benim milyon dolarlık projede yetki talebimi iki gün bekletip onun işini yaptığını bilmiyor muyuz?
    peki sen utanmadan kırıtan güzel kızların işine öncelik verdiğini dile getirince yüzüne gülen insanların içten içe "karakterine sıçtığımının denyosu" dediğini biliyor musun?
    ya da o kızın asla seninle yatmayacağını zaten hali hazırda pazarlamanın boğaziçili keltoş müdürüne verdiğini biliyor musun?

    sistem güvenliğinden tek anladığınız şeyin erişim engellemek olduğunu bilmiyor muyuz? onu babamda biliyor. valla bak git sor bilgisayar internete girmez ise virüs bulaşmayacağını söyleyebilir sana. ha bunun yerine bilgisayara hapşırınca virüs kapar mı diye sorarsa bunda dellenecek bir şey yok. iki gülersin geçer gider. alay etmek ne lan tarraaam.
    her türlü erişimi kapatıp sonra büyük mücadeleler sonucunda erişim izni verince bir işe mi yarıyorsunuz?
    olum senin işin güvenlik ayağına benim işimi yapmamın önüne engel koymak veya yavaşlatmak değil, hem ben işimi aksamadan yapacağım hem de sen o güvenliği sağlayacaksın. hayır gören de nasa'nın it sorumlusu zannedecek.
    yetki detaylarıyla uğraşmamak için sql server'da sa kullanıcısını analiste verip, ekşisözlüğe girişimi engelleyerek mi güvenlik sağlıyorsun. (buna benzer tonla örnek verebilirim)

    insanlara önce eşeğini kaybettirip sonra buldurarak bir iş yaptığınızı zannediyorsunuz ve işten anlamayanlara da yutturuyorsunuz.

    olum bilgisayar fare'sini evde unutuğum için odana gelip bir günlüğüne fare istediğim zaman suratın memnuniyetsizlikten götüme dönünce, o ekranını özenle kapıdan girenin göremeyeceği şekilde ayarlamış olsan da senin o sırada iş yapmadığını ve bir video izlediğini anlayabiliyorum lan? lan yavşak "ben sana gönderirim" diyip göndermeyince başın göğe mi eriyor?
    tamam çok çalış patronları zengin et demiyorum da bari o ufacık istek yüzünden bu kadar küfür ettirme kendine.

    hayır bir de gelmiş burda ego tatmini yapıyorsun. lan olum biraz egon varsa git biraz makale falan oku, işin teorisini öğren kendini geliştir, işlerimizi daha iyi güvenli yapmamızı sağla. bunları yapıp gerçekten kalifiye olursan şu bok kokan kibrinden de kurtulursun.

    bak ben de sevdiğiniz türden bir hikaye anlatayım.
    16-18 yaşlarında çapa tıp fakültesinin it'sinde yaz tatili için ücretsiz çalışıyordum. merakımdan bir şeyler öğrenmek için girmiştim.
    yaşlıca bir doktor yazıcıdan çıktı alamadığını bildirmiş, durumun acil olduğundan bahsetmiş ve bir an önce çözülmesini istemişti. uzman arkadaşla birlikte gittik. doktor odasının önünde malum kuyruklar, doktorumuz hastalara bakıyor. yazıcının kablosunda bir temas sorunu var türk usülü bir yöntemle sorunu giderdik. bunun için yazıcıyı yerden kaldırıp doktorun masanın üstüne koyduk. kadının masasının nerdeyse yarısını kapladı yazıcı.
    tabi doğal olarak doktor bundan rahatsız oldu ama bir şey demedi, sorunun ne olduğunu sorunca bizim "uzman" it'ci yazıcı yerde olduğu için veriler yukarıda bulunan kasaya gidemediğini ikisinin aynı hizzaya gelince sorunun çözüldüğünü söyledi. doktor bunu yuttu mu yutmadı mı bilmiyorum. pek bir tepki de vermedi. zaten o kadar yoğundu ki cevabı dinlememiş bile olaiblir.
    tabi bizim uzman sonrasında çalıştığım 3 ay boyunce her yerde bu hikayeyi "ulan kimlerle uğraşıyoruz" diye anlatıp durdu.
    yaptığı terbiyesizlikle de övünüyor gerzek. olum o kadın bilmediğinden veya kafası çalışmadığından değil uğraşmak istemediğinden seni çağırıyor. çünkü sana bunun için para ödeniyor.
    sen ise iki dakka götünü kaldırıp yeni bir kablo getirmeye üşendiğin için sorunun tekrar edeceği bir çözüm üretiyor, doktora sıkıntı çıkarıyor bir de üstüne üstlük ukalalık yapıyorsun.

    bu yazdıklarım tüm it'ciler için geçerli değil tabi ama kurumsal veya ufak tonla şirkette çalıştım ve gözlemlerim çoğunuzun böyle olduğunu gösterdi.
    sizlere ne maaş veriyorlar bilmiyorum, hani şirketler para vermediği için kalifiye adamlar it'ye yönelmiyor diyeceğim ama olum çoğunuzun üstü başına bakınca hiç de az maaş alıyor görünmüyorsunuz.

    it'cilerin büyük bir çoğunluğunu bilişimin orta anadolulu çomar emlakçısı, komisyoncusu gibi görüyorum açıkçası. bir suyun başını tutup burdan para kazanıp içi boş bir egoya sahip olan tipler.

    son olarak şimdi mesai saatinde bu kadar uzun bir yazıyı yazmamı sağlayan it'ci arkadaşa da teşekkür ediyorum.
    dün açtığım veritabanı yetki talebimi iki gündür bekletiyor olmasa şu an kod yazıyor olacaktım. eminim o da şu aralar ekşide takılıyordur.

    savunma amacıyla değil gerçekten samimiyetle söylüyorum ki bu işi bilen çok az sayıda it'ci ile de karşılaştım ve kendilerini hariç tutuyorum.
  • birebir yaşanmış olaydır. aslında "delirme" değil windows gibi "mavi ekran" vermeye neden olmuştur.

    bir kamu kurumunda, internet üzerinde bazı siteler için kısıtlama getirilmiştir. evet yasaklama iyi birşey değil ama mesai saatlerinde o kadar gereksiz sitelere giriyorlar ki ve networku gereğinden fazla meşgul etmektedirler ki en sonunda yapılmak zorunda kalınmıştır. en başta da sosyal medya siteleri engellenmiştir.

    diğer odadakilerin hepsi isyanlardadır. habire gelip bana soruyorlar.

    -tahtelbahir internet var mı?
    -tahtelbahir internetin çalışıyor mu?

    her seferinde "evet çalışıyor" cevabı veriyorum.

    bilgi işlemi arıyorlar ve şikayette bulunuyorlar, "internete giremiyoruz işlerimiz yarım kaldı, bizim odada arıza var" diye.

    it'ci arkadaşım geliyor yanıma bir ton küfürle. "o kadar işimin arasında bir de buraya geldim. internet çekmiyor dediler. geçtim birinin bilgisayarının başına, girdim google'a arama yaptım geldi sonuçlar. dedim abi hani girmiyordu internete?
    -eee girsene facebook'a bak açmıyor dediler."
  • çoook taze yaşadığım bir olay

    -acil bana bakabilir misin? outlook connect diyo hiçbir şey yaptırmıyor.
    +ok. gelip bi bakayım.
    ...gerekli kontroller yapılır.kalan işlemler için log off olmak gerekir.
    +kaydedeceğin birşey var mı? log off edeceğim.
    -şimdi mi ama benim rapor yapmam ve mail atmam lazım sonra yapsak?
    +outlook çalışmıyor nasıl mail atacaksın?
    -ben sana haber versem sonra
    +outlook çalışmıyor mail atamazsın...
    -ama neden yaaa. of iyi tamam yap bari.
  • yaptigi is neyse ona sacme mainstream bi elestiri sallayin, sonra findik fistik alip seyredin dellenmesini.

    operasyon ekibine ( redhat ise windows ovun, windows ise linux ovun ) "windows daha stabil linux'ten" diyebilirsiniz mesela.

    java ekibine "java cok yavas" diyebilirsiniz .

    c# cilara "java daha iyi" , c++ ' cilara "java ve c varken neden c++" diyebilirsiniz .

    javascript'cilere "python ile tum scripting isimi hallediyorum" diyebilirsiniz hahaha yazarken gulme geliyor.

    php yazanlara "haha biz lisede biraktik php yi" diyebilirsiniz .

    android telefon kullanan ıt'ciye apple cok stabil diyebilirsiniz . bakin ıphone degil, direkt apple diyceksiniz.

    ıos kullanana, android ozgurluk, apple tam bir kafes abicim diyebilirsiniz .

    yeni yetme bilgisayar muhendislerine ben o(n) ile sort edebiliyorum diyebilirsiniz.

    spesifik bir detay vermeden, ilgilendigi konu ile ilgili "calismiyor, patlamis" deyin geri cekilin. "satin alma" calismiyor, bilgisayarim calismiyor gibi generic hatalardan bahsedin ve kaybolun.
  • çok basit sorular sorun, ilk aklıma gelenleri yazacağım. mesela internetim açılmıyor deyin, bilgisayarınız açılmıyorken. adam chrome'un mozilla'nın kısa yolunu falan sildiğinizi düşünsün, sorup dursun. office versiyonu nedir sorusuna win 10 deyin, bir kez daha sorunca xp deyin. veya tam tersi işletim sistemini sorunca microsoft office deyin. usb takılı unutup, bilgisayar açılmayınca ayağınıza çağırın. bir takım programların kurulumunu yaparken ekinde gelen tüm programları kurun, daha sonra durmadan pencereler açılıyor, açılış sayfam ....com oldu, nasıl değişecek deyin. ama en babası; hata için print screen isteyen it'ciye whatsapp'tan cep telefonuyla hem de flaşla çektiğiniz fotoğrafı gönderin.
hesabın var mı? giriş yap