• philipp laham
  • kokudan şikayet edince aktroll oluyoruz birde. hey allahım. her iki tarafında yobazı gerçekten çekilmez.
    arkadaş bu ülke neden mi böyle, yapılan her şeye ideolojik gözlükle baktığınız için.

    sorgulayın eleştirin . bizi yönetecekleri biz seçtiğimiz için mecburlar bizi dinlemeye, sıkıntımızı çözmeye.

    lakin hep bir eziklik ve hep olur böyle şeyler diye diye güzel bir hayat yaşayamadan ömrünüz tükeniyor.
  • konuyla ilgili, "ben 98 yıldır izmir'de yaşıyorum burası kokmuyor, sizin götünüz kokuyor" ya da "rahatsız oluyorsanız siktirin gidin" yazan herkesi tek tek engelliyorum. öncelikle götüm kokmuyor, çünkü kokladım tamam mı. kokmuyor işte :s

    hava sıcaklığı iki derece artsın, tüm şehrin lağım kokusu bizim buraya dolup pencereden içeri giriyor. na o kokuyu yiyorum ben. önceden sadece kokusunu alırdım, soyut bir şey sayılırdı, yani bir çarpıp giderdi. yanımızdakini dürtükleyip "ahhaaa aldın mı bok kokusunu, çek daha içine" derdik. artık o kokuyu yiyoruz. düşün, önüne lağım kokusunu birleştirip koymuşlar, yemekten başka çaren yok. ülkenin tüm seri katillerini izmir'e toplamışlar, adamlar canları sıkıldıkça birilerini gömüp sistemi tıkamışlar aynı öyle kokuyor. bostanlı, mavişehir rezalet durumda. otobüsle oraların önünden geçerken, "ulan düşünsene milyon liralık evlerde, nezih semtlerde oturuyorsun; ama 7/24 bok kokusu soluyorsun" diyordum. zaman geçtikçe, allah'ın zenginlerine ne üzülecen ya önce götüne don alacak paran olsun dedim. seviye yerlerde.

    yaşadığım yer hem gecekondulara, hem denize, hem dağlara bakıyor. izmir'in çoğu yerini görüyorum. balkonda oturmak favori eylemimdir benim. havalar ısınınca beni balkona koyun, üç ay orada yaşarım. artık balkona çıkıp rüzgar+körfez qeyfi yapamıyorum bok kokusu suratımı tokatlıyor. tüm organizenin arıtma kokusunun yanına bok eşlik ediyor.

    gecenin köründe başladı koku, sabaha kadar koklaya koklaya uyudum. bir sewgilimin kokusunu, bir de bok kokusunu, hiçbir şeye değişmem...

    bir de ne zaman izmir'e tanıdık biri gelse, "ya tnetennba burası leş gibi kokuyor öff" diye bana kızıyor. sanki tüm şehre ben sıçmışım gibi. ben ne yapayım anlamadım valla.
  • malum yaz ayı, cam çerçeve açık uyuyoruz ama sabah kalkınca sanki ağzımıza sıçmışlar gibi bir kokuyla kalkıyoruz, öyle bir lağım kokusudur bu işte
  • şu aralar hat safhada olan sorundur.

    burnum kırılacak bu ne amk.

    edit: izmirliyim ve şehrimi çok seviyorum. entrymin ardından izmir’i boklamak için elinde tuzlukla koşanlar ve bana laf sokan izmirseverler yüzünden açıklama gereği hissettim.

    atatürkçü bir genç olarak koyun değilim. akp’yi desteklemiyorum diye chp’den yana olacak ve şehrin kusurlarını saklayacak da değilim. bence politika tümden rezalet bir oluşum. teknokrasiyi desteklerim.

    o yüzden göte göt diyorum. kokuyorsa kokuyor. bu bahsettiğim koku da klasik altınyol kokusu değil. en az 1 aydır daha önce hiç böyle kokmamış olan alsancak ve küçükyalı ara ara kokuyor. körfez kıyılarında da kahverengi bir hat var. yıllardır temizlensin diye uğraşılan bu durağan suya kanalizasyon dökenler varsa da o bokların içine düşmelerini temenni ediyorum.

    edit 2: aktroll diyen oldu bana. okuduğunu anlayamayan “aydın” arkadaşlar troll olmadığımı daha kolay anlayabilsinler diye yukarıda bir cümleyi aynı şeyleri anlatmak üzere değiştirdim. yazık lan. bizdeki mallar diğerlerinin mallıkları yüzünden gölgede kalıyor ama güneş açtıktan sonra içimizdeki aptallardan da az buz çekmeyeceğiz görüşündeyim. bu arada körfez’e kanalizasyon dökmüyorlarmış, bilginize.

    edit: ayrıca (bkz: izmir belediyesi'nin değnekçilerle işbirliği)
  • bak bu da iyi )) kokudan şikayet edeceğine sıçma! vay arkadaş yaa bu ülkede en kıyak iş siyasetçi ya da bürokrat olmakmış ...
  • izmirde yaşıyorum. aktroll değilim, hatta birçok seçimde chp'den partili sandık kurul üyeliği yaptım.

    eskiden, özellikle de yaz aylarında, sahil şeridini geçtim taa belkahve'ye kadar bok kokardı bu şehir. özellikle 2000li yıllardan sonra ciddi şekilde azalma oldu. ancak ne "her taraf kokuyor" demek, ne de "hiç koku yok" demek doğru.

    mesela ben küçükyalı'da oturuyorum. sık sık da sahilde yürüyüşe çıkıyorum. bizim orası net biçimde kokuyor. hem de yaz kış demeden. ama biraz konak veya üçkuyular tarafına yürüdüğünüzde koku kesiliyor. sonra birdenbire tekrar başlıyor. mesela üçkuyular feribot iskelesine yaklaşırken de koku var. yani belli deşarj noktalarına yaklaştığınızda kokuyu alıyorsunuz.

    "koku yok" diyen izmir şovenizmi yapıyordur ya da koku alma duyusu körelmiştir. "her yer kokuyor" diyen net aktroll'dür.
  • hadi kesme işaretini filan siktir et, laham ne lan? insanların bu özgüveni nereden geliyor gerçekten çok merak ediyorum. insan ya ben sikik bir türkçe konuşuyorum, yazmayı zaten hiç bilmiyorum. benim neyime sözlükte başlık açmak filan diye düşünmüyorlar mı hiç bu bebeler? ne yiyip ne içiyorsunuz lan? nasıl oluşuyor bu özgüven?
  • bi kişi de çıkıp dese bakın söyle bir proje var ama 10 yıl sürer yapması. buna da tamam.
    ama belediye tamamen ölü taklidi yapıyor, cevap bile vermiyorlar kokuyla ilgili sorulara. bizi bu belediyeye mecbur bırakanlar utansın.
  • uzun bir süre düzelmeyecek olan koku. öncelikle bu kokunun birden fazla yerde birden fazla kaynağı var. halkapınar civarındaki mesele zaten herkesin malumu. kurbağalıdere'den beter oldu. bütün kıyı bölgelerinde var olan koku ise körfezin aşırı kirliliğinden kaynaklanmaktadır. özellikle izmir'de limanın şehrin göbeğinde olmasıyla beraber ve aliağa'nın fabrika atıklarının da denize boca edilmesiyle bütün kıyı şeridininde denizin üst tabakasının balçık gibi kaplandığını çoğu izmirli fark etmiştir herhalde. havalar azıcık sıcaklamaya başladığı anda bu bahsettiğim kaynakların kokuları da çekilmez hale geliyor. açıkça söylemek gerek izmir büyükşehir belediyesi'nin belediyecilik anlayışı sıfır, bu mesele genellikle akp yandaşlarının kara propagandası şeklinde algılandığı için bu gerçek uzun bir zamandır net bir şekilde hissedilmesine rağmen kabullenilmiyor. fakat sonucu hepimiz görüyoruz hem türkiye'nin neredeyse en kirli havasını soluyoruz hem de bok ve atık kokusu içerisinde yaşıyoruz. fakat belediye'nin bütün derdi izmir için en gereksiz tramvay hattını açmak ve bir sene boyunca bunun için herkese işkence çektirmek oldu.

    edit : uzun boylu kel boynu killi aktardı: "aynı zamanda çiğli'nin de en büyük problemlerinden bir tanesi uzun zamandır çiğli'yi kokutan harmandalı çöplüğünü de eklemek gerekir. şehrin bütün çöpü burada, geleceğin kanser istatistiği çiğli izmir'den yüksek çıkarsa direkt sorumlusu bu çöplüğün burda kalmasına izin verenlerdir."
hesabın var mı? giriş yap