• kitabı altın dal olarak türkçe'ye çevrilmiştir, ilk antropologlardandır. daha sonraki antropologlar tarafından evrimci, sosyal darwinist olarak nitelendirilir. yani ki ona göre toplumlar benzer, paralel basamakları izlerler. bilindiği gibi bu fikirler emperyalizmin fikir dünyasındaki yansımasıdır. beyaz adam medeniyet seviyesine erişmiştir ve diğer toplumlar, kabileler filan geride kalmış, beyaz adama onları medenileştirme görevi kalmıştır (bkz: white men's burden).

    altın dal kitabı önce 4 cilt basılır, ardından eklene eklene 12 cilde ulaşır. esas olarak dinin ve mitlerin kökenini araştırır frazer. kabilelerdeki inanışları, avrupa'da bulunan dinin ilkel formları olarak düşünür. pek de alan çalışmasına çıkmamıştır (sanırım sadece italya'ya filan gitmiş). verileri daha çok yazılı efsanelerden, araştıracağı bölgedeki emperyal büroda (o neyse artık* bulamadım isim) çalışanlara gönderdiği anketlerden filan oluşur. bu yüzden daha sonra malinowski kendisini "koltuk antropologu" olarak nitelendirecektir.

    alan çalışmasına filan çıkmasa da, topladığı verileri tasnifleyişi filan gayet bilimsel. totemizm hakkında yazan herkes freud ve levi-strauss dahil, frazer'ın bu kitabına atıfta bulunur. buyrun: totemism and exogamy

    işte böyle de bi adamdır ve bunları gecenin bu saatinde durduk yere niye anlattım hiç bilmiyorum.

    das editasyon: kitabı ekledim.
  • iskoç antropolog. the golden bough kitabıyla çokça ses getirmiş sanıyorum. o kadar ki, başka bir korku-gerilim türünden kitapta ismine rastlanabiliyor. ana karakterin büyükannesinin kızın okumasına izin vermediği kitap. bu büyükanne de gizemli biri olarak tasvir ediliyor. insanı meraklara gark etmiyor değil.
  • toplumsal insanbilim profesörü ünvanı alan ilk kişi.
  • "insanlar kendi kafalarındaki düşünce düzeninin doğanın düzeni olduğunu sanmış ve bu yüzden kendi düşüncelerini denetleyebilmelerinin ya da denetler gibi görünmelerinin kendilerine eşyayı da denetleme erkini verdiğini sanmışlardır.''
  • “tanrıları erkek yaratır; kadınlar tapar.” sözüne sahip iskoç antropolog. basitçe kurulmuş, birçok şeye açıklık getiren zekice bir cümle. kadınların cinsiyetler arası boyundurukluğunu ve erkek egemenliğini özetleyen niteliktedir.
  • 1927 yılında yayımladığı man god and immortality (insan tanrı & ölümsüzlük, altın bilek yayınları) adlı mükemmel kitabı hakkında şöyle demiştir:

    "bütün eserlerimin incil'i olan bir kitap bu..."

    büyük tufan adlı, mitoloji üzerine bir başka kitabı da aynı yayınevinde basılmayı beklemektedir.

    2018 yılında çevirisi yapılmış iki kitabı:

    adonis, attis, osiris

    myths of the origin of fire

    2019 yılında dilimize çevrilen kitabı:

    taboo and the perils of the soul (ruhun tehlikeleri ve tabu)
  • hayati boyunca alan calismasi yapmadan koltugunda oturup kitap okuyarak ve denizcilerle hosbes ederek data toplayan antropolog insani. golden bough da buyu, din ve bilim arasindaki kesisme noktalarini irdelemis zaman zaman da evliya celebi misali salliyor izlenimi vermistir.
  • şöyle de bir sözü vardır; "insan canlıların en rasyoneli olabilir ama kesinlikle en fazla saçmalayanıdır."
  • din-büyü-bilim ekseninde vahşi toplulukların yaşantılarını araştırmıştır. vahşi toplulukları günümüz insanını anlayabilmek için en sağlıklı referans noktası olarak görür. ırklarla ve kadınlarla ilgili düşünceleri ilk defa okunduğunda ırkçı ve cinsiyetci olarak yaftalanması muhtemel zattır. ama bir süre söyledikleri üzerine düşününce hak vermeye başlıyorsunuz.

    zihinsel evrime çok takmıştır. zihinsel olarak gelişmemiş toplulukları farklı bir tür olarak değil alt tür olarak değerlendirir. vahşi , uygar kardeşinden farklı bir tür değildir. aynı zihinsel ve ahlaki kapasiteye sahiptir. fakat daha az gelişmişlerdir der. (bkz: sosyal darwinizm) e kayan düşünceleri vardır. ama bu yıkıcı düzeyde değildir. asalım keselim demez onları kendimizi geliştirmek için kullanalım der . beyaz ırklara siyah ırkları medenileştirme görevi verir kendince. ortaya attığı fikirler de bir çok bilim adamı tarafından referans noktası olarak kullanılmıştır. freud'un totem ve tabu kitabı v.s

    insan doğayı önce büyü aracılığıyla anlamaya çalıştı sonra dinler ortaya çıktı. ve uygar insan doğayı anlamak için bilimi kullanıyor der . yanlışlığı kabul edilmiş düşüncelere saplanıp kalanlarla dalga geçilmesini reva görür.

    bu adamın çalışmaların güzel tarafına gelince , okudukça içinizdeki o ilkel benlikten uzaklaştığınızı hissediyorsunuz. aslında farkında olmadan sahip olduğunuz düşüncelerin, ritüellerin, davranış kalıplarının ilkel atalarınızdan kalma olgular olabileceğini farkına varmaya başlıyorsunuz. içinizdeki ilkel yavaş yavaş ölmeye başlıyor. mesela duanın büyünün yansıması olabileceğini hala atlatmış değilim. gelde şimdi anlat evden çıkarken ayetel kürsü okuyup evini koruma altına aldığını düşünen insana, aslında senin bu yaptığın şeyin büyünün bir yansıması olabileceği olasılığını . dinde büyü haramdır denilip dinsiz ilan edilmeniz muhtemeldir.

    tanım: iskoç sosyal antropolog. iskoç insanbilimci, yazar ve halk bilimci olur kendileri. 1854-1941 yılları arasında yaşamıştır. *

    edit: imla
hesabın var mı? giriş yap