• bakiyorum bayadir buralarda adam gibi okunacak bir sey gozume carpmiyor, badilerimden baska okuduklarim da yok; fakat onlar da cok yazmiyorlar ve benim oyle derya gibi badi listem yok. sozluk yonetimi sagolsun, ve turing'in de son zamanlarda bol bol ifade ettigi gibi, sozlukteki cop icerik yuzunden okunacak seyler yazanlarin da yazdiklarina ulasamiyoruz. ben de bu yuzden sikildim, tematik kasmaya karar verdim bundan sonra. vaktinde studio ghibli filmlerinde ve bilhakis inuyasha'da gordugum masal kokenli gibi duran karakter ve olaylarin arkaplanini kurcalamak icin aldigim ve elimde birkac aydir yatan bir kitabi hem okumak, hem de tahmin ediyorum ki ulkemizde cevirisi bulunmasi zor olabilecek bu kitaptaki ilginc enteresan hikayeleri baskalarina aktarmak amaciyla basliyorum sayin seyirciler.

    her gun bir masal cevirerek doldurmaya calisacagim masallar butunu.

    merak edene, preface okumak falan isteyenlere, kaynagim budur: http://www.amazon.com/…-japanese-folk/dp/025336812x (bizim genel okuyucu kitlesi preface falan okumaz, sadede gelir; okumak isteyecek adam da acip kitabin kendisini bulacak kapasitededir diye dusunup geciyorum bunlari)

    kitap masal turlerine gore derlenmis. teaser niyetine veriyorum turleri;
    1) iyiye yorulan, siradisi dogumlar
    2) siradisi cocuklarin hayatlari
    3) mutlu birliktelige donusen meymenetsiz evlilikler
    4) uvey evlat hikayeleri
    5) birbirine benzemeyen kardesler
    6) define bulmali hikayeler
    7) kotuluklerin ustesinden gelme
    8) hayvanlardan gelen yardimlar
    9) kelimelerin gucu
    10) zekanin on plana ciktigi hikayeler
    11) kaderle ilgili hikayeler
    12) hayalet hikayeleri
    13) sakali komikli hikayeler: abartilar
    14) sakali komikli hikayeler: kazancsiz taklitler
    15) sakali komikli hikayeler: saskin koylerin hikayeleri
    16) kuslar, canavarlar, bitkiler, ve agaclar ile ilgili hikayeler

    ilk masalimiz "siradisi dogumlar" kategorisinden. bunlari karistira karistira yazmayi dusunuyorum ki, [okuyan olursa] baymasin hep ayni temadaki hikayeler.

    masalin sonunda ise masalin en derli toplu halinin derlendigi kasaba ve bolgenin adi bulunacak. (bu masallarin farkli bolgelerdeki farkli varyasyonlarin yonelik notlar da var. kisa kisa ama.)

    ve evet, japon masallari basligindan haberdarim. japon halk masallari daha spesifik bir kategoriye isaret ettigi icin buraya gomuyorum.

    ----------------------------------------------------------------------------------

    iyiye yorulan, siradisi dogumlar/1 - momotarou

    evvel zaman icinde, kalbur saman icinde, yasli bir adam ve yasli bir kadin varmis. bu ikisi, kiraz ciceklerini* seyretmeye gitmisler. dinlenmek, ve oglen yemeklerini yemek icin yere oturduklarinda, yasli kadinin yanina bir seftali yuvarlanarak gelivermis. kadin bunu almis, ve elbisesinden iceri ativermis. eve vardiklarinda seftaliyi cikartmis ve pamuktan yapilmis bir kumasa sarmis, sonrasinda ise yastiginin yanina yerlestirmis. sabah olunca seftali yarilmis, ve icinden kucuk bir cocuk cikmis. yasli cift, seftaliden dogdugu icin bu cocuga momonokotarou(seftali cocuk) adini vermisler. cocuk, ailesi bahcede calisirken eve goz kulak olur, zaman zaman da ders calisirmis. yine bir gun boyle calisirken, arka kapinin oradaki hurma agacina tunemis bir karga cocuga seslenmis: "hey momonokotarou! sana cehennemden mektup getirdim!" mektubu yazan kisi, japonyadaki en iyi dangonun* yapilip oraya* getirilmesini emrediyormus. cocuk ailesinden bunu yapmalarini rica etmis. ailesi kabul etmis, ve dangoyu yapmislar. momonokotarou, dangoyu cehenneme goturmek icin yola cikmis. cehennemin kapisina geldiginde kapiyi caldiktan sonra, iblisler kapiyi acip cikmis ve momonokotarou'ya sormuslar, "bu mudur japonyadaki en iyi dango?" iblisler dangoyu afiyetle yemisler, fakat ise bakin ki sarhos olup uyuyuvermisler hemen.* momonokotarou hemen cehennemin prensesini el arabasina oturtup kacirmis. bundan bir sure sonra uyanan iblisler, atesten cekceklerine binerek momonokotarou'yu kovalamaya baslamislar; fakat momonokotarou ve prenses denizi yariladiklarindan oturu, denizi gecemeyen iblisler onlari yakalayamamislar.

    momonokotarou ve prenses sonunda eve varmislar, ve momonokotarou'nun bu basarisi imparatorun kulagina gitmis. imparator momonokotarou'ya cok buyuk oduller vermis, ve momonokotarou chouja* olmus. ailesi varlik icerisinde mutlu mesut yasamislar.

    ------------------------- iwate, shiwa bolgesi

    kendi notum: boyle bir yere varacak gibi duruyor degil mi hikaye? ehehehe. boyle lak diye bitirirler, boyle havada birakirlar adami iste japonlar. dangoyu niye istedin, prensesi niye kacirdin, niye odul verdin falan yok.

    duzenlemeler:
    kullandigim kaynagi koyduydum yukarida. bu masal konusu mutlakligi olan bir konu degil, genis bir cografyaya yayilmis hikayelerden bahsediyoruz. burada yazacaklarim sizin bildiklerinizle/okuduklarinizla uyusmayabilir; kaynagi da belli yukarida. ilgili kaynagi derleyen kunio yanagita, vaktinde arkadaslariyla japonyayi gezip bu masallari derlemis ve akademik dunyaya kazandirmis bir insan. mutlak bir kaynak degil fakat guvenilir buldugum bir kaynak.

    aco haber verdi, dango kekten ziyade, ozel bir serbete batirilan lokum gibi sekerleme gibi bir tatliymis.

    burakueda da der ki, momotarou aslinda okayama bolgesinden. her masalin ilisiginde masalin varyasyonlarinin goruldugu baska bolgelere iliskin notlar var. masallar zamanla farkli bolgelere yayilmis, dogal olarak. tepede belirttigim gibi, bolge isimleri masalin -o zaman bu masallari arastirirlarken- en derli toplu halinin derlendigi bolgenin ismi, koken bolgenin ismi degil.
  • şimonoseki'nin akama jingu tapınağı'nda hooiçi adında, çok güzel biwa çalan, genç ve kör bir rahip yaşarmış.
    tapınağın yaşlı rahipleri, hooiçi'nin süzüldüğünü, renginin solduğunu, günbegün sağlığının bozulduğunu farketmişler. rahiplerden biri hooiçi'yi gizlice takip etmiş. bir de ne görsün?! samurayların hayaletleri hooiçi'yi almış götürüyor, hooiçi de kör olduğundan onları gerçek insan sanıyormuş.

    yaşlı rahip takibe devam etmiş. sonunda bir sürü samuray ruhunun toplandığı bir alana gelmişler.
    hooiçi çıkarmış biwasını, başlamış çalmaya. meğer samuray ruhları onu biwa dinlemek için kaçırıyorlarmış. ancak ruhlarla haşır neşir olduğu için giderek sağlığını kaybediyor, yavaş yavaş ölüyormuş hooiçi.

    yaşlı rahip bunu engellemek istemiş fakat hooiçi'yle konuşup gerçekleri söylerse hem hooiçi'nin psikolojisinin bozulmasından, hem de ruhları kızdırmaktan korkmuş.

    diğer rahiplerle konuşup olan biteni anlatmış. hep birlikte eski kitaplardan buldukları bir formulle kutsal bir sıvı hazırlamışlar. bu sıvının sürüldüğü yerler, ruhlar tarafından görülemez oluyormuş. velhasıl bu sıvıyı hooiçi'nin her yerine sürmüşler fakat gözden kaçırdıkları bir yer kalmış: kulaklarının arkası.

    ruhlar her zamanki gibi gelmişler fakat hooiçi yerine bir çift kulak ve bir adet biwa bulmuşlar. kulakları alıp gitmeye çalışmışlar ama kulaklar gelmiyor ve "aaah! acıyoo!" diye bağırıyormuş. n'apalım biz de keser götürürüz deyip kılıçlarıyla kesip götürmüşler.

    miminaşi hooiçi yani kulaksız hooiçi'nin mezarı ve heykeli bugün de şimonoseki'nin akama jingu tapınağı'nda görülebilir.
  • kotuluklerin ustesinden gelme/91 - kotsuna, iblisin evladi (ozgun adi: oni no ko kotsuna)

    yasli bir adam ve yasli bir kadinin bir kizi varmis, fakat bir iblis tarafindan bir gun kacirilmis. yasli adam kizini uzun sure aramis, ve sonunda tepelerin uzak tarafinda bir erkek cocuguyla karsilasmis. hemen anlamis ki bu kizinin oglu. baba, kiz, ve torun bir araya gelmenin eglencesini yasarken iblis eve gelmis. (yasli babanin erkek cocuguyla karsilastigi yer iblisin eviymis meger.) kiz ve oglu, yasli adami hemen dolaba saklamislar. iblis, ortamda bir insan kokusu oldugunun farkina varmis, ve hemen etrafa bakinmaya baslamis. iblis sonunda yasli adami bulmus. kiz ve oglu, yasli adami yememesi icin iblise cok yalvarmislar ancak iblis onu yemeyi o kadar cok istiyormus ki, yasli adami banyoda kaynatmaya karar vermis hemen. ogluna suyu isittirmis (yenecek adamin torunu oluyor kendisi) cocuk, yasli adama kasla goz arasinda bir kacis yolu gostermis, ve hicbir sey bilmiyormus gibi suyu kaynatmaya gitmis. adamin uzaklastigindan emin olduktan sonra banyonun kapagini kapatmis ve uzerine buyukce bir tas koymus. yasli adamin kizi ve oglu da yanlarina bir kepce alip gizli bir yoldan kacmislar. bir sure sonra banyoya gelen iblis, ne kizi, ne kucuk cocugu bulabilmis. kapagi acinca icinin bos oldugunu goren iblis, hepsinin bir sekilde kactiklarini anlamis ve cok sinirlenmis. yasli adam, kizi, ve kucuk cocuk deniz kiyisinda kayiga binip uzaklasmaya baslarken, uzaktan iblis belirmis ve onlara neredeyse yetismis. kayigi yakalamak icin dertlene dertlene deniz suyunu icmeye baslamis iblis. deniz suyu azar azar azalmaya baslamis ve kayigi kiyiya, iblisin ellerine cekmeye baslamis. o sirada iblisin oglu yaninda getirdikleri kepceyi cikartmis, deniz suyuna daldirmis, ve babasini taklit etmeye baslamis. bunu goren iblis hunharca gulmeye baslamis ve ictigi butun deniz suyunu tek seferde geri puskurtmus. puskuren su ile kayik hemen uzaklasivermis. yasli adam, kizi, ve torunu eve ulasmislar.

    ------------------------------------ nagano, minamiazumi yoresi

    ilginc notlar:
    1) devaminda iblisin cocugu yanarak oluyor, ve kulleri at sinegine donusuyor ---- iwate, kamihei yoresi
    2) "iblisi guldurmek" (ozgun adi: oni o warawaseru) ile benzerlik tasiyormus. yine nagano, minamiazumi yoresinden.

    kendi notum: yasli adam ve torun karsilastiktan sonra, yasli adamin kizi nereden cikiyor ve ne ara eve gidiyor gibi detaylar dahil edilmemis bu surume. zaten zaman gectikce bu japon masallarinda boyle sicramalarin olagan oldugunu gorecegiz gibi bir hisse kapildim evvelden okuduklarim isiginda. bunu okurken iste akla inuyasha'daki saftirik iblisler geliyor. hatta bir bolumde(129. bolum) genc kizlari kaciran saftirik bir iblis vardi, yaban domuzu gorunumlu. masal kotuluklerin ustesinden gelme kategorisinde olmasina ragmen pek bir kotuluk goremedim iblisin kizi kacirmasi disinda. yakalasaydi alayini yerdi tabii, o ayri.
  • mutlu birliktelige donusen meymenetsiz evlilikler/24 - tilki hatun

    bir zamanlar, esinin hastaligi sebebiyle sorunlar yasayan bir adam varmis. esi bir sure sonra hastaligini bahane edip ailesinin yanina donmus, ve adam yalniz kalmis. adam bir gun yine her zamanki gibi balik avlarken akintida beyaz bir tilkiye denk gelmis ve onu akintidan kurtarip evine goturmus. tilki adama yaptigi bu iyiligin karsiligini bir gun odeyecegini soyleyip ayrilmis. birkac gun sonra bir kadin belirigelmis ve adama yaninda yardimci olarak calismak istedigini soylemis. adam kadini evine kabul etmis, ve zamanla aile olmuslar, bir de ogullari olmus. bir gun kucuk oglan babasina annesinin bahceyi kuyruguyla supurdugunu soylemis. bu adami cok sasirtmis ve kendisi gormek icin kosa kosa bahceye varmis. oglunun dogru soyledigini goren adam kadinin kuyrugunu gorunce cok sasirmis ve kadini kovmus. kadin ayrilmadan once adama eger onu tekrar gormek isterse shinoda ormaninda urami kazunoha'ya bakinmasini soyleyen bir siir yazmis ve ayrilmis.

    ----------------------------------------------------- osaka, izunami yoresi

    notlar:
    *degisik surumlerinden birinde pirinc tarlasinda calisan cocuklu bir adama yardima gelip cocuklarini emziren bir tilki ana hikayesi geciyor. o hikayede de kocasi kuyrugunu gordukten sonra kaciyormus hatun.
    *masalin anlatim tipi olarak "katarimono" kategorisine dustugunu belirtmisler.

    kendi notum:
    tilki-kurt ayrimi yapmadan, ufaktan bir spice and wolf cagrisimi yasadim bunu okurken. mutlu birliktelige donusen meymenetsiz evlilikler kategorisinde degerlendirilmis fakat sonunun pek mutlu bittigi soylenemez, cocuk anasiz kaldi.
  • mutlu birliktelige donusen meymenetsiz evlilikler/18 - gokdunyali hanim

    uzun zaman once, kilden kavurma tavalari yapip gecimini surduren bir adam, yedinci ayin altinci gununde daglarda yuruyuse cikmis. gezerken [golde] yikanan uc genc kiz gormus, ve birinin kaftanini calmis. eve donerken, genc kizlardan birini aglarken bulmus. kizi evine goturmus, ve onunla evlenmis. bir cocuklari olmus. bir gun genc anne uc yasindaki oglunu emzirirken kirise sikistirilmis, kara kagitlara sarili bir paket gormus. merak edip icine bakmis, ve kaybettigini zannettigi kaftanini bulmus; kaftanin calindigini ilk o an anlamis. aceleyle kaftanini giymis, cocugunu kolunun altina alip arka bahcede olusan bulutun uzerine binip kacmak icin harekete gecmis. tam bu sirada kocasi donmus ve karisinin kacmakta oldugunu gormus. kadin isminin tanabata oldugunu soylemis, demis ki "eger beni yeniden gormek istiyorsan 1000 cift saman sandal (jp. waraji) yap ve onlarin uzerine cikip bana tirman!" ve gokyuzune dogru yukselip gozden kaybolmus. adam butun kalbini bu ise koyup sandallari yapmaya baslamis, fakat 999. sandala geldiginde artik dayanamayip aceleyle tirmanmaya baslamis. tirmanirken karisinin uzerine binip gittigi bulutu gormus. yaklastikca yaklasmis; ancak buluta ulasamamis. yukarida bir seyler dokumakta olan karisi onu gormus, ve onun icin uzuntu duyup yardim etmeye karar vermis. uzunca bir cubukla uzanip kocasini yukari cekmis. birlikte kadinin ailesinin evine gitmisler; fakat kadinin annesi ile babasi damadi begenmemis, hatta nefret etmisler ondan. nefretlerinden adama her cesit zor is yaptirmaya baslamislar; ancak karisi adama bir sekilde yardim etmis hep. yukaridaki dunyada karpuz yemek yasakmis; buna ragmen kadinin ailesi damadi karpuzlardan yemesi icin o kadar cok zorlamis ki, adam en sonunda bikmis ve karpuzlardan birinden ufak bir isirik almis. karpuzu isirmasiyla karpuzun icinden sel gibi su akmaya baslamasi bir olmus, ve adami surukleyip goturmeye baslamis. karisi adam suruklenip giderken uzaktan ayda bir kere onunla bulusacagini bagirmis; fakat suruklenirken adam karisinin ne dedigini tam duyamamis ve "yilda bir kere" zannetmis. bu yuzdendir ki tanabata yilda sadece bir defa bulusur.

    -------------------------------------------------------------------- kagawa, mitoyo yoresi, shishijima

    notlar:
    uzakdogu ile ilgiliyseniz tanabata festivalini duymussunuzdur bir sekilde bir yerlerden. masalin sonuna gelene kadar isim benzerligi olarak dusunmustum; ancak masalin sonlarina dogru vurucu darbeyi geciriyor. yedinci ayin yedinci gunu vs. yedinci ayin altinci gunu karmasasina dair bir not dusmemis derleyiciler. tanabata festivaline ve hikayesine asina olmayanlar icin; bu hikayede vega ve altair yildizlarini temsil ediyor kari ve koca. (festivalle iliskilendirilen ana hikaye bu degil, bu daha cok varyasyonlardan biri gibi. ana hikaye bu: (bkz: #35097275)) soyle bir bakiniz: http://www.geocities.jp/senribb/altair_vega.jpg (2014 yilinda geocities linki vermek de varmis) ozellikle bu acidan muhim bir yani var bu masalin. cosmos a space-time odyssey izleyenleriniz hatirlar, insanlarin yildizlara bakip uydurduklari masallarin ve geleneklerin anlatildigi bolumu. bu da o masallardan biri.

    buluta binip gitme kisimlarinda yine inuyasha'ya cagristim kagura ve sesshoumaru'dan dolayli.
  • zekanin on plana ciktigi hikayeler/153 - kiliklari kiyaslarken!

    bir zamanlar enami'de osan adinda kotu bir tilki, ve en az osan kadar kotu sanuki adinda bir porsuk varmis. bu ikisi bir gun karsilasmis, ve kilik degistirmede kimin daha zeki oldugunu belirlemek icin birbirleriyle yarismaya karar vermisler. ilk porsuk baslamis. basinin uzerine bir parca ot koymus, once cok guzel bir gelin kiza, sonrasinda ise bir piyade erine donusmus. osan "sira bende simdi!" diyerek lafa baslamis: "yarindan sonraki gun, suradaki yoldan masubara'ya dogru resmi bir gecit toreni duzenlenecek. sadece git bi goz at." porsuk kabul etmis, ve ayrilmislar. porsuk usenmemis, kalkmis geciti izlemeye gitmis. tilkinin kabiliyeti karsisinda hayranlik duymus. serefine gecit toreni duzenlenen bolge derebeyini tasiyan arabasina atlamis ve "harika! harika! cok iyisin!" demis. derebeyine eslik eden samuray porsugu dograyivermis.

    gecit toreni gercekmis ve osan bunu uc gun oncesinden bir sekilde ogrenmis. porsugu boyle aldatmis.

    ---------------------------------------------------------------- hiroshima

    notlar:
    baska bir surumunde porsuk tilkiden intikam aliyor seklinde sonlandirilmis. bolge bolge hangi hayvan daha cok tutuluyorsa ona gore galiba. baska bir anlatiminda ise bu kilik degistirme muhabbeti aralarinda "olu kiligina girme" sakasini da barindirmakla birlikte birkac defa tekrar ettikten sonra iclerinden birisi gercekten oluyormus.

    kendi notum:
    surekli bunu soylemekten ben de bikacagim yakinda ama bunda da inuyasha'dan shippo cagirisimlari yasadim biraz. bi de degis tonton var ama o alakasiz biraz.
  • acgozlulukle ve durustlukle ilgili olan bir tanesi daha soyle;

    hayvanlardan gelen yardimlar/127 - sirti kirik serce

    daglarda bir durust, ve de bir acgozlu yasli kadin yasarmis. durust yasli kadin bir gun sirti cocuklar tarafindan kirilmis bir serce bulmus, onu kurtarmis ve tedavi etmis. serce minnetini ifade etmek icin yasli kadina sukabagi tohumu takdim etmis, yalnizca 1 tane. kadin bunu hemen bahcesine ekmis, ve cok kisa zamanda yetisip butun bahceye yayilmis; bir suru de kocaman sukabagi vermis butun bahce. yasli kadin bir tanesini kesip yemis ve o kadar guzelmis ki, bahcesindeki sukabaklarini komsulariyla da paylasmaya baslamis. bir gun kurumalari icin astigi buyuk sukabaklarindan birkaci cok agirlasmaya baslamislar. yasli kadin bunlardan birini indirmeye calisirken sukabagi yarilmis ve icinden pirinc dokulmeye baslamis. ondan sonra yasli kadin her gun pirinc yiyebilmis, ve cok zengin olana kadar da kurumaya astigi sukabaklarindan pirinc cikmaya devam etmis. bunu goren acgozlu yasli kadin, durust yasli kadini cok kiskanmis ve sirti kirik serce bakinmaya baslamis. belli bir zaman sonra boyle bir serce bulamayinca, kendi yakaladigi sercelerden birinin sirtini kirip tedavi etmis ve salmis. sonrasinda bu serce de tipki diger serce gibi acgozlu yasli kadina sukabagi tohumu getirmis. acgozlu kadin hemen bahcesine ekmis, fakat durust yasli kadininki kadar cok olmasa da bir miktar sukabagi vermis bahce. hemen buyukce olanlardan birkacini kurumaya asmis. agirlasan sukabaklarinin icinden pirinc cikacagi umidiyle bir tanesini yaran acgozlu yasli kadin, sukabagindan dokulen onlarca yilan ve cok bacakli bocekleri gordukten sonra soka kapilip oluvermis oracikta.

    ---------------------------------------------------------------- oita, usa-gun

    notlar:
    4 farkli bolgede daha bu masala rastlanmakta. bunlarin bazisi ismen serceyi on plana cikartirken, bazisi pirinc dolu sukabagini one cikartiyor. kumamoto bolgesindeki varyasyonunun birebir aynisi kore'de de anlatilirmis. yanagita'nin kanaati bu masalin modern kitaplardan cok once japonya genelinde yayildigi yonundeymis.
  • kuslar, canavarlar, bitkiler, ve agaclar ile ilgili hikayeler/281 - su isteyen kus

    bir zamanlar bir anne ve bir ogul varmis. oglunun onun sozunu dinlemeyeceginden o kadar korkarmis ki, nihayetinde hasta olmus. anne hasta yataginda oglundan su istemis ancak ogul su getirmeye gitmemis hic. ogul, evin ocagindan kizgin bir demir alip annesine dogru sallamis. bunun uzerine anne cok korkmus ve yattigi yerde oluvermis. ogul o kadar sasirmis ki, saskinliktan surekli susayan bir kusa donusuvermis. ne zaman su icmeye gitse, icecegi su kizil bir atese donusup yanmaya baslarmis ve kus hicbir zaman su icemezmis. yalnizca yagmur yagarken su icebiliyormus. bu yuzden susadiginda "yagmur yag! yagmur yag!"* diye aglarmis. bu kus, yalicapkinidir. *

    ---------------------------------------------------------------- saitama, chichibu-gun

    notlar:
    bunun baska bir varyasyonunda hasta yataginda bir anne, ve iki kizdan bahsediyor. kizlardan biri uvey, biri oz. uvey olan annenin son anina kadar yaninda kalip su istediginde su verirken, oz olan ziyarete bile gitmiyor. anne oluyor sonra. uvey kiz annesinin basinda yas tutuyor, sonra can calan kusa* donusuyor. oz kizin bogazi kuruyor, ve su icmek icin yanip tutusuyor. sonra girtlagi kipkirmizi bir kusa donusuyor. buna da "cehennem kusu"* derlermis. bu varyasonun ozgun adi "nukabuku, komebuku."
hesabın var mı? giriş yap