• 1850 - 1934 yılları arasında yaşamış ingiliz yazar ve ressam
  • (bkz: lady godiva)
  • "the chaser" adlı müthiş öykünün yazarı.
  • bir lady godiva cizmis ki bu kadar olur.
    sanat ne güzel sey be. kiz dile gelecek. olamaz.
  • üslubuna bayıldığım ressam. ancak böyle güzel romantik olunur...

    lady godiva gerçek bir şaheser.

    ayrıca (bkz: rafael).
  • the prodigal daughter isimli enfes tablonun sahibi.
  • 'the death of albine' tablosunun sahibi,büyük sanatçı..
    bu tablosunu emile zola'nın 'the sin of father mouret' esas adıyla 'abbe mouret’s transgression' kitabına ithafen çizmiştir.bu kitap aynı zamanda yirmi ciltlik 'les rougon-macquart' ın beşinci kitabı olma özelliğini taşıyor. kitabın baş kahramanı olan albine, eğitimsiz ancak hayalperest bir genç kızdır ve sinir hastası 'father mouret' ile derin bir aşk yaşar.hafıza kaybı olan 'father mouret' hafızası geri geldiğinde albine i büyük bir suçluluk duygusuyla terk eder ve ortaya romanın yayımlanmasından 23 yıl sonra bu tablo çıkar. aynı zamanda shakespeare'den şu pasajları getirir aklıma 'şiddetle başlayan hazlar, şiddetle son bulurlar. ölümleri olur zaferleri , öpüşürken yok olan ateşle barut gibi'. bir gün glasgow'a yolum düşerse canlı canlı görmeyi çok isterim..
    the death of albine
  • (bkz: lady godiva), (1897): görsel

    efsaneye göre godiva, kont leofric'in güzel karısıydı. kontun tebaasi fahiş vergilerden muzdaripti ve godiva kocasına vergi yükünü azaltması için yalvardı. bir gün sonraki bayramda çok sarhoş olan leofric, karısının coventry sokaklarında çıplak olarak ata binmesi halinde vergileri düşüreceğine söz verdi. bu durumun onun için tamamen kabul edilemez olacağından emindi. ancak godiva halkını kendi şeref ve gururunun üstüne koyarak bu adımı attı. onu çok seven ve nezaketine saygı duyan kent sakinleri, belirlenen günde evlerinin kepenklerini ve kapılarını kapattı, kimse sokağa çıkmadı. o kadar fark edilmeden tüm şehri dolaştı. kont, kadının özverisine hayran kaldı ve vergileri düşürerek sözünü tuttu.

    soylu olarak adlandırılan bir kadının çıplaklık durumunda kalması bize burada simgelediği şey, yoksulların kötü, çaresiz olmasıyla beraber, otorite tarafından insanlara yönelik baskının insanlığa yakışmayacak uygulamalarının dışa vurumudur. collier'in sıcak renklerin kullanımının zenginliği ve kompozisyonunun görkemliliği göze çarpıyor. atın üstünde çıplak bir şekilde ilerleyen kadının, göğsünü uzun kumral saçlarıyla örtüp başını hafifçe eğmesi; bize kadının eylemindeki haklı gururunu göstermektedir.

    aslında collier'in bu tabloyu yaptığı tarih oldukça manidar. tablonun yapıldığı yıl itibariyle britanya victoria çağı'nı yaşamaktaydı ve bu çağ bildiğimiz üzere oldukça baskıcı bir ahlak kadınları etki alıyordu. victoria çağı'nda britanya'da yaşayan kadınların yaklaşık olarak 1/3'ü fahişelik yapmakta ve geri kalan büyük çoğunluk ise evlendirilip kapalı kapılar ardında erkeklerin kontrolüne bırakılıyordu. kadına yönelik bu baskıcı tavrın sarsılması ise efsaneleri ile beslenen ve bu efsanelerden gurur duyan britanya toplumunda; efsaneleri olan lady godiva'nın yeniden yorumlanıp bu baskıcı tavra karşı bir muhalif duruş sergilemesidir. kraliçe victoria'nın ölmesi sonrasında bile devam eden bu baskıcı tavır ilerleyen zamanda yine kadınların eşit bir birey olduğunu vurgulayan virginia woolf tarafından alaşağı edilecektir.

    tablodaki detaylar:
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
hesabın var mı? giriş yap