• bir toplumdaki zihinsel, bilincsel dönüsümün temel tasi. "türkiye'de çalışma çağındaki her dört kadından sadece birinin işgücüne katıldığı, bunun ab ülkeleriyle kıyaslandığında son derece düşük olduğu artık istihdamla ilgili tüm kurumların açıklamalarında yer alıyor." diyor gülay toksöz.(kadin istihdami, radikal iki, 31.12.06) türkiye'deki kadinlarin siyaseten temsil edilememeleri, sosyal hayattaki itilmislikleri, ataerkil toplum ve aile özelliklerinin hala sürdürülüyor olusu gibi önemli sorunlar sanirim isgücüne katilmayan, katilamayan diger 3 kadin ile aciklanabilir. isgücüne katilmayan kadinlar ekonomi icin büyük bir kayiptir, evet, ancak bu ekonomik kayip erkekler ile pek tabii ikame edilebilmektedir, hele ki kadin doktorlara tedavi olmak istemeyen, kadinlari ilime, bilime, sanata muktedir görmeyen erkeklerle. ancak, kadinlarin ekonomiden aktif üretici ve tüketici olarak pay alamiyor oluslari beraberinde onarilamaz, giderilemez bir zihinsel geri kalmisligi; kendine güvensiz, evi disindaki hayati tanimayan, kapali, muhafazakar, kendi ögrendigine yenisini eklemeden cocuguna aktaran, yani sistemin birebir muhafizi olan kadinlari ve kadinligi getiriyor. bence tehlikeli olan da bu. ekonomik olarak güclenmeyen kadin hic bir zaman zincirlerini kiracak, dogrularini sorgulayacak cesareti kendisinde bulamiyor.
    kadinlarin ekonomik olarak güclendirilebilmeleri, kadin emegine ihtiyac duyan bir ekonomi ile mümkün. yani kadinlari erkekler ile ise basvuruda, isa alinmada, sigortalandirmada, ücertelendirmede esit tutan; dogum iznini, dogumdan sonra ise dönebilme garantisini iceren yasalar ile, bu yasalarin yapilmasinda, uygulanmasinda yol gösterici, tesvik edici olan bir sosyal devletle mümkün. kadinlarin istihdaminin arttirilmasi yalnizca bireysel olarak bu kadinlari degistirmeyecek, özgürlük, hak, esitlik gibi bir cok kavramin da algilanisinda degisikliklere yol acacaktir. önce kadinlarin bu degisiklikleri istemesi gerekiyor galiba....
  • türkiye, çalışma çağındaki kadın nüfusun istihdam edilenlerine oranı olan yüzde 24.3 ile ekonomik işbirliği ve kalkınma örgütü (oecd) ülkeleri içinde, son sırada yer almaktadır. aynı oran 1990 yılında türkiye için yüzde 33 idi. yani 17 yıl içerisinde, kadın istihdamında ilerleme göstermemiz gerekirken, malesef ki gözle görülür bir gerileme yaşanmıştır.
    kadın istihdamı neden bu kadar önemlidir? kadının ekonomik yaşamda görünür kılınması demek, kadınn sosyal alanda da söz sahibi olabilmesi için ön koşuldur. her ne kadar, kadın para gördü mü sesini yükseltir zihniyeti ile kadının çalışmasından toplumumuzun belli bir kesiminde korkulsa da, kadının sosyal hayat içerisinde varolabilmesi için kadın istihdamı konusuna acil olarak eğilmek şarttır.
    bu konu ile ilgili önemli sorunlardan biri de, kadınların kalifiye olamamalarından ötürü, genellikle geçici ve güvencesi işlerde emeklerini tüketmek zorunda kalmalarıdır ki, bu da kadının işverene karşı hakkını arayamaması anlamına gelmektedir.
  • kısa tabiri son giren ve ilk çıkan olmaktır. kadınların istihdam piyasasındaki ana rolü hazırda bekletilen bir güç olmaktır. isdihdam açığı olduğunda erkeklerden sonra sır gelince alınır yani sondan girer, üretim işçi çıkarmayı gerektirdiğinde ilk çıkarılanlar onlar olurlar. sendikalaşmanın bir getirisi en azından bu son durumu engelleyebilmektir. bunu etkisiz kılmak içinde iş sahasında egemen olan mobbing tarzı yaptırımlar uygulanmaya başlar.
  • türkiye'nin utanç verici bir şekilde 136 ülke arasında 127. sırada yer aldığı, bir ülkenin medenileşmesi ve demokratikleşmesinin en önemli göstergelerinden biri olan istatistik. acaba başbakan ülkeyi getirdiği bu acınası hal nedeniyle hiç mi utanmıyor da hala insanlardan üçer-beşer çocuk yapmalarını istiyor? çocukları sevgi vererek büyüteceğiniz canlılar olarak değil de, üretim aracı olarak görmek nasıl bir köylü zihniyetidir?

    http://www.gercekgundem.com/…minda-son-siralardayiz
  • kaçıncı olduğumuzdan çok hedefimizin ne olduğunun önemli olduğu çalışma/çalıştırma durumu. korkarım hedef 136. olmak. umarım değildir.
  • "...bugün kurumsallık adına türkiye’de ileri sürülen birçok şeyin eksik olduğunu düşünüyorum. yani kurumsalım diyen birçok işletmenin kurumsal bir müesseseye yakışacak istihdam politikası bile yoktur. en komiği de ‘kadın yöneticiler’ söylemi. yahu sen daha kadın istihdamıyla ilgili yasal haklarını kabul etmiyorsun da kalkmış yönetim kurulu üyemiz kadın diyorsun. patron kızından ve tanıdığından başka kim yönetim kurulu başkanı olacak. sen önce kadın çalışanının hakkını ver."

    ersin özince
  • avrupa birliği ile ortaklaşa yürütülen evde çocuk bakım hizmetleri yoluyla kayıtlı kadın istihdamının desteklenmesi projesi sayesinde biraz olsun arttırılabilir. bu proje ile, bazı büyük şehirlerde 0-2 yaş arası çocuk sahibi kadınların çocuk bakımı dolayısıyla iş yaşamından kopmaması hedefleniyor ve annelere, sigortalı çocuk bakıcısı istihdam etmeleri halinde aylık 416 euro (1.540 tl) destek sağlanıyormuş.

    http://www.hurriyet.com.tr/…-bakici-parasi-40297203
  • yanlış analizler yanlış kafalar bilmiş laflar, sürekli tekrar edilen sloganize edilmiş beyin yıkayan özgür aydın tipler... kadın istihdamı kastıran batı türkiye ve işsizlik girdabındaki batılı erkek milleti(cinsiyetçilik oldu) (batı-doğu diyerekten bölgecilik de oldu) ile "kadın istihdamı nedir ki acep" diyen doğulu erkek milletini aynı istatistiki ve sosyolojik düzleme koyan gerizekanın da gerisinde bir beyinle yaşayan analiz özürlü ağzı olan laf ola beri gele konuşan ve yazan tayfa... evet onlar kendilerini biliyorlar. kadınlar batı illerindeki büyük şirketlerde hunharca istihdam ediliyorlar hem de erkek milletini işsiz bırakma pahasına ama maalesef götü büyük ülkemizin başı küçük götü büyük olduğu içindir ki doğunun kadın görmeyen işletmelerinin istatistiki sıralamamızı çok düşürmesini herhalde tahmin etmek zor olmayacaktır. batıda özellikle istanbul'da ise kadın istihdamı çok etkin bir nüfus planlaması metodu haline gelmiştir bile. iş bulamayan veya çok düşük gelirli işlere sıkışan kentli erkeklerimiz kadın istihdamı kastıran kurumsal işletmelerimiz tarafından ömürboyu bekarlığa itilmektedir. bu sayede ükenin demografik görüntüsü dejenere olmaya devam etmekte ve ülkemizin başı küçülmeye götü büyümeye devam etmektedir. gün gelecek kıçlar baş olacak ve bu döngü böyle sürüp gidecektir.
  • türkiye’de kadınların istihdam oranı çoğu avrupa ülkesinden geride. iş gücüne katılma oranları da yıllar içinde pek değişmemiş görünüyor. özellikle genç nüfus açısından durum daha da kötü, 2017 yılı için yaklaşık 4 genç kadından 1’i işsiz.

    kadınların iş gücüne katılma, işsizlik, tarım dışı işsizlik ve istihdam oranlarından, bu işsizliğin eğitim durumuna göre dağılımına kadar pek çok veriyi burada bulabiliriniz.

    ayrıca iş hayatına kadınların katılım oranları alanında da türkiye, dünyaya göre epey gerilerde yer alıyor. almanya’da bu oran %69,9 iken türkiye'de %30,4’e düşüyor. tabii türkiye bu konuda ne tek ne de en düşük orandaki ülke. örneğin, kadınlarla erkeklerin gelirleri arasındaki fark birçok gelişmiş ülkede de varlığını sürdürüyor.

    ülkelerin işsizlik oranlarına, kadın istihdamı oranlarına, kadın-erkek arası gelir farklarına, gençlerde işsizlik miktarlarına ise bu linktenulaşabilirsiniz.
  • tüik kasım 2017 temel işgücü göstergeleri veri tabanına göre ülkede 15 yaş ve üzeri toplam nüfus 60 milyon 223 bin. bu nüfusun 30 milyon 399 bini kadınlar ve 29 milyon 824 bini de erkeklerden oluşuyor. işgücü olarak nitelendirilen nüfus ise 31 milyon 790 bin; bu sayının 10 milyon 287 binini kadınlar ve 21 milyon 503 binini erkekler oluşturuyor. istihdam edilen nüfus içerisinde ise toplam 8 milyon 904 bin kadın ve 19 milyon 612 bin erkek var. bu sayıları oransal olarak değerlendirdiğimizde büyük bir eşitsizlik gözümüze çarpıyor; çünkü 15 yaşın üzerindeki toplam nüfus içerisinde istihdam oranı erkeklerde %65,8 olmasına rağmen kadınlarda bu oran %29,3 seviyesinde kalıyor.

    kaynak: http://www.dogrulukpayi.com/…e-kadin-istatistikleri
hesabın var mı? giriş yap