• ---spoiler bence---

    bir adam var adı semih. defne diye bir kızla ilişkisi var, ayrılıyorlar. adam full bunalım. flashbackler görüyoruz. bu arada semih ilişkileri boyunca kıza "def" diye sesleniyor. kendisi son derece bohem bir bey. halbuki otantik olacaksa folklor kıyafetleri giysin. fakat o çok orijinal biri olduğu için çöp atmak için dışarı çıplak çıkmak, hangi semte gittiğini bilmediği bir iett otobüsüne aniden binmek*, açık çiçekçi bulamadı diye odayı çiçek yerine demet demet marulla doldurmak gibi çok orijinal, karrizmaaa, ilgiiinç aksiyonların sahibi bir adam. "çok manyaam kızım ben" gibi bir adam yani hahahah. ayy. daha filmin ortasındayım ama bunları yazmasam olmazdı. bitsin editleyeceğim geri gelip.

    edit: bitti. kısaca; bir adam/çocuğun olgunlaşma hikayesi, diyelim. babası vakti zamanında ailesini terk etmiş ve bir daha dönmemiş bir adamın oğlu. büyür ama hep çocuk kalır. kendini sevemez. çünkü sevilmeye değer değildir. çünkü onu babası bile terk etmiştir. kendini sevemeyen, gün gelir defne'yi de sevemez. kendiyle barışamayan, ilişkiye de olmamışlıktan başka bir şey getiremez zaten. ve bir ilişkinin ihtiyaçlarını karşılayamaz, partnerini yalnızlaştırır. bu sebeple babası gibi defne de terk eder onu. bu terk ediş de büyük bir tetiklenme, depresyon ve ordan zar zor bir çıkışı yaşatır- çünkü terk edilmesi, geçmişiyle ve değersizlik duygusuyla yüzleşmeyi getirir beraberinde. zaten bazı bitişler başımıza bu yüzden "iyi ki gelmiş" dedirtir. eğer o gitmeseydi, beni terk etmeseydi ben bugünkü ben olamazdım. bu yüzden bazı defne'lerin bazı semih'leri onların iyiliği ve kendi iyilikleri için terk etmesi gerçek yaşamda da en doğrusu olabilir. buna da biz bazen "tekamül yolculuğu" deriz.

    gerçek yaşamda bazen, bazen de değil genelde bu kadar kolay da olmaz bu olgunlaşma süreci. yani master program gibi. ustalık eseri. isterdim ki karakter yeri gelsin profesyonel destek de alsın - alması gerektiğini seyirciye düşündürdüğü anlar da oldu. çünkü filmde bağlayamadığım tek kısım, karakterin yukarı tırmanış kararını ne ara/nasıl aldığı ve nereden güç bulduğu oldu. onu hissedemedim. sıçrayışın ardındakini hissetseydik iyiydi.

    bunun dışında filmde aklımda kalan açık ara en iyi sahne; semih'in arabada gece vakti park halinde ve acı içinde büyük bir ciddiyetle serdar ortaç'tan asrın hatası şarkısını dinleyişi oldu.

    ---the end---
  • kirklareli anadolu lisesi
    kirikkale anadolu lisesi
    kayseri anadolu lisesi
    kesan anadolu lisesi
    kusadasi anadolu lisesi
    kuala lumpur anadolu lisesi
    kastamonu andolu lisesi
    karakurum anadolu lisesi
    kiev anadolu lisesi
  • ota boka benzetilmeye çalışılmasına şaşırmadım desem yeridir.
    yeridir de "bi siki de beğenin be" edebiyatı ile olgunlaşmış gençlik nereye gidiyor ben ordayım.

    bir nesil "hayalim üç kelime evli, mutlu çocuklu" ile heder oldu sen hala aa ordan aparmai burdan koparmadasın.
    aferim çok güzel yakaladın.
    (bkz: şarkının arak olduğunu ben fark ettim egosu)

    not: bence güzel olmuş, eğlenceli, benzetildiği parçalardan daha eğlenceli hem de.
  • atiye ile ilgili düşüncelerimi değiştirmiş güzel şarkı. ben atiye'nin içinde bir hadise var diye düşünmüştüm hep, velakin afferin çok doğru düşünmüşsün diyerek dalga geçiyor benimle sanki teoman bu şarkıda, atiye'ye eşlik ederken.
  • hatay ağzında güya veyahut pseudo manalarında kullanılan bir kelime. misal:
    - kal beni ayfer'le görmüşler. (güya beni ayfer'le görmüşler.)
    - kal almanca! (birisi almanca konuşur gibi yapıyorsa söylenebilir.)
  • bu filmden herhangi bir duyguyla match olmamış arkadaşlarla aynı durumda olmak isterdim.
    erkekler geç olgunlaşır lafının yaş için olmadığını gösteriyor. o geç, tam buradaki geç.

    her şey kırılır, dökülür, farketmezsiniz, sonra zaten geç kalmışsınızdır. kendinizi bile o zaman görürsünüz ilk defa aynada. farkındalık geldikten sonra, acıyı yaşama şekliniz bile değişir. semih'in defne ile konuştuktan sonra eve dönüp, sorguladığı, sonra da etrafındaki her şeyi yoluna koymaya başladığı anlar.
    olay acıdan çok pişmanlığa döner. artık onun için de geçtir. o saatten sonra 'adam' olmaya başlarsınız. işte buna geç olgunlaşma denir.

    gerçi film ne anlatıyor pek sikimde de değil. beni bambaşka yerlere götürdü bıraktı. bu entry bittiğinde önümdeki şarap kadehini duvara atacak gibi bi duruşum var şuan.

    son olarak, en ince detaylardan biri, semih'e bir abisi şunu söylüyor, evlilik konusu geçmiştir de hiç konuşulmamıştır. defne'nin bir işaret bekledim dediği şey, adı evlilik olmasa da onun hayatında kalıcılığınızı göstermenizdir. sen almanya'ya gidersen git, ben gelmem demek, sen benim için liseli ask gibi bir şeysin demek. öncelik benim demektir. bu hıyarlığın karşısında taş olsa sabredemez.
  • introsunda ve nakaratında what goes around etkileri sezilen şarkıdır...
  • kâl olarak yazilmis hali sozdemektir.
  • teoman ve atiye deniz'in düeti olan versiyonu beni resmen hipnotize etmektedir.

    dün bir yerde çalmaya başlayınca dinlemek için telefonu "işim var 5 dakka sonra arıyorum" diyerek konuştuğum kişinin suratına kapattım.
  • atiye deniz ve teoman'ın, destiny's child survivor ve jem'in 24 isimli şarkılarından esinlendikleri (!) çalışması.
hesabın var mı? giriş yap