• geçici ya da kalıcı bir göz probleminden ışığa hassasiyet olabilir. (bkz: fotofobi), (bkz: üveit). ya da gözde iltihap varsa gözlükle bir nebze gözü korumaya alma çabası olabilir. sosyal anksiyete bozukluğu gibi bazı psikolojik problemlerde kişi kendini daha "saklanıyor" gibi hissederek rahat hissedebilir. ağlamak, uykusuz geçen bir gece, böbrek problemleri...kısacası gözün sağlıklı görünümünü bozan her durumda bir maske görevi görebilir. "tek amacı dikkat çekmek olup..." diye direkt yargılamamak gerekir.
  • (bkz: pala)
  • nina edwards, karanlık (kültürel bir tarih) kitabında bu konuyla ilgili şu yorumu yapmıştır:

    "güneş gözlüğü çeşitli sebeplerle takılır. bronzuk revaçta olsun ya da olmasın, modaya daha uygun olanlar hâlâ yüksek statü göstergesidir. güneş gözlüğü onu takan kişiye abartılı bir güçlülük duygusu verir ve gözlerimizi güneşten koruduğu pozunu takınamayacağımız kapalı havada bile sıkça takılır. takan kişinin duygularını örterek, ona daha çok güven kazandırabilir. genelde bir anonimlik duygusu yaşatarak, ahlaken daha az kısıtlanmayı ve birçok şeyden sıyrılmayı sağlar."
  • sinüzit-migren olabilir.
    yazın ortasında başım ağrıdığı için şapka takarak uyumuşluğum var.
  • ağlamışımdır belki veya çok kırışmıştır göz kenarlarım, gözükmesin istiyorumdur. gözlerim çok güzeldir, bakışlardan rahatsız oluyorumdur. kısaca size ne!
  • en sevdiğim olay.

    metroda bile takıyorum. size ne sikikler ?
  • güneş gözlüğü bir aksesuar olduğu için gayet tabii bir durum.

    "güneş gözlüğü yalnızca güneşli havalarda takılmalı" kuralını hangi psikopat ortaya attı bilmiyorum ama sırf adındaki güneş kelimesinden dolayı bunu diyen varsa, bu kişiye şemsiyeyi yalnızca güneşli havalarda kullanması gerektiğini ve yağmurlu havalarda şemsiyeyle görüldüğünde ayıplanması gerektiğini söylemeliyiz.

    zira şemsiye; adından da anlaşılacağı üzere güneşli havalarda güneş ışınlarından korunmak için kullanılırdı. oysa günümüzde sıklıkla yağmurlu havalarda kullanılır.
    fakat bizim zeki, kelime oyunlarını seven arkadaşımıza göre şemsiye yalnızca güneşli havalarda kullanılmalı, aksi takdirde kullanan kişi ezik ve saçma bir duruma düşer.

    yine aynı şekilde cebinde telefon olan birisinin kol saati takması abesle iştigaldir bu zeki arkadaşımıza göre. zira saati telefondan kontrol edebilir bu yüzden de saat takmaya gerek yoktur.

    şunu söyleyeyim; bir insan ister açık ister kapalı havada güneş gözlüğü takar veya takmaz.

    ama sırf bu kafadaki kuralcılar yüzünden bu davranışınızı terk etmeyin.

    bunlara inat kapalı havada da takın ki lafla anlamadıklarını davranışla beyin kıvrımlarına yerleştirebilesiniz.

    edit:imla
  • yağmurlu havada şemsiye kullanmaya benzer. şems yani güneş kelimesinden türetilen ve esas olarak güneşe karşı siperlik olarak kullanılması için icat edilmiş şemsiye daha sonra kullanım amacını aşarak yağmurlu havalarda kullanılmaya başlanmıştır. hatta bu alet, kanalizasyon sistemi henüz gelişmemiş 19. yy londra'sında binalardan sokaklara atılan boklardan korunmak için bile kullanılmıştı. güneş gözlüğünü de kaç kişi gerçekten güneş'ten gelen ultraviole ışınlara karşı korunmak için kullanıyor tartışmalıdır.
  • bırakın kim neyi nerede takmak istiyorsa taksın. medeni insanlar bunları asla kafaya takmıyor. insanların üstü, başı, saçı, kaşı gözü kimseyi ilgilendirmez. aşın artık bunları.
  • bu benim.

    yargılamaya çalışanlara kafam, yumruğum veya cinsel organım girebilir.

    sana ne ulan taktığım gözlükten?

    istersem havaalanında bavul beklerken takarım.
    istersem kapalı havada veya kapalı alanda takarım.

    benim yüzüm, benim güneş gözlüğüm.
    yavşak.

    bunun sebeplerini veya bahanelerini sıralamaya gerek yok arkadaşlar.
    bu gerizekalı orospu çocuklarına bir de açıklamaya çalışıp düşmeyin boş yere.

    rahatsızlığınız olsun veya olmasın, kimseye hesap vermek zorunda değilsiniz.

    sizin taktığınız gözlüğün parasını bu yargıcı denyolar ödemiyor.
    veya gözlük takmadığınızda faturalarınızı, kiranızı ödemiyor.

    bırakın moron moron konuşsunlar.
hesabın var mı? giriş yap