• hıncal uluç un alfa yayınlarından çıkmış yeni kitabıymış,sabah gazetesinde ses getirmiş köşe yazılarından oluşuyomuş,içinde aşk,sevgi,mutluluğa dair şaşırtıcı düşünceleri varmış
  • kapı zili çalıp, açılmasını bekleyip, sıcak bir şekilde de karşılanma arzusu ile yanıp tutuşmanın alernatifi olan kapı anahtarı sahibine güç ve ayrıcalık tanıyan eylem.

    anahtar sahibi ve hatta kapı anahtarı sahibi olmak bir çeşit sahiplenmek ve aidiyet duygusu verir. bu nedenle; evde kapı açacak birileri dahi olsa kişi kapıyı anahtarla açarak içeri girince ''ben buranın sahibiyim.'' demek ister.

    kapı anahtarı sahibi; bir gün zili çalıyorsa mutlaka verecek bir mesajı ve ev halkının da soracak soruları var demektir.
  • kırarak açmaktan daha akıllıca olan eylemdir.
  • kendine ait bir yuvaya delalettir kimi zaman, kimi zamansa sana kapiyi acacak kadar ozel birinin olamadigina.
  • yaklaşık iki yıldır yaşamımı sürdürdüğüm iki ayrı ülkenin iki ayrı şehrindeki beş evde her allahın gün gerçekleştirdiğim eylem.

    sessizliktir, duyulan sadece anahtarın şıkırtısıdır,
    yanlızlıktır, eşlik eden sadece anahtarlıktır,
    karanlıktır, görülen kapalı panjurlardır,
    gözyaşıdır, hatırlanan renkli, cıvıl cıvıl anılardır...
  • hırsız yaptığında şaşırtıcı olacağı aşikar olan eylemdir.
  • ... kisinin iki eli de doluysa [alisveris paketleri olur, bebek olur, olur da olur*], zorlu bir istir.
    iyi strateji, beceri ve sabir ister.
    ayrica* boyle bir siir vardi eskiden, savas ay okuyordu. klibi bile vardi sanki.
    "kapiyi anahtarla acmayi sevmiyorum be" diye mi basliyordu, neydi.

    hayirdir insallah.
    neler oluyor hayatta, bu da olur elbet. *
  • kitabın hıncal uluç'a ait olduğunu duyanların "olm bu hıncal uluç ne zaman kitap bastı aşkla ilgili, bu spor yazarı değilmiydi, noluyoz lem, dünya tersine mi döndü" dediği, fakat içerik olarak kısa öz ve akıcı bir dille yazılmış maliyeti gayet cüzzi rakamlarda olan bir kitap.
    hele hele duygusal insanların, aşk'a önem verenlerin içerisindeki kısa yazıları okuması tam bir duygu helezonu yaratacaktır.
  • engin ardıç ın hıncal uluç ve ece gürsel in beraber verdiği röportaj ve çıkan haberler hakkında yazdığı ayar dolu makalenin bir yerinde geçerdi bu ifade.
    "ben altmış altı değil, 'henüz' elli üç yaşımdayım. kimseyi kıskandığım falan da yok. beni 'olumsuz' bulanlar pek şaşacaklar ama, mutluyum.
    kendimce mutluyum: yirmi birlik kızlar 'amca' diyorlar ama akşam eve geldiğim zaman kapıyı anahtarla açmıyor, zili çalıyorum." diyordu engin ardıç yazısında.
    o zaman uyanmamıştım ama şimdi farkediyorum ki bu kısa ifade bayağı doğru bir yerde kullanılmış.
  • evde anne oldugu halde anahtarla acılıyorsa akabinde annenin mutlak suretle kızııımmmmmmmmm sen mi geldin sorusuyla karsılasılır.
hesabın var mı? giriş yap