• aziz nesin in '' yaşar ne yaşar ne yaşamaz'' adlı kitabında bahsettiği hayali karakter. kanuna -kitabına- uydurma anlamına gelir. bizde kitabı okurken bunu yaşar yaşamaz la beraber sonradan öğreniriz. o, bir kuş, uçak ya da adam değildir.
    eskiden kanunlara 'kara kitap' denirmiş. nizami de usulüne uygun(uydurma) anlamında. birleştirince ne çıkıyor? kanunları usulüne uydurma.hani derler ya: ^işi bilcen işe gitmicen^. hah işte! aynen öyle.
    son sözü de kitabın karakterlerinden heykelci abime bırakayım:
    -kara kaplı nizami bey her yerde vardır yeter ki sen onun dilinden anla.
    (bkz: rüşvet)
    (bkz: torpil)
  • her yer kendileriyle dolmuş, imamın cebine harçlık, hasta bakıcının cebine harçlık, insanların içindeki kara kaplı nizami yavaş yavaş uyanıyor ya da kimileri hiç gitmedi ki diyor. işlerin bu kadar sarpa sarmasından belliydi. ama üç maymunları oynayanlara da soracağız kara kaplı nizamiyi, bu kara günleri
  • devir onun devridir.
  • karakaplı nizami bey insanımızın geçmişidir , bugünüdür şaşıracaksınız ama geleceğidir.
  • aziz nesin'in yaşar ne yaşar ne yaşamaz adlı romanındaki uydurma karakter.

    yaşar ne yaşar ne yaşamaz için, kayıttaki bir yanlışlıktan ötürü çanakkale savaşı'nda şehit düştü olarak görülüyor diye tc kimliği olmayan yaşar yaşamaz'ın başından geçenlerin parça parça anlatıldığı bir güldürmece serüven dizisi diyebiliriz.

    özellikle devlet dairelerine bolca atıf var romanda. bir evrak için insanların aylarca oradan oraya sürüklenmesinden, bekletilmesinden, memurların canlarının isteyişine göre davranışlarına yön verişlerinden vurgulaya vurgulaya bahsedilmiş.

    dili sivri, mizahı acımasızca aşağılayıcıdır aziz nesin'in. 77 yılında yazmış bu romanı. ecevit ve demirel'in sandalye kapmaca oynadığı zamanlar. aziz nesin kimi hedefleyerek dalga geçer gibi yazdı bilinmez; ancak bence onun eleştirdiği bir iki kişinin tutumu ile sınırlandırılabilecek bir durumdan ziyade, kendisinin sıkça belirttiği üzere “cahil” kalmış milletin bilgisizliğinin sorumlusu olan sistemdir. sistemi aşağılıyor. peki nedir bu sistem?

    hadi sisteme karakaplı nizami üzerinden yoğunlaşalım.

    kim bu karakaplı nizami?

    işte karakaplı nizami tam olarak bu sistemin içinde doğmuş, büyümüş bir karakter.

    uydurma bir karakter ve uydurulduğu şekilde anlatalım. roman, yaşar'ın hapishane arkadaşlarına başından geçenleri tek tek, her bir olay romanın başka bir bölümünün konusu olacak şekilde anlatmasıyla ilerliyor. yaşar her talihsiz bir anısını anlattığında koğuş arkadaşları:

    “sen karakaplı nizami bey'i bulacaktın.”
    “karakaplı nizami hallederdi.”
    “ah karakaplı nizami bey ah!”
    “karakaplı nizami olaydı!”

    benzeri şekilde söylenip duruyorlar. roman ilerledikçe anlıyoruz ki bu karakaplı nizami bey dedikleri, maddi gücü olan ya da maddi güç karşılığında her türlü kanunsuzluğu ya da yolsuzluğu, kanuna sıkıştırmayı bilen kişi. örneğin gerektiğinde yaşar'a sahte kimlik çıkartabilecek olan kişi. örneğin istediği evrağı aylarca bekletmeden bürokrasiyi önemsemeden kendisine verebilecek kişi. örneğin ceplerinde kanun taşıyıp bunu sadece canının istediği kişiye dağıtan; kimilerini de görmezden gelip serbest bırakan kişi.

    işte böyle karakaplı nizami'leri ya da karakaplı ahmet'leri veyahut karakaplı ayşe'leri doğurup duran bir sistemden bahsediyoruz.

    oysa sistem “düzen” demektir. düzen ise ancak herkes kendi işine baktığında sağlanır. herkesin sadece kendi işine bakma düsturu olmalı bu memlekette. herkes kendi işini en iyi şekilde yapmaya çalışırsa düzen haliyle korunmuş olur. karakaplı nizami beyler arka planda her zaman oldu her zaman olacaktır da; çünkü insanın olduğu yerden hırs eksik olmaz. kabil'den beri böyle bu.
    ancak bu karakaplı nizami'ler artık gizlenmeye dahi ihtiyaç duymadan, insanın aklıyla dalga geçer gibi ortalıklarda boy gösteriyor ise o zaman sistem çökmüş demektir.

    mide bulandıran bir hava var ortalıkta. bu düzensizlik içinde ruhlarımız köreliyor, neşemiz kaçıyor boğuluyoruz, değerlerimizi boşveriyoruz, kenetlenemiyoruz. ha banane zaten kenetlenmekten; ancak kendimizi bile boşverir hale geldik.
    tamam ortada bir kabil geçmişi var; ancak yine de bu kadar kötü değildik be.

    siyaset dediğin şey, komik komik sağ sol diyorsunuz ya hani, hadi abartıp kuzey güney; doğu batı diyelim. hangi yönden gelirse gelsin benim için siyaset, karakaplı nizami bey'lerin toplandığı bir kurtlar sofrasıdır.

    hadi (bkz: george orwell) (bkz: hayvan çiftliği) ile bitirelim. neydi 7 emirden ilki:

    “iki ayak yürüyen herkesi düşman bileceksin.”

    zamanla nasıl değişmişti peki:

    “dört bacağa sahip olmak iyidir; iki bacağa sahip olmak daha iyidir.”

    işte bu, kurtlar sofrasının değişmez kapanışı…
  • (bkz: nami nami nami)
    timur selçuk’un yaşar ne yaşar ne yaşamaz için yaptığı mükemmel bestesidir.
hesabın var mı? giriş yap