• ne diyeceğimi bilemediğim görüntüler...
    diyarbakır'ın arka mahalleleri bir kuru ekmeğe muhtaç çocuklarla dolu.
    ayağında terlikle kış günü sokaklarda gezenleri gözlerimle gördüm.
    etnik ya da ideolojik tartışmaların canı cehenneme.
    bu belediye işte o mahallelere hizmet vermek için var sözde...
    ben sustum siz anlayın...
  • atatürk portresini gördüğümde şaşırmıştım. meğer o’nu bile paravan olarak kullanmış kayyum.
    tanım: israf
  • odaya girmeden önce iki evden geçilip öyle odaya ulaşılıyor.
    duşakabin meclis üyeleri ile toplantı yapılabilecek şekilde tasarlanmış herhalde.
    banyo benim ev kadar,duşakabinde çocuk odasına tekabül ediyor.
  • türk-islam sentezi ürünü siyasetçilerin, biat kültrünün, makam nedir medeniyet nedir anlamayanların devlet anlayışlarının yansımasıdır.

    türkiye ne çekiyorsa bu zihniyetten çekiyor işte. 5 para etmez adamların kendilerini reis etmek için uğraşmaları. 15 yaşında nargile kafede başlıyor, makam odalarına kadar gidiyor. kafa aynı kafa.
  • kayyumun odası böyleyse ben cidden sarayı düşünemiyorum
  • arkadaş bir belediye başkanının makamında banyo olmasını, ufak bir dinlenme alanı olmasını anlarım. yaklaşık 6-7 ay kadar 60000 nüfuslu küçük bir ilçenin belediyesinde çalıştım. görevim gereği de sürekli başkanla beraber dolaşıyordum. cidden günün tamamını kurumda geçirdiğimiz günler oluyordu. 3 gün eve gitmediğimi bilirim. hadi ben memurum bir puntuna getirip eve gidip duş alıp biraz dinlenip kaçabiliyordum. ama başkanın o lüksü de olmuyordu. adamın yaz sıcağında 2 gün banyo yapmadan dolaştığına şahit oldum. o yüzden bir belediye başkanının ya da bir üst düzey yöneticinin odasında duş olmasını, ufak bir dinlenme alanı olmasını 1-2 parça eşya barındıracak bir dolabın olmasını falan anlayışla karşılarım insani bir durum sonuçta. da kardeşim bu ne ya. bu nasıl bir lüks? nasıl bir şatafat? adam evinde ki lüksü makam odasına yansıtmış. insanız insani ihtiyaçları karşılayacak kadarını anlarız. ama o kadar.
  • videoyu kaynak gözlüğüyle izleyin

    çünkü o kadar şaşalı olmuş ki geçici körlük yaşıyorsunuz

    ayrıca banyoya diyecek tek kelime bulamadım resmen ultra lüks olmuş
  • bakın burası önemli hem de çok önemli.

    2. dünya savaşı’nın başlarında george orwell, bbc’de radyo dinlenceleri hazırlamaktadır. tüm avrupa ve abd’nin kulak kesildiği bbc radyosunda, hitler’i konu edinen bir dinlence hazırlanır. dinlence boyunca, hitler’in düşüncelerini örneklemek amacıyla "kavgam"dan alıntılara yer verildiğinden, hitler'e telif ücreti ödenmesi kararlaştırılır ama ingiltere ile almanya savaş halinde olduklarından iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler normal olarak yoktur. telif ücretini ödemeye kararlı olan bbc yöneticileri günlerce bir çözüm ararlar ve sonunda bulurlar; hitler’in telif ücreti norveç hükümeti aracılığıyla ödenir!.

    kaynak sf9

    bir yanda tarih boyunca gördükleri en büyük düşmanının, savaş ortasında hakkını bile ödeyen ingilizler diğer yanda amaaan.
  • neden gelişemeyen bir ülke olduğumuzun özeti olan makam odaları bütünlüğüdür. makam odası da değil ki ne diyeceğimi bilemedim.

    tek o ortama yakışmayan şey atatürk'ün resmi olmuş. keşke erdoğan resmini koysalarmış. atatürk'ün resmi öylesi bir ortama yakışmamış.

    seçilen adamların da işi zor kendimi onların yerine koydum da ben öyle ortamda çalışamam. yanıma gelen insanlara karşı kendimi kötü hissederim. kapıya bir yere açıklama koyarım "bu israfı ben yapmadım. şimdi de yapılmış şeyi bozamıyorum. lütfen bu görgüsüzülüğü maruz görünüz" diye.
  • tüketim ve meta ile kendini var eden yurdum insanı zihniyetinin ve orta doğu görgüsüzlüğünün karışımı. bir de üstüne kendi paralarını harcamıyor olmanın dayanılmaz rahatlığı eklenince durum bu...

    maalesef en kenardaki devlet okulu müdürlerinin dahi imkanları zorlayarak bu tarz makam odaları yapma hayalleri var. zengin semtlerdekiler zaten bu tarz odalara sahipler...
hesabın var mı? giriş yap