• el bebek gül bebek büyüttüğünüz beyaz kızınızın* iki gundur veterinerdeki karanlık bir odada bir kafes içinde olduğunu dusundukçe tüylerinizi diken diken eden hadisedir... ustelik veteriner size kesin cevaplar vermiyorsa, daha da çekilmez olur bekleme durumu...ağlayasınız gelir dusundukçe...
  • hasta olup bir de çaresiz çaresiz suratınıza bakıyorsa iyice ağlanır. akabinde derin düşüncelere dalınır. ya ölürse. iyi bi hayat yaşatabildim mi acaba kızıma. keşke daha az yalnız bıraksaydım. bi iyileşse varya. saatlerce saklambaç oynarız. 1 kilo whiskas yediririm. beraber uyuruz sonra.

    (bkz: çok yalnızım be kızım)
  • kedinin govdesinin sag tarafina yapisik, anlamsiz ve o guzelim tuylerin altindan bile cirkinligi anlasilan bir kistle alakali olabilir bu durum. bu durumun en can yakan kismi kistin varligi, buyuklugu, cirkinligi filan degil, guzelim kedicigin hal ve tavirlarindaki, ruh halindeki, bakisindaki, evde dolasma, miyavlama, olaylara tepki verme, sevgisini gostermedeki azalma, seyreklesmedir. bazi gunler saatler gectigi halde kedisinin yuzunu gormedigini fark eden anne bir anda panikler, kediyi evin her kosesinde arar, saklandigi yerde bulur, bin bir turlu numarayla yerinden kimildatir, diller dokerek, kucaklayarak, mincirarak, oksayarak, var gucuyle didinip tortor yaptirir, sonunda biraz rahat nefes alir ama nafiledir. kedicigin gozunun feri bir kere sonmustur, belli ki acisi, derdi, sikintisi buyuktur. insan bir de halihazirda hayatin zor bir doneminden gectigi bir surecteyse, bir sure sonra bu kedicigin de hayatinda olmama ihtimalini dusundukce iyice ici parcalanir. herhalde dua etmekten, hayatin o "zor" doneminden mumkun oldugunca az yara alarak ve aci cekerek gecebilmeyi-hem kendi adina hem de kedicik adina-dilemekten baska bir yol yoktur...
  • insanı da hasta eden ağlatan gelişme. miniğim minik kedim... ağlamıyorum gözüme bir şey kaçmadı
  • insanda "ufacık kediye bakamıyorum çocuğum olsa nasıl bakacağım" gibi bir düşünce yaratan durum.
  • sesten rahatsız olur, ortamdaki sesi azaltmak gerekir.
  • uykusuz birakir, moralsiz birakir, elinizdeki tüm imkanlari kullanmaniza ve tüm her$eyi bi kenara atmaniza sebep olur.
    onunla sabahlanir, onunla konu$ulur, onun ya$amasi ve tekrar ko$ar oynar jhale gelmesi için, insanustu caba sarfedilir. o ya$li gözlerle size baktikca nefes alamazsiniz. kucucuk caninin aci cekmesine dayanamazsiniz. ve boyle duzensiz cumleleri siralarsiniz. akliniz ondadir. gidip bakip, igneye goturmek gerekir. evet..
    hastalanmasin kediler. hep oyunlar oynasinlar..
  • endiselenilmesi gereken durumdur zira kedi kolay kolay hasta olmaz, bunyesi ve bagisiklik sistemi oldukca gelismistir kopekle kiyaslandiginda.
    en kisa zamanda veteriner hekim ziyaret edilmelidir.
  • insanın soğukkanlılığını kaybetmemesi gereken durumdur, çünkü kediler sizin moralinizin bozuk olduğunu hissedecek ve kendisi de zaten hasta olduğu için sizin üzülmeniz bu hastalık üzerinde olumsuz bir etki yapacaktır.

    sakin ve soğukkanlı davranılmalı, veteriner müdahalesinden mümkün olduğu kadar kısa bir sonra eve getirilmeye çalışılmalıdır. kediler neredeyse sizden çok eve bağımlı olduğu için, evinden uzak kalış moralini bozacak ve iyileşme süresini uzatacaktır.

    eve geldikten sonra - mümkünse eve girer girmez daha kapıda - yemek ve su verilmelidir ve bu sürede sevgi dolu bir ses tonuyla konuşulmalıdır. isterseniz silmarillon'u okuyun ona ama yumuşak bir ses tonu ile konuşup bir yandan da sevin.

    eğer kedinin hastalığı mikrobikse, eve gelmeden önce evi temizlemek şarttır. mikrobik değil ise de aksine evi temizlememek, kedinin kendi kokusunu bıraktığı yerlere dokunmamak gerekir. kıl yumağı olmuş sepetinde ya da kanepesinde yatmak onu temiz bir yerden daha mutlu edecektir.

    daha sonra ilaç alması ya da aşı olması gerekirse, kediyi dışarı çıkmaya ikna etmek yerine veterineri eve gelmeye ikna etmek daha şık bir çözüm olacaktır. veteriner ona aşı yapmadan önce sevmek, sonrasında sevmek, her fırsatta önüne yemek kabını itmek gibi eylemler ise kedinin kendini güvende hissetmesine yardım edeceği için tercih edilmelidir.

    eve geldiğinde, kedinin normalde sevmediği eşyalar (tarağı, dışarı çıkma kabı, aşırı ses çıkaran objeler, oyuncaklar vs) bir süreliğine gözden uzak bir yere kaldırılmalıdır.

    unutmamak gereken son durum ise, kedilerin çabuk iyileştiğidir. sizin sevgi ve ilginiz, onu çok hızlı bir şekilde mutlu edeceğinden beslenmesi ve uykusu daha kolay yeniden düzene girecektir. bir de bakmışsınız, hastalığına rağmen masadaki çakmaklara, kalemlere pati atmaya başlamış... hemen yemek verip seviniz, silmarillion bittiyse güç yüzüklerine dair'i okumaya başlayınız.
  • ağlama nöbetlerine yol açan elem hadisedir. ona bir şey olursa naparım düşünceleri dolanır beyninde. içine iğrenç bi sıkıntı yerleşir, o iyileşine, eski haline dönene kadar da bir türlü gitmez. her okuldan eve dönüşünde evde ararsın onu, nerde, iyi mi diye. dolapların birinde uyuyor olduğunu görünce ufak da olsa bir rahatlama hissi oluşur.
    uff çok fena bi şeydir ya, çok fena..
hesabın var mı? giriş yap