• tarık tufanın kitabı.
    başörtüsü sorunu hakkında hassas, içten, duygusal yazılar yer alır.

    "eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse...

    beceriksiz adımlarla yürüyen bir kıza rastlarsanız. sanki düşecekmiş gibi, sanki ayakları birbirine dolaşacakmış, bir yere takılacakmış gibi. merdiven kollarını sıkı sıkıya tutuyorsa. aceleyle yürüyorsa mesela. kalkacak son vapura, son trene yetişecekmiş gibi hızlı atıyorsa adımlarını. yere toprağı incitecekmiş gibi basıyorsa, yer çatlayacakmış gibi ürkek atıyorsa adımlarını. şaşkınsa bir masaldan şehre düşmüş gibi.

    eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse...

    utangaç bir kız yüzüyle karşılaşırsanız, başını yerden kaldırmıyorsa. gözlerine hüzün düşmüşse. karanlık değmişse bakışlarına. gece gökyüzünü seyretmekten ayışığının izi kalmışsa yüzünde. gözlerinden yıldızlar dökülüyorsa mesela. nereye baktığı anlaşılmıyorsa. her şey gözlerinde kayboluyorsa. kirpiklerine yakamozlar takılmışsa. gözleri denize bakan bir balıkçının gözleri gibiyse.

    eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse...

    genç gürültülerin arasında sessiz bir kıza rastlarsanız, kalabalığın ortasında bir sükut gibi yürüyorsa. tam konuşacakken dudakları titriyorsa, saklaması gereken bir sırrı taşıyormuş gibi. bir ortaçağ bilgesinin susuşu gibiyse sessizliği. henüz evrenin yaratılmadığı zamanlardan kalma bir sükutsa mesela. bir hint hikayesinin tanrısal suskunluğunu taşıyorsa.

    eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse...

    saçlarını taramayı becerememiş bir kızla karşılaşırsanız. konuşurken saçlarını savurmuyorsa. sıkı sıkıya tokalarla yapıştırmamışsa saçlarını. uyumsuz kıyafetler varsa üzerinde. yakıştıramamışsa giydiklerini. güzelliğinden utanıyorsa mesela. yaz sıcağında boğazlı bir kazak giymişse. bir pardesü giyip yün bir başlık takmışsa kafasına. ya da modası geçmiş bir şapka takıyorsa. ellerini sürekli başına götürüyorsa, saçlarını tıkıştırıyorsa şapkasından içeri. ürkekse, bir başınaysa...

    bilin ki o kız başörtülü bir kızdır.

    bilin ki, bir kez daha daha kaybetmişizdir..."
  • (bkz: kanon)
  • mini mini bir kuş konmuştu tu tu tu
    pencereme konmuştu tu tu tu
    (bkz: kenar süsü)
  • 28 subat donemine fatih'ten bakan bir tarik tufan kitabi. ezilenlerin icindeki ofkeyi cok iyi betimliyor tarik tufan. icinde firtinalar kopan bir bizim mahallenin abisi tarik tufan. okunmasi gereken bir kitapr
  • thick as a brick'i ya da carmina burana'yı söylemeye kalkıştıklarında 1 hafta boyunca şarkı söylemek zorunda kalacak koro.
  • oldukça başarılı bir yazarın eliyle kaleme alınmış bir kitap. yazılalı yaklaşık 10 sene olsa da halen ara sıra ele alınıp biraz içinden bir şeyler okuyayım denilip yine tek seferde bitirilebilen kitaplardandır. bazı cümleleri öylesine vurucudur ki kendinizden soğumanıza hayatı yeniden anlamlandırmaya çalışmanıza neden olabilir. kitabı ilk okuduğunuzdaki ruh haliniz gelir aklınıza. daha bihaber görürsünüz herşeyden kendinizi. sonra kitapta geçen bazı söylemleri tekrarlamaya başlarsınız içinizden..
    "aklın kalbine ihanet ediyor dostum...sen de bunun farkındasın."
    "hayatını kalabalıklarştırdıkça ölümü içinden çıkılmaz bir hale dönüştürüyorsun."
    "birilerinin bana acımasına ihtiyacım var. bu beni utandırıyor."
    "insanın bazı şeyleri yapabilmesi için zihnini bir kenara koyması yeterli. yani bir süre herşeyden uzaklaşıp başka bir dünyada mutlu gezintiler düzenlemek gibi."
    "ben senin gerçek sözlerinim ve kendinden bile saklamaya uğraşıyorsun."
    "yoruluyorum onunla konuşurken."
    "her acı çekene hayatın devam ettiğini hatırlatmalarından nefret ediyorum."
  • son derece etkileyici cümlelere sahip kitap. alınası, okunası.
  • 28 subat donemi sanki uzerinden cok bir zaman gecmis gibi ve insanlara olandan farkli bir sekilde sunulmaya calisiliyor.
    bugun herkes 28 subata karsi ve ustune ustelik 28 subata karsi mucadele etmisti. bunlarin hepsi palavra kardesim kimse masum falan degildi.
    toplumun belirli bir kisminin degil herkesin ustune gidildi, herkes dusmandi. ama bugun o insanlari dusman yapiyla mucadele ettim diyenler dunun kuzulari idi.
    lafimiz anlasilsin ornekle: ben bu donemi dtcf de yasadim kizlarin sadece bas ortusune bakilmiyordu, erkeklerin sakallarina da bakliyordu. ders ortasinda bir asistan elinde kagit kalem erkeklerin sakali nasil onu kontrol ediyordu ve kirli sakali olani dahi yaziyorlardi.
    peki bugunun demokrasi havarileri ne mi yapiyorlardi.
    1: erkekleri sakal kesti ki solcular kesmedi diye disipline gonderildi.
    2: o davasina sadik kizlarimiz ise bas ortusu yasagina karsi imza topluyorlardi, ne hikmetse o imza listesinde idari sorusturma esnasinda bir tane basortulu bacimizin imzasi yoktu... senin davan icin imza atan basi acik kizlari ki erkekleri saymiyorum bile hepsini katakulliye getirmislerdi.
    hey hat gun dondu bugune geldi hepsi birer demokrasi mucahidi ve che nin mucadele ruhu bunlarin yaninda halt etmisti. o gunde masum degildiniz hersey sizin kendi cikariniz icindi bugunde o ortunun altina siginarak masumluk elde edemezsiniz..
    evet masumlar varmiydi vardi.. onlar o gunde sessizdiler bugunde sessizler. bugun sesi cok cikanlarin hic biri o gun orta bahce dtcfde yoktu.
  • - "karanlık bir odada kara bir kedi yakalamak zordur; özellikle de odada kedi yoksa." *
hesabın var mı? giriş yap