• asiriya kactigi durumlarda samimiyetin golgelenmesine neden olan davranis.
  • içten de yapılsa aşırısı yapmacılık olarak algılanabilir.
    (bkz: fazlası zarar)
  • karşılıklı saygıdır.
  • kabalık, kütüklük, düşüncesizlik, hoyratlık, maçoluk geldi ve kibarlığa tecavüz etti. kibarlar o günden sonra ipne sanılıyor.
  • "kibar ve dostca davranarak insanları esnek ve itaatkar yapabilirsiniz: bu yüzden sıcaklık balmumu için neyse kibarlık da insan doğası için odur." demiş schopenhauer. aklıma bütün politikacılar geliyor. pek çok televizyon programı da.
  • başkasının ismini sormadan kendi ismini söylemektir.
  • ülkemizin belki en büyük eksiğidir. halkımızın en nefret ettiği şeylerden biridir. ortalama adam için, kibarlık kibarlık değil, "ibne gibilik"tir.
  • fazlası zarar mına koyum.
    geçen gün eski arkadaşlar toplandık geçmişi yad ettik.
    sonra işten güçten laf açıldı. iş hayatının çirkinlikleri falan...

    derken onu bıraktığımızdan beri fazlasıyla kibarlaştığını farkettiğimiz bir arkadaşımız söze başaldı.
    şirketlerinde dönen bir olayı anlattı.
    sekreterin neredeyse patron gibi emirler yağdırmaya başladığını falan...
    bunun sebebini sorduk merakımızdan; o da cevap verdi:
    "çok afedersiniz patron kızı beceriyomuş!"

    dinleyiciler bizim gibi gün içinde ağzından am göt düşmeyen bireyler olunca neyi affedeceğimiz konusunda kararsız kalıp uzunca bi süre bakıştık.
    sonunda da "becerme" fiili üzerinde karar kıldık.
    umarım yanılmamışızdır.
  • "a trait people never fail to undervalue"
    "insanlarin hic deger vermeyi basaramadigi bir vasif" olarak da soylenegelir.
  • çay kaşığımı, nezaket asıllı tavırlarımla bardağımın üzerine ters kapatıyorum. "kafi" demeye getiriyorum.
hesabın var mı? giriş yap