• - kilicli suvarilerle savasirken
    - karsidan gelen hucuma karsi hat halinde savunma yaparken
    - en kisa surede maksimum sayida asker toplamak hedefindeyken (maliyeti dusuk ve egitimi yuksek oldugundan)

    bonus kazanmaktir. kilicin mizraktan sonra kesfedilmesi tesaduf degil. uzun bir egitim ve yuksek maliyete sebep olur kilic.
  • range meselesidir
  • oberyn martell'in mızrakla neler yapabildiğini bilenler için pek de şaşırtıcı olmayan bir tercihtir. tek şart var fazla kibirli olmayacaksın, sapladın mı öldürecksin, avınla oynarsan kafatasını eline verirler.
  • roma ordusunun tüm avrupa'ya hakim olmasını sağlayan temel yöntem
  • herkes kelam etmiş, kimse gerçek nedenini doğru düzgün yazmamış; açılın harp tarihi uzmanı geldi. (bkz: savaş taktikleri/@flavius aetius) başlığındaki entry'lerden birisinde teknolojiden bahsetmiştim arayan bulur ve okur.

    şimdi nedenlerini yazayım da insanlar doğrusunu öğrensinler.

    i- kılıç bir zanaat ürünü iken mızrağı* normal bir insan üretebilir. eskiden de para çok önemli idi, şu andakine göre çok daha belirleyicidir, her önüne gelen kılıç sahibi olamazdı.

    maddiyattan ötürü normalde toprağa bağlı işçiler iken savaş düzeninde senyörlerinin askeri olan insanlar bu sebepten ötürü genellikle mızrak taşımaktadırlar. bu konuda detaya girmeyi üşeniyorum, ama iki tane örnek vereyim.

    örn: hastings savaşı tasvirlerin bakın*, anglosaksonlar genellikle mızraklıdır. bunun nedeni anglosaksonların fakir olması değil; tam aksine askerlerin çoğunun hasat döneminde silah altına alınmış olmasıdır. tabii o kadar adamı donatacak olan demirciler vs. de yok, olsa da buna yetecek hazine yok.
    örn: kılıç taşımanın yaygınlaştığı yer olarak italya'yı örnek verebilirim, isteyen açar eskrimin tarihçesini okur. italya olmasının nedeni basit, zengin şehirler, şehirleşme*, bir efendiye tabii olmama vs.

    ii- çeliğin üretim ve imalat kıtlığı. avrupa için konuşacaksak çelikten silah yapımına avrupa çok daha geç bir tarihte adapte olmuştur, bu tarihi 15.yy sonları desek yerinde olur(kılıçlar genellikle bronzdan üretilirdi). evet, çok eskiden de çelikten silah üretimi vardı; ama bu kadar yaygın değildi. jared diamond kitabının adını boşuna guns germs and steel koymadı.

    ha nasıl üretim bıdıbıdı eden varsa otuz yıl savaşları'nda ve devamında isveç boşuna en güçlü devlet değildi, çeliği güzelce işleyebiliyorlardı.

    diğer metaller ve alaşımları diyebilirsiniz, lakin onlar da bir çelik değiller:(

    iii- kullanım.

    kılıcı kullanmak için bir tecrübe gerekir. bakın normalde savaş algoritması şu şekildedir:

    kral kendi adamlarını çağırır, bunlar krala bağlı onun tarafından yetiştirilmiş olabilir. ek olarak vassallarını da çağırır. vassallar genellikle tarladan marabayı* alarak savaşa katılırlar. o dönemde asker eğitmek pahalı bir işlemdi, eğitebilecek bütçeye sahip olan devletler güçlü olmuşlardır; örneğin gulam ya da yeniçeri sınıflarına sahip olan memleketler. tabii sen adamı donatıyorsun, bu da para gerektiriyor. eşşeğe altın semer vursan yine eşşek diye düşünmez eski zaman insanı, eşşeği porsche'ye falan çevirmeye çalışır.

    iv- herkes tutturmuş süvariye karşı üstünlük.

    yok öyle bir üstünlük. yok derken uzun zaman boyunca yok, isviçreli mızraklılara* kadar. isteyen gider 1476 senesinde burgund dükü korkusuz karl'ın isviçre seferini inceler; parası olan ise bern şehrine gidip savaştan kalanların sergilendiği müzeyi gezebilir.

    barut sebebiyle daha ağır zırhlar giymekte olan süvariler, barut öncesi dönemde savaşı belirleyici güçlerdi. bunun aksi örnekleri sunulabilir, ama tam teçhizatlı ağır süvarilerin şarjına kesin olarak karşı koyabilen bir güç yoktu. ha alplerde isviçreliler yaptı bunu, niğbolu'da yeniçeriler vs.

    o kadar age of empires gözüyle bakmayın. baruta, mızrağa -hatta belki de topa- rağmen süvariler belirleyici güçtü.

    tabii at sahibi olmak, atlı eğitmek ve donatmak hep para gerektirir. yine para yine para. ve avrupa'da at yok. var da çok az. mesela osmanlı'da kanuni zamanında adam anadolu'daki sefere rumeli tımarlılarını, rumeli'ndeki seferlere anadolu tımarlılarını çağırmazdı. at fazlalığı.

    v- mızrak kılıçtan daha iyi ve uzmanlaşınca kullanımı daha rahat.

    adam zaten soylu ya da zengin olmadığı için mızrak kullanıyor, toprağa bağlı maraba. bir de oturup mızrak mı çalışacak. senyör siker o adamı. o zaman orak kullanalım? hatta trakyalılar orak kullanmışlardır, bakın tutma kısmı ahşaptan geri kalan kısmı hem dürtme hem sokma hem de kesme işlemine uygun. olur mu? her zaman olmaz o iş.

    vi- yakın dövüş, uzak dövüş tercihi.

    yahu çoğu insanın tek silahı ahşaptan mızrağı ve kalkanı. he uzaktan düşman gelirken de ok atıyorlardı, yakın mesafeden fransiska falan sallayabiliyordu. geçin bunu.

    atıyorum teçhizatlı bir memluk ise rakibe şarj ederken 3 metreye yakın mızrağını kullanır, milleti şişe geçmiş kuzuya benzetirdi. şarj işi tamamlandıktan sonra yakın dövüş silahını çekerdi, artık kılıç olur ne bileyim balta olur*, topuz olur vs.

    ***

    neyse sıkıldım, ana temalar bunlar işte. ama her şey parada ve üretimde bitiyor. para arttıkça kılıç üretimi de yaygınlaşmıştır.
  • antik yunan ve makedon falankslarin (phalanx) mukkemmel bir sekilde kullandiklari taktik. http://www.verledentijd.com/…loads/phalanx-lds1.jpg
  • beyzpol sopası ve tornavida varken ikisi de gereksizdir.
  • mızrak bitişik savaş formasyonunda kullanılan bir savaş aletidir. buna da falanks denir. bir de kargı var. bu da at üstünde uzun kalın bir mızrağın koltuk altına sıkıştırılıp savaş atıyla hücum edilerek ve atla savaşçının momentumuyla kalkanları parçayalacak kadar güçlü vuruş elde ederek icra edilen bir tekniktir.

    falanks formasyonu atlı süvarilere karşı son derece etkilidir. falanks askerlerinden oluşan bir hattı atlarla yarmaya çalışmak süvariler için direk intihardır. atlar daha askerlere yanaşamadan mızraklar atlara ve at üstündeki savaşçılara saplanır. eğer o askerler mızrak yerine kılıç kullanmış olsalardı aynı süvariler atlarının göğüslerini çarptırarak bütün kılınç kuşanmış askerleri yerle bir edebilirlerdi. işte bu sebepten ötürü kılıç varken mızrak kullanılır. ayrıca okçuların düşmanı olan atlı süvariler falanks hattını önden yaramadıkları için hattın arkasına okçu yayalar dizilirse düşman falanks hattı boyunca çarpışırken arkadan da ok yağmuruna tutulabilir. meydan savaşlarında da böyle güzel faydaları vardır.

    sparta'nın falanks birimleri de son derece meşhurdur. bu birimler bir adet uzun mızrak bir adet de kısa kılıç taşırlar ve kalın büyük bir metal kalkanla kendilerini savunurlardı. mızraklarını metal kalkanlarının üstünden uzatır gövdelerinin tamamını da kalkanlarının ardına gizlerlerdi. böylece karşıdan gelecebilecek bütün taaruzlara müthiş bir savunma hattıyla karşılık verirlerdi. olur da mızrakları bir şekilde kırılırsa, mızrakların hareket edemeyeceği dar bir alanda çarpışmak zorunda kalırlarsa veya mızraklarını fırlatırlarsa kısa kılıçlarını çeker ve savaşa devam ederlerdi. sparta'nın bu birimleri bu özellikleriyle ve mızraklarıyla thermopylai savaşında pers ordusuna çok ağır kayıplar verdirmiştir. savaşı tarihe geçen heredot a göre persler 20 bin askerini bu savaşta sayıları bir kaç yüz kişi olan mızraklı küçük bir birliğin önünde yitirmişlerdir ancak persler bir yunanlının ihanetinden yararlanarak falanks birimlerini arkadan kuşatmayı başarmış ve savaşın galibi olmuşlardır. her ne kadar arkadan kuşatılmış olsalar da sparta falankslarıyla baş edemeyen pers kralı ancak bu birimleri heredot'un anlatımına göre fırlatıldığında güneşi kapatan, günü geceye çevirecek kadar çok sayıda okun sparta askerlerinin üzerine fırlatılmasıyla bu birimleri ancak ortadan kaldırabilmiştir.

    falanks formasyonunun zayıf noktası arka ve yan taraflarıdır. falanks hattının arkasına geçmiş bir süvari birliği hattı kırabilir. kırılan hattın önünden saldıran piyade birlikleriyle formasyon bozguna uğratılabilir. ayrıca arka ve yanlardan ok saldırılarına karşı da hassastır. ancak ön yüzü beton gibidir.

    sinemada da şu şekilde farklı işlenişleri mevcuttur : http://www.youtube.com/watch?v=80ssc_znbyi
  • "yay ve ok hepsinin eline verir"

    bir elf
  • erojen bölgeye doğru yapılan cüccük hareketinde mızrakla daha uzak mesafeden daha yüksek verim elde edilmesi, tercihini kılıç varken mızrakla savaşmaktan yana kullananların başlıca argümanıdır.

    .
hesabın var mı? giriş yap