• turk adetlerinde evlilik icin gerekli prologue.. erkegin ailesi kizin ailesine gider ve genelde erkegin babasi konu$ur "allahin emri peygamberin kavliyle kiziniz sepet'i oglumuz berkecan'a istiyoruz" der.. kiz babasi da cevap olarak "hayirlisiysa olsun" der.. olmazsa "bize bir kac gun sure verin alternatifleri degerlendirelim" der.. boyle derse erkek babasi "tek alternatifin olum olacak peter parker!" der.. boyle olunca kiz babasi bir yaratiga donu$ur erkek babasini cig cig yer..
  • bazı süper ataerkil ailelerde halen anlayamadığım "kızın babadan istenmesi gerekliliği"ni sollayıp geçen başka tawırlar wardır... baba'nın cewabı "dedesine sormam lazım" , "hocaya bi gidelim" , "kız istihareye yatsın" gibi...
  • kız istemek hadisesi kadının bir "mal" olarak kabullenilmiş olmasının en somut delilidir... en soylu [?], uç ailelerde bile halen yaşanan bu durumum içerdiği süreçte; "kıza elmas takalım inci takalım, boynuna 600 kiloluk altın gerdanlık asalım, vücut kemiklerini elmastan yaptıralım" gibi vaadler ve pazarlıklar wardır. kim daha çok veriyosa ona bırakırlar kızı.
  • bir de çok beylik bir geyik olan "ne abukatlar, ne örtmenner istedi de wermedik" muabbeti wardır... "bak kızı sana vericez değerini bil, fazla hoyrat dawranma, zor pozisyonlar deneme, acıtma" alt içeriği de taşıyan bu sözlerle aile kendisini temize çıkarırken, salak dünürlerini de gururlandırıyordur mutlaq.
  • gidilirken çukulata yaptılır, oğlumuzun içkisi yok kumarı yok renksiz düz herifin tekidir üstelik kılıbıktır muhabbeti yapılır...
  • gorucuye cikan kizin, talibinin kahvesine tuz katmasi da adettendir - tepsi koltuk altina alinip mutfaga dondukten sonra delikanlinin ne tepki verecegi heyecan ile beklenmeye baslanir... ama yufka yurek soz konusu ile, bu komplodan onceden haberdar edilmis olan mustakbel damat, ne yapalim basa gelen cekilir edasi ile sesini solugunu cikarmadan tuzlu kahvesini bitirir... kiz verilir... sessizce evlere dagilinir...
  • müstakbel damat elinde kırmızı güllerden oluşma bir demet ve gümüş tepsiye dizilmiş pahallı çikulata ile ebeveynlerinin ardı sıra eve girer...gelin adayı ile söyle bir bakıştıktan sonra salona geçilir...öncelikle "havalar da soğudu" muhabbeti yapılır, ülke birkaç defa kurtarılır ve laf sonunda "hayırlı bir iş"e gelir*...o vakte kadar yerinde konuşmadan duran damat aday adayı ter atmaya başlar, rengi kızarır, bozarır...genelde baba "hadi şu işi bir tarihe bağlıyalım" der ve önce söz sonra nişan tarihleri kararlaştırılır...bu arada tuzlu kahvesini içmiş olan damat adayı kusmamak için kendini zor tutar...en sonunda aileler "hayırlı uğurlu olsun" diyerek kapıyı gösterirler...damat kişi artık mutludur, ancak aklında tuzlu kahvenin intikamı yatmaktadır...o intikam zaten gerdek gecesi fazlası ile alınır...
  • yalnız günler ve geceler, hiç çalmayan telefonlar, sadece salak reklam mailleriin gelmesi durumunun uzun sürmesi halinde bi erkeğin "yeter lan, ben de istiom bi kız" demesi, veryansın etmesi. aksi için (bkz: erkek istemek)
  • en zorlularından biri tarzan'ın başına gelenlerdir. iki yaşlıca maymun alıp jane'in ailesinin evine gitmek kolay iş değildir.
    - oğlunuz ne iş yapar?
    - oğlumuz değil ama biz yetiştirdik. sarmaşıktan sarmaşığa atlar, o esnada bağırır

    diyaloğu da hiç yardımcı olmaz.
hesabın var mı? giriş yap