• genellikle çocukken atlatılabilen sorun. madem uktecimiz üşenmiz, google hz. den bakalım :

    "konuşma bozukluğu denilince ilk akla gelen gerek konuşmanın akıcılığının bozulması, gerekse de bazen konuşmaya eşlik eden uygunsuz vücut devinimlerinin yer alması sonucunda dinleyenleri ne konuşulduğu ile ilgili olmayıp, nasıl konuşulduğuna dikkat çekmesi açısından kekemelik olmaktadır. ancak konuşma bozuklukları dilin sesli sembolleri, artikülasyon, ses ve işitme olmak üzere geniş bir alanı kapsar. kimi çocuğun istendik bir konuşma yapamamasının nedeni, konuşmaya karşı bir isteğin ve hazırlığın olmamasından kaynaklanabilir. kimi çocukta işitme yoluyla ilk karşılaştığı kelimeler onda geçici bir anlam kazanana kadar iz bırakmayabilir. bir iç lisan hazırlığı olmadığında da onda karşılıklı anlaşmayı gerektirecek bir anlatım yeteneği gelişmez. bunun için anlamlı bir konuşma dili kazanması ancak sağlam bir merkezi sinir sistemine sahip olmakla mümkündür.

    kimi çocuğun anlaşılmaz bir konuşma sergilemesinin temelinde dil, dudaklar, çene, damak ve çevresel sinirlerin zayıf ya da fonksiyonlarını yerine getirememesi rol oynayabilir. sonuçta böylesi çocuğun sesi doğru çıkarması ve anlamlı iletişim kurması olanaksız olmaktadır. ayrıca istendik bir konuşmanın sergilenememesinin önemli nedenlerinden birisi de çocuğun işitme organında sorunun olmasıdır. konuşma bozukluğu, organik ya da görevsel nedenlerle konuşmanın anlaşılmasını güçleştirecek biçimde değişkenlik göstermesi durumudur. eğer bir konuşma hoş olmayan sesle veya yaşına uygun olmayan, anlaşılmayan bir şekilde yapılır; dolayısıyla normalden çok farklılık gösterir ve dikkati konuşana çeker ise genellikle engelli konuşma olarak kabul edilir. konuşmayı diğer insanların konuşmalarından dikkati çekecek kadar sapma gösterdiği, iletişimi karıştırdığı ve konuşanda uyumsuzluk yarattığı zaman engellidir şeklinde de tanımlanabilir. bir diğer tanım, çocuğun konuşması, dinleyenlerin dikkatini ne söylediğine olduğu kadar daha çok nasıl söylediğine çektiği zaman engellidir. bu tanımlardan sonda konuşma bozukluğunu şu şekilde yapmak mümkündür; konuşma bozukluğu, konuşmanın akışında, ritminde, tizliğinde, vurgularında, ses birimlerinin bireyin çocuğun konuşma engelli olarak kabul edilmesi için, aşağıdaki durumlardan birinde sorun yaşanması demektir. bunlar;

    konuşmanın anlaşılır şekilde olmaması,
    konuşmanın duyulmasında yetersizlik olması,
    sesin bozuk ve tırmalayıcı olması,
    sesin çıkarılmasının, ritminin ve vurgularının bozuk olması,
    dil yönünden kelime dağarcığı ve gramer yetersizliklerinin olması,
    konuşmanın bireyin yaşına ve fiziksel yapısına uygunsuzluğu.

    görüldüğü gibi konuşma bozukluğu sadece kekemelik (ritim) ile sınırlı olmayıp iletişim ile ilgili geniş bir alanı kapsamaktadır. bunun için her konuşma bozukluğu hakkında ayrı ayrı bilgi edinip sorunun çeşidine göre eğitim ve sağaltım yöntemleri uygulamak gerekir. bu nedenle konuşma bozukluklarından artikülasyon bozukluğu, gecikmiş konuşma kekemelik ve diğer konuşma engelleri (yabancı dil ve bölgesel konuşma ayrılıkları, damak ve dudak yarıklığı, beyin engeli, afazi, dizartri ve disleksi) ile ilgili temel bilgilerin ve sağaltım etkinliklerin ele alınması uygun görülmektedir. "

    kaynak : www.psikologum.com
  • bir yakınım için acilen çözülmesi gereken bir problem. defalarca terapiste gitti ama başaramadı. bu konuda tavsiye beklemekteyim sevgili yazarlar!
  • başımın belası, ama artık benim bir parçam olan şey.
  • içinden konuşulurken bile kelimenin tam telaffuz edilememesine neden olur. hasar beyinde yani, egzersizle falan olacak iş değil.
  • kendini ifadede insanı bitiren olay. özellikle iş hayatında branslarinizi kisitlamasinin yanında ikili ilişkilerde de sorunlar ortaya cikartmaktadır.
  • ağzın beynin hızına yetişememe durumudur.
  • kelimeleri heceleyerek konuşma, duraksayarak konuşma ve çok hızlı konuşmalar karşıdaki insanın sizi anlamasını zorlaştırır. bu gibi durumlarda sesli kitap okuyup sesini kaydetmeli sonra da kendinizi dinlemelisiniz. gün geçtikçe arada ki farkı görmeniz sizi mutlu edecektir.
  • küçük bir kız çocuğu.. henüz 6 yaşlarında.. 5 yaşlarında iken dayısının ümit besen kasetine su döktüğü için dayısının bağırması sonucu kekeme olmuş. konuşmak için çabalıyor, kelimelerin ağzından çıkabilmesi için kanat çırpan kuşlar gibi kollarını çırpıyor o zamanlar..
    bir gün bahçede oynarken misafir geliyor, halası ve çocukları.. annesini soruyorlar, kızcağız cevap vermeye çalışıyor ama çıkmıyor ki kelimeler.. kollarını çırparken halasının 14 yaşındaki kızı diyor ki "yavaş ol uçacaksın az sonra hahahah" konuşamamak zaten dert iken bir de dalga konusu olmak.. aradan geçen yıllardan sonra her akla gelmesinde hala aynı acıyı hissetmek... o çaresiz kız çocuğunu alıp sarmalamak istemek..
    aynı çocuk ilkokulda.. kafası çalışıyor ama kimin umurunda.. okuma yarışmalarında nal topluyor hep. hatta okurken kelime ağzından çıkmıyor ama aptal öğretmeni okuyamıyor diye kafasını sıraya vuruyor.. dakikada en çok kelime okuyanlara öğretmen kalpli silgi hediye ediyor.. kız çocuğunun hiç bir zaman kalpli silgisi olmuyor..
    bunlara benzer bir sürü acı hatıra.. her bir hatıra konuşma konusundaki özgüveni sarsıyor, her sarsıntı konuşma bozukluğunu biraz daha derinleştiriyor. tam bir kısır döngü.. stres baş düşman zaten. stres yaptığın an konuşmak ne mümkün..
    ama her şeye rağmen tünelin sonunda ışık var.. düzeliyor, hiç bir zaman tamamen terketmiyor, ama düzeliyor. korkmayınca seni rahat bırakıyor. şuan o kız çocuğu toplantı yönetiyor, üst düzey yöneticilerin bulunduğu toplantılarda temsilci olarak konuşuyor.. ara sıra takılıyor falan ama çalışma ortamında kimse onun konuşma bozukluğu olduğunu bilmiyor..
  • afazik ve afazik olmayan konuşma bozuklukları olmak üzere ikiye ayrılan bozukluktur.

    afazik konuşma bozuklukları beyindeki fiziksel bir problemle ortaya çıkarlar. beyindeki bu fiziksel bozukluklar genellikle kazalar sonucu ortaya çıkmakla beraber bakteriyel, viral enfeksiyonlar beyin apseleri serebral zehirlenmeler de sebep olabilirler. bunlardan wernicke afazisi akıcı fakat bağlama sahip olmayan bir konuşma şeklinde ortaya çıkar. broka afazisi ise bir konuya sahip olunup cümlelerin üretilemediği bir afazidir.

    afazik olmayan konuşma bozuklukları ise psikolojik travmalar sonucunda ortaya çıkarlar. beyne uygulanan herhangi bir hasar değil, psikolojik etmenler sebep olur. örnek verecek olursak; mutizm(konuşabilmek ancak konuşma girişiminde bulunmamak), afoni(ses tellerinde bir problem olmamasına rağmen fısıltı ile konuşma), dizartri( artikülasyon bozukluğu, mafsallaşma peltek konuşma buna örnektir).
  • sürekli sözüm kesile kesile yaşadığım durum . kendimi kelimelerle ifade edemez ,anlatmak istediğimi net anlatamaz ve takılır hale geldim konuşurken duraklıyor hangi kelimeyi cümleye koyacağıma karar veremiyorum. sürekli tekrara düşüyor bocalıyorum.oysa yerel bir rtv de program sunucusu ve dj lik yaptığım dönemlerde diksiyonum o kadar düzgündü o kadar akıcı ve net konuşurdum ki ...
hesabın var mı? giriş yap