körük

• körük.ateşi körüklemeye yarayan,daha çok eskilerin kullandığı bi alet.
• körük..bastırılınca şıkışarak boyu kısalan çekilince açılarak boyu uzayan ^*objektifle fotograf makinası arasına takılabilen aparat..
• (bkz: yangına körükle gitmek) bu terim körüğün ateşi alevlendirici özelliğinden bahsetmektedir. bir nevi pompa da diyebiliriz. her yangının bir körüğü, her hoşafın bir koruğu vardır gibi bir atasözü namzetine konudur.
  (bkz: akordion)
  
  öte yandan kör bir kişiye sorulan "kör müsün be adam?" şeklindeki türk filmi repliğine, yerel ağızda bir cevaptır.
  -gormuyongmu abi koruk!
• $akilarin uzatma bolumlerinde "oha" dedirten surelere ko$an ki$şilerdir bu dostlar. her muzik grubunun bir körüğü vardir. en cok da cile bulbulum sarkisinda boy gosterirler. $öyle ki: cileeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee. aaaaaaaaaaaah aaaaaaaah, cile bulbulum. allllaaaah!!! (allah kisminda butun dinleyiciler var gucuyle bagirir, turklugumuzu gosterdigimiz nadide anlardan biridir)
• (bkz: koruklu otobus)
• somine alevini pohpohlamak icin kullanilan acayip kokos bir alet. ^*
• bazı müzik araçlarında hava vermeye yarayan, el veya ayakla işletilen meşin veya kâğıt bölüm.
• makro fotoğraf çekmek için kullanılan ekipmandır. sisteme ek bir optik eklemediği için görüntü kalitesini düşürmez ancak ışık geçirgenliğini azalttığı için tripod ile kullanmak gereklidir.
• metrobüste rahat bir yolculuk hedefleyenler için en feasible hedef.
• aynı zamanda yozgat'ın akdağmadeni ilçesine bağlı bir köy.