• oyuncularına senaryo dışında filme katkıda bulunmalarına en çok imkan tanıyan; kendilerini, kişiliklerini ve fikirlerini de eklemelerine izin veren filmlerin başında yer alır. dustin hoffman filmin çekilme evresinde de ilk karısından boşanma aşamasında olduğundan filmdeki sahneleri birebir yaşayarak yansıtmış; çocukları ile arasında olan bağı ve sevgiyi de bizzat aktarma fırsatı bulmuştur. 9 dalda aday olup, 5 dalda oscar kazanmıştır film. sahnelerin çoğunda dustin hoffman'ın katkısı büyüktür. hatta filmin senaristi robert bentonın jenerikte isimlerinin birlikte anılması teklifini dustin hoffman alçakgönüllülük göstererek kabul etmemiştir ki bu senaryo ile robert benton oscarı kucaklamıştır. çok derin, bir o kadar da etkileyici bir film.
  • filmin buyuk bir kisminda meryl streep'in oynadigi karakterin kafasini yarma istegi uyandiran film..

    --- spoiler ---
    neyse ki sonradan cocugu ted kramer'e birakiyor da, goz yaslarimizi silip soyle bir gulumsememize firsat veriyor.. aslinda bu sekilde - yani o kadina, joanna'ya karsi kotu gozle bakmamizda - filmin yonlendirici bakis acisi da etkili.. mesela joanna'nin ayrildiktan sonra neler yasadigi gosterilmiyor, sadece mahkemede joanna tarafindan dillendiriliyor.. biz olaylari, ted'in bakis acisindan goruyoruz.. onunla beraber filme dahil oluyoruz.. ayrica onun yasadigi degisimi asama asama izliyoruz.. en basitinden filmin basinda fransiz tostuna sut koymayi unuturken, sonunda fransiz tostunu hazirladiklari vakit oglu yumurtayi cirparken, buz dolabini acip sutu aliyor ve kabin icine kendisi sutu bosaltiyor.. ve biz bu fedakarliklari, bu degisimi gordukten sonra cephemizi belli ediyoruz..
    --- spoiler ---
  • vallahi aile dramasını da geçiyorum, çekilmiş en güzel filmlerden biridir. madem vakit babam ve oğlum vaktidir, hadi en duygusal filmlerden biridir de diyeyim. süper realist metni, süper oyunculuğu, özel bir numara gerektirmese de fire vermeyen yönetimiyle her kulvârda söz sahibi, meryl streep 70'lerin sonunda en güzel, dustin hoffman istikrar kal'ası, çucuk bal.

    boşanma mağduriyetini groteskleştirmeden, hayli gerçekçi (iş hayatına etkilerini vesair göstererek) ve senaryonun yükünü ekstra bir olay örgüsüne yüklemeden resmeden, tek tek fenomenlerin sinemaya yansıması (deprem, babanın ölümü, sevgilinin orospu olması) listesinde boşanma'yı temsil eden ikonik bir film.
  • seinfeld'in the pilot adli bolumunde gercek kramer, jerry ve george'un dizisinde kramer'i canlandiracak sahis ile karsilastigi vaziyeti hatira getirse de pop kulturde bu baslik, vaktiyle pek ragbet gormus (artik bir parca biktirmis) bir bosanma hikayesini anlatan sinema yapitidir kramer vs kramer..
  • bir sabah kahvaltıda yumurtalı ekmek sürpriziyle karşılaşmama sebep olan film.
  • kusursuz oyunculuklarla su gibi akan, pek berrak bir filmdir bu. dustin hoffman, meryl streep ve justin henry (şirin velet) sadece oyunculuklarıyla, hikayesi çok da ekstra bir şey olmayan bu filmi yüceltmişler ve best picture yarışında apocalypse now'ı tokatlamışlardır.

    dondurma sahnesi, dustin hoffman (cc) ve billy (the kid) arasında emprovize oluşturulmuş ve eklenmiştir. çocuğun parkta düştüğü sahne ve sonrası çok dokunaklıdır (ühü).
  • annenin gitmesiyle hayatın nasıl altüst olduğunu birebir gördüğümüz filmdir.

    oğluyla ve karısıyla iletişim kurmakta zorlanan, kendini işine kaptırmış bir baba ve hayatındaki amacın ne olduğunun kararsızlığını yaşayan bir anne...

    film güzel ve küçük ayrıntılarla dolu. en güzeli de daha filmin başında ted oğluna bir french toast yapamazken, filmin sonunda bu işi ustalıkta kotarması. ted karısının fotoğraflarını bir bir kaldırdıktan sonra oğlunun çekmecesinde kaldırdığı resimlerden birini bulması ve bunu hemen oğlunun başucuna koyması. billynin yaramazlık etmesinden dolayı annesinin gittiğini düşünmesi ve dondurma olayından sonra babasından özür dilemesi... daha da gider bu.
  • şu güzelim filme ilişkin bir detay da ben vermek isterim, böyle zehir zemberek, böyle ateş püskürürcesine, tanım yaparcasına: türkiye'de zeki alasya tarafından 2001 senesinde çekilmiş, dustin hoffman'ın canlandırdığı karakteri süheyl uygur'un oynadığı her şey oğlum için adlı bir televizyon filmi remake'i de bulunan oscarlı holivud yapımıdır. yineliyorum, süheyl uygur..
  • taraf tutan filmdir.
    bu filmi çocuk karakterin yaşlarındayken ve birkaç defa da ortaokul yıllarımda izledim. anneye ne kadar kızdığımı ve babaya ne kadar acıdığımı hatırlıyorum. film, bizi o yönde düşünmeye itiyor.

    dün yıllar sonra yeniden izledim filmi. ve biraz sinirlendim. aslında alıştığımız, babanın çocuğu terk etmesi senaryosundan farklı. ama fark annenin terk etmesinde değil, terk ediş şeklinde saklı.
    anne baba anlaşamaz ve ayrılır. çocuk annede kalır. çünkü çocuğun anneye daha çok ihtiyacı vardır. bu fikri kafamıza sokan zihniyetin allah belasını versin. böyle bir şey yok. bir çocuğun anneye ihtiyaç duyduğu kadar babaya da ihtiyacı vardır.

    filmde annenin evi terk etme sebebi, yok olmaya başladığını fark etmesi. birinin kızı, diğerinin karısı veya annesi olmaktan başka bir sıfat arıyor kadın. öyle yıpratıyor ki kendini, küçülüyor. kendini değersizleştiriyor. bir şeyleri hak etmediğini düşünüyor. buna tek bir sebep bulmak yanlış olur. elbette kendisi de suçlu ama eşi de bu konuda büyük bir rol oynuyor. ve aslında terk ediş değil bu, bir ara verme. hepimizin zaman zaman ihtiyaç duyduğu bir ara. sırf anne olduğu için sırf çocuğunu bıraktığı için (ki bıraktığı bir yabancı değil, çocuğun öz babası) kötü olduğunu düşünüyoruz.

    yedi yaşına gelmiş çocuğunun okulunun saat kaçta başladığını, kaçıncı sınıfa gittiğini, ne yemeği sevdiğini bilmeyen bir babası var. ve biz anneye kızıyoruz(!)

    bir baba ve oğlunun en başında kurması gereken yakınlığı, bir terk ediliş sebebiyle yıllar sonra kurmasını anlatıyor kramer vs. kramer. bunu sağlayan da annenin ta kendisi… filmi sonlandıran da yine kadının özverisi oluyor. hem ağlıyor hem gidiyor. ama bu sefer gitmek istediği için değil en başından beri olması gereken ilişkinin ancak gidişiyle devam edeceğini bildiği için.

    bir yokluk bir filmi bu kadar doldurabilir.
  • meryl streep' in masum duru güzelliinin yanında dustin hoffman' ın ted rolüyle gönüllerimizde taht kurduğu hüzün dolu bir aile dramı.

    filmde özellikle çocuğun bütün masumiyetiyle yaşadığı gelgitlerin çocuğun ruh dünyasında yarattığı duygusal travmayı çok güzel yansıtmış bir film olarak dikkat çekiyor.

    aynı zamanda kariyer uğruna elindekilerin kıymetini bilemeyen bir babanın trajik boşanma mücadelesinde olması gereken baba rolünü yeniden kazanmasıyla filme özel bir anlam kazandıryor.
hesabın var mı? giriş yap