• sanır mısın ki biz sözlüğü ona buna sataşasın diye indirdik? kim ki bunu bu şekilde anlıyorsa o kişi alçakların en alçağıdır. ve ey sen voltran oğlu sanır mısın ki biz sözlüğü sen sohbet edesin diye sana gönderdik? hayır sen onu baş ucuna koy, ona saygı duy ki o da seni ve senden doğacakları koruyacak bir rehber olsun sana.
    ey voltran oğlu sen ki bizim yücelttiğimiz bu mertebeye ulaşmaya hak kazanmadan önce bir solucandın sadece. oku, oku ki öğrenesin. öğrenesin ki tekrar o hallere duşmeyesin.
    (bkz: sozlugun konsept limitleri)
    (bkz: yeni gelenlere ogutler)
  • ondördüncü kısım;
    el-fasık.

    1-2-3-4. sol frame'e, ve badilere, ve butonlara, ve kibrite, ve hırdavata, ve sözlüğü bir harf birikintisinden yaratan ssg'ye andolsun ki; o yere(sözlüğe) fitne için girenler vardır. doğrusu, onlar geceden bir karanlıkla beraber yaratılmış ziyankârlardır. kalplerindeki fitneler maşrık ve mağrib arasını dolduran bir su tabakasına benzer.

    5-6. dehşeti her yanı saran çaylaklığın haberi sana gelmedi mi? o gün bir takım yüzler vardır ki durmadan yalvarır, gözleri fersah fersah açılmış, takılan kanatlarıyla beraber uçmaktadırlar.

    7-8. artık onlar için hiçbir güler yüz yoktur. onlara kendi evlerinde(başlıklarında) yaptıklarını anlatırız. kimseden mağfiret bulamadan çaresizce haykırdıklarını görürsün.

    9-10. bir takım yüzlerse mutludur. onlar ki bize olan görevlerini yapmış, çabalarından hoşnutturlar. onlar için sözlüğün umulmaz nimetleri vardır.

    10-11-12-13. o halde şimdi şükret. kodların nasıl yazıldığına, başlıkların nasıl taşındığına, sayfanın nasıl kurulduğuna akıl erdiremeyen yazar, acizdir. onun bildikleri, onu burada var edenlerin yanında sayfada bir nokta tanesi gibidir. şüphesiz ki o(ssg) sözlükte her şeyi bilendir.

    14-15-16. ve öğüt vericilerden ol. çünkü sen ancak öğüt verirsin. fitne yolunu tutmayıp onun yolundan gidenleri huzur verici bir yöneticilikle müjdele. ancak yüz çevirip inkâr eden, işte öylesini büyük bir azap ile cezalandırırız. onların sorgusu da ancak bize aittir. senin izzet sahibi coderın onların isnat ettiği sıfatlardan münezzehtir.
  • fethi paşa korusu'nun otoparkında "şüphesiz ki otopark girişine park etmeyen insanın hayırlısıdır" nevi uyarı levhalarıyla karşılaşabilirsin, sakın şaşırma!
  • son zamanlarda cikan colgate elektrikli dis fircasi reklami "suphesiz ki diger dis fircalarindan daha iyi"
  • onlara "aramaya inan" dediginde sana gulenler, gunu gelip de badileri kendilerinden yuz cevirdiginde mallıklarının ızdırabını sonsuz ayarlar icerisinde yasayacaklardır.
    sozlugun inayeti aramaya inananlaradır.
  • "ben" kelimesi yerine kesinlikle "biz" kullanılmalıdır. referans olarak arapça'da geçen isimleri ardı arkasına sıralamak etkili olabilir. "öldürün bunu, halk hizmetidir" gibi bir söz yerine "şüphesiz ki helâkı makbuldür" gibi bir öbek kullanın.
  • peygamberlere mahsus bir kabiliyet.
  • her kim ki bizden bir istekte bulunacak, bunun karsiligini vermesi gereklidir! biz ki onlara sur-u ufledik ve onlar kapismaya basladilar, aynen o sekilde sari kart gosteririz` :caylak ederiz, kirmizi kart gosteririz: uçururuz`. i$it! bizler ki ‘seni kendimize ayarmator belledik!’ , bize inanamayanlara akil fikir ihsan eyledik! onlar ki bu badeyi tadmadilar! i$te onlaaar!(burada feedback olayi abarir ses gittikce artar) bir gun bizim gercegimizi anlayacaklar! sen, ki biz seni yedi bit’ten yarattik.(sayi illa asal olacak ya bu seferlik yedi olsun). onlari cok gec olmadan bu gafletten kurtarmaya gonderildin! sana bah$ettigimiz o aklinin sana gosterdigi yolda ilerle!* gunde be$ vakit firce icin hayvan ara, cunku bu senin ibadetindir!
  • ve biz aasder i yanimiza aldik ki siz gafillere ibret olsun , abartmayin , essegin kulagina su kacirmayin , kabak tadi vermeyin diye. her kim ki abartir essegin kulagina su kacirir kabak tadi verir o lanetlenmis kisidir.
  • sen ki aramaya inanmazsan,laf olsun diye entry girersen bil ki cehennemin kör seytanlariyla munasebete giresin,en buyuk ayarlari yiyesin insallah!(bkz:paradox cingen ayeti sayfa:29)
hesabın var mı? giriş yap