• imdb

    2018 fransa yapımı film.

    son dönem zombi türüne farklı dokunuşlar deneniyor. ilk etapta 2010 yapımı rammbock'ı andırsa da farklı denemelerin dışında kalan tarafı nedir sorusuna spoiler'a girmeden odaklanmak istiyorum.

    filmi diğerlerinden ayıran taraf bireysel silahlanma durumuyla ilgili dokundurması sadece. filmdeki tüfeği bu şekilde okumak gayet mümkün fonksiyonu itibariyla.

    insanın sosyal varlık olması, yalnızlık, ön yargı, kıyamet günü, uygarlık gibi türün daha önce defalarca üzerinde geçtiği anlatılar, metaforlar dışında filmi ayrıksı kılan tek tarafı bu.

    son dönem zombilerin farklı şekillerde parçalandığı, adrenalin dolu filmlerden değil. yine farklı janrlarda benzer denemelerin nadiren yapıldığı nev-i şahsına münhasır filmlerden. genelde bu tarz denemeler kıyıda, köşede kalır. tür meraklısı ufak bir kitle tarafından kendince hakkı verilir.

    aksiyon sevenler için zaman kaybı, türün meraklıları için farklı bir şey sunabilen film.
  • karakter sınırına takılmamış hali:

    (bkz: la nuit a dévoré le monde)

    turkceye cevirisi:

    "gece, dünyayı yiyip yuttu.''

    ingilizce cevirisi:

    " the night has devoured the world." olan bir film.
  • anders danielsen lie'nin başrolünde yer aldığı film. golshifteh farahani'yi görmek de güzeldi.
  • gördüğüm en güzel film afişlerinden birine sahip film.

    afiş
  • yavaş ilerleyen ama güzel geren bir zombi filmi.

    --- spoiler ---

    adamın sağladığı düzen inanılmaz güzeldi. o yiyecekleri depoladığı alanı görünce huzur buldum resmen. etraf zombi doluyken ilk işi evi temizlemek oldu zaten minik kuşumun. tam okb'lilere uygun film çekmişler ksfjsk.
    --- spoiler ---
  • ingilizce ismi ile the night eats the world, 28 eylül itibari ile başka sinema'da vizyonda olacak.
  • az önce izmir karaca sinemasında izlediğim film.
    bir 'zombi' filmi olmasına rağmen temposunu düşük buldum. ki bu sorun olmazdı eğer ruhsal çöküntüsünü biraz daha fazla anlatsaydı. eksik kalmış gibi biraz. filmin tek iyi yanı afişi gibi. diğer filmlere göre daha fazla merak uyandırıyor. beni de öyle kandırdı zaten.
  • left for dead seven şahsımı fazlasıyla tatmin etmiş zombi filmi
  • son dönem zombie temalı filmlerde drama daha yüksek/ağırlıklı işlenir oldu. sanıyorum the walking dead, bu konuda öncü dizilerden biri olup insanları, öldüğünde sadece et yiyen ve garip sesler çıkaran zombielere dönüştürmekten kurtardı. belki de ben bu filmi izlerken bir zamanlar izlediğim the walking dead'i özledim.

    filmin dünyası, atmosferi, paris'te geçmesi ama hiç de paris gibi olmamasıyla beni içine çekmeyi başardı. gerginlik dozu ve merak uyandırma potansiyeli gayet yerindeydi. gidişatını da gittiği yeri de baya sevdim.

    son zamanlarda aklımı kurcalayan 'insan tek başına nereye kadar yaşayabilir?' sorumun da cevabını bir nebze almış bulundum.
  • zombili filmlere asla şans vermeyecek biri olarak anders danielsen ile hatrına izlediğim ve izlediğime pişman olmadığım film. gerçi ben kendisini joachim trier ve norveç sevdamdan ötürü severim ve film fransız yapımı ama olsun.
    paris’te eski sevgilisinin evinde kalan eşyalarını almaya giden sam’in evdeki partide geçirdiği ufak kaza ile odada uyuyakalmazsı ve uyandığında kendini içinde bulduğu zombi istilası.
    ordan burdan salak salak efektlerle izleyiciyi korluttuğunu sanan zombi sahneleri olmadığı için zombi severleri hayal kırıklığına beni sevince gark etmiş film olmuştur.
    sam’in o kargaşada o stratejik zekası ve müzik becerisine hayran kaldım. insanın yalnızlık karşısında dramı ise acıklıydı.
    yüksek tempolu değil ama güzel film.
hesabın var mı? giriş yap