• bir kıyamet sonrası filminde caz müziği işitmek neredeyse imkansızdır; ama besson'un filminde işitebilirsiniz. bu filmlerde gökten balık da yağmaz taş da! ama bu filmde ziyadesiyle mevcut. ilginç ayrıntılarla dolu güzel bir filmdir.

    nedeni belirsiz bir felaketin ardından, yani kapitalizm sonrası ilkel şartlara yeniden dönüş yapan bir grup insan birbirleriyle ölesiye mücadele ederler. her biri ötekini öldürüp kaynaklarına ve mallarına el koymak için elinden geleni yapar. bu açıdan filmin en önemli yanı, kapitalist koşullarda da var olan insan emeğinin sömürülmesi ve kadınların meta olarak kullanılması meselesinin mevcut ilkel şartlarda da yürürlükten kalkmamasıdır. örneğin filmde varlığını gördüğümüz iki kadın da hapsedilmiştir. hatta muhtemelen başkahramanın karısı olan fotoğraftaki kadın ise fotoğraf çerçevesine hapsedilmiştir. dediğim gibi ilginç ayrıntılarla dolu, birkaç defa izlenebilen, iç mekan çekimleri harika olan bir filmdir.
  • fransız yönetmen luc besson'un 1983 yapımı ilk uzun metrajlı filmi. başrolünde pierre jolivet, jean bouise ve jean reno'un yer aldığı yapımda, film müzikleri eric serra imzası taşıyor.

    kıyamet sonrası kaynakların yitip tükendiği bir dünyada, yaşama tutunmak isteyen bir grup insanın kıyasıya mücadelesini konu alan filmin alt metninde insan zihninin derinliklerine yolculuk ediyoruz.

    --- spoiler ---

    başrolde ki the man arayış içinde olan maceracı ruhu, the doctor akıl, mantık ve sağduyuyu, the brute ise ilkel dürtüleri temsil diyor. the man ve the brute, yarısı siyah yarısı beyaz, adeta beynin kıvrımlarının tasvir edildiği bir odada ölümüne dövüşürken, aslında insan zihninin içinde bulunduğu ikilem ve duygusal çatışma sanatsal bir anlatıyla resmediliyor.

    --- spoiler ---

    notlar:

    besson - reno birlikteliğinin ilk adımı olan yapımda jean reno sadece 500 frank ücret almıştır.

    baştan sonra diyalogsuz ilerleyen filmde sadece bir sahnede the man ve the doctor birbirlerine fısıltıyla: bonjour der.
  • 1983 luc besson'un ilk siyah/beyaz yapımı.
    pierre jolivet, jean bouise, fritz wepper, jean reno baş rollerde.

    adamımız pierre, ultra light uçağıyla şehrin harabelerinden kaçmaktadır. bir doktorla (bouise) karşılaşır. ancak iletişimleri sözlü değildir. yolculuk esnasında diğer karakterler ortaya çıkmaya başlar, olaylar gelişir.
  • la brute (jean reno) karakterinin erilliği, l'homme (pierre jolivet) karakterinin ise -fransızca 'erkek' anlamına gelse de- aklı ve mantığı betimlediğini düşünüyorum. zira film boyunca erilliğin nasıl mantıkla karşı karşıya geldiğini ve ne kadar çok defa yıkıcı etkileriyle bir çuval inciri berbat ettiğini görüyoruz.
  • filmde hic dialog olmamasi (sadece bir kisminda iki kisi bir kelimeyi soyler gibi oluyor, bu kismi saymiyorum) kesinlikle filmle ilgilenenlere onyargi olusturmamali, cok agir icinden cikilamayacak bazilarinin degisiyle "entel dantel" bir film degildir. gayet anlasilir, dialog olmasa da bir hikayesi olan ve bu hikayeyi yeterince acik izleyiciye iletebilen bir filmdir. sahsen izlerken hic sikilmadim, eger post apokaliptik filmlere merakiniz varsa kesin izleyin ama yoksa, buyuk bir kayip degil.
  • kesinlikle izlenmesi gereken bir luc besson eseri. erkeklerin kadınlara düşkünlüğünü-muhtaçlığını görebileceğimiz bir film. jean reno'nun azminin ayrıca bir güzellik kattığı film.
  • türkçesini geçtim ingilizce altyazısını bulabilsem kesinlikle izleyeceğim bir film. neden yok bunun altyazısı arkadaş.

    edit: diyalogların az olmasından dolayı altyazısız da izlenebilirmiş.
  • hem siyah beyaz hem de diyalogsuz olması bakımından izlenmesi kolay bi film değil. jean reno her ne kadar başrolde olmasa da yine ilgi çekici bir performans sergilemiş ancak yine de luc besson'dan daha etkileyici bir film beklerdim. izlemeseniz çok bişey kaybetmezsiniz bence.
  • senaryosu pierre jolivet ve luc besson'a âit olan film.

    insanların sesini ve konuşma yetisini kaybettiği, tuhaf sesler ve hareketler aracılığı ile anlaşmaya çalıştığı, gökten balıkların ve taşların yağdığı karanlık bir zaman ve mekanda geçer. özellikle de "la brute" rolündeki jean reno için seyredilesidir. zîrâ brute karakterinin kapılar ve parmaklıklar ardındaki kadına ulaşma çabası ve ilkel hareketleri hem güldürücü hem de düşündürücüdür.
hesabın var mı? giriş yap