• alba rohrwacher, maria alexandra lungu ve sam louwyck'un oynadıkları ve alice rohrwacher'in yazıp-yönettiği drama filmi.
  • italya'nin tuscany sehrinin bir koyunde gecimlerini aricilik yaparak saglayan bir ailenin hayatina odaklanan film. 2014 cannes grand prix odulu sahibi. new york film festivali kapmasinda izleme sansi buldum, begendim. saf drama.
  • filmekimi kapsamında izlediğim fena olmayan film. italya'da arıcılıkla uğraşan etrüsk bir aileyi konu alıyor film. doğa sahnelerini sevdim özellikle arı kovanlarını falan değiştirirken tüm ekip özel kıyafet içindeydi sanırsam o sahnelerin çekiliş aşamasını görmek isterdim.

    oyuncular gayet doğal ve iyiydi. açııkçası kimi oyuncuların yerel halktan seçildiğini düşünmekteyim doğru mudur bilmiyorum. monica belluci'nin de filmde ufak bir rolü var.
  • film çok doğal, hayatın içinden . babanın kızı ile arasındaki özel ilişki filmin başından sonuna doğru değişim geçiriyor çünkü kızı artık büyüyor. ama sevgi tabi ki baki.
    ne yaparsan yap sevgiyle yap ve değişime açık ol çünkü hayat durmuyor sürekli değişiyor temalı bir film.

    --- spoiler ---

    martin filmde asla konuşmuyor . neden böyle olduğu konusunda ipucu yok. ayrıca kendisine dokunulmasını asla istemiyor .
    gelsomina babanın büyük yardımcısı veya destekçisi olduğu için aslında kendini keşfetmeyi unutmuş bir genç kız. martin’in gelişiyle kendini bulduğunu söyleyebiliriz . sonunda kendini ifade etmeyi öğreniyor .bense gelso’nun küçük kardeşini gerçekten çok sevdim. sevgisini belli eden ve yaşayan bir küçük çocuk . annesine ben 60 yaşında olduğunda siz ölecek misiniz, peki neden ablam sizinle daha çok vakit geçirmiş olacak isyanı da ayrıca tatlıydı.

    --- spoiler ---
    edit:bu arada etrüsklerle ilgili azda olsa bilgi edilebileceğiniz bir film bu . mö 6.yüzyılına kadar varlığını devam ettirmiş bir halktır etrüskler. daha sonra romalılar tarafından soykırıma uğruyorlar. günümüzde romalılara atfedilen bir çok özellikle aslında etrüsklerden gelme.
  • alice rohrwacher imzalı, 2014 grand prix ödüllü, tüm hayatını kırdan kazanan bir ailenin öyküsünü anlatan film.

    disiplinli ve sert alman kökenli olduğunu anladığımız bir baba kırdaki yaşam koşullarıyla baş edebilmek için hep bir erkek çocuk istemiş ama dört kız çocuğu olmuş. onların en büyüğü henüz 12 yaşındaki gelsomina çocukluğunu hiç yaşamamış sanki doğar doğmaz işlerin ucundan tutmaya başlamış gibi işinin ehli, babasıya arıcılık yapıyor, bal topluyor, bal ekstrakt ediyorlar, tüm bunları yaparken üç küçük kız kardeşini yönlendiriyor. aileyi adeta omuzlarında taşıyor ama sonuçta o daha bir çocuk ve babasının aksine başka bir hayata dair özlemleri, merakı var.

    film anaakım sinemada cennetten bir parçaymış gibi tasvir edilen köyü, köy hayatını gerçek anlamıyla ele alması açısından takdiri hak ediyor. köy hayatının acımasızlığını, ailenin geçinmek için yapmak zorunda olduğu işlerin ağırlığını, katlanmak zorunda oldukları zorlukları, doğa-insan ilişkisinin çetinliğini hiç eğip bükmeden göstermesi değerliydi.

    kırda yaşayan nüfus için hayat dünyanın her yanında olduğu gibi burada da zorlaşıyor, emek yoğun ve neredeyse tüm zamanlarını alan işlerden sonra ellerine geçen para aileye yetmediği gibi yaptıkları işin pazarının giderek ortadan kalktığını görüyorlar. şehirleşme, tarımla geçinen nüfusun giderek azalması, en ücra köşelerin bile turizme açılması gibi son yıllarda kır hayatını etkileyen faktörlere de değinen, hem gerçeğe hem de sinemanın büyüsüne yorabileceğimiz sonuyla hafif buruk bir his bırakan güzel bir film.
  • le meraviglie ; italya'nın tiber ile arno nehirleri arasında yer alan etruria bölgesinde yaşamış ve mö 6. yüzyıla dek varlığını sürdürmüş bir halk olan etrüsk bir topluluğun son temsilcilerine dair bir hikâye anlatan kısmen etnik içerikli bir film. günümüzdeki mevcudiyetine dair çelişkili açıklamalar olan varlıkları, dilleri, gelenekleri tartışmaya ve araştırmaya değer bu topluluğa dikkat çekmesi bakımından özel bir film her şeyden önce le meraviglie. etrüsk topluluğa dolaylı da olsa dikkat çekmesi, italyanca bilmeyen bir insanın bile “bu nasıl italyanca?” diye sorgulayacağı konuşma dili ve birkaç sahnede yer verdiği etrüsk kültüre ait ögeler bir yana bırakılırsa film; aslında tüketim toplumuna ve kapitalizmin direttiklerine kafa tutan yerel bir arıcı aileyi anlatıyor. bunu yaparken de ataerkil toplum yapısına ve gelsomina karakteri üzerinden geleneksel topluluklardaki kadın kimliğine ve haklarına dair mesajlar veriyor. yerel bir hikâyeden evrensel sonuçlar çıkarmayı başaran film kapitalizmin galibiyetiyle sonuçlanan finaliyle de derin bir yaraya tuz basıyor.
hesabın var mı? giriş yap