• kobe'den daha iyiyken kobe olması için ekmek yemesine falan gerek olmayan oyuncu. keza wade için de aynı şey geçerli.

    "şu an en iyi" ne demek? bu adamın şu an ligin en iyi oyuncusu olduğunu söylemek demek. yani "rekorlara sahip olmak" size "bugün için" yapılan bir karşılaştırmada fayda sağlamıyor. kazanılan yüzükler de öyle. son 3 sezonda iki kez mvp ödülü almış, bu sezon da finaller mvp'si alması olası gözüken bir adamın ligin en iyi oyuncusu olduğunu düşünmekten utanmaya başlayacağım birazdan, yapmayın böyle.

    en iyisi soluklanayım ben.
  • kobe'en daha iyi olduğunu söylemek için son 3 senenin 2 tanesinde mvp olduğu örnek gösterilen oyuncu. "şu an için en iyi" denirken mvp'ler ortaya konuyor ama yüzükler ortaya konmuyor öyle mi? o 2 sezonda da şampiyonluk yüzüğü kobe'nin parmaklarına gitmişti. bu detayı atlıyor işte bazıları. demek ki neymiş, sen kalkıp "ama bu adam son 3 senenin 2 tanesinde en iyi oyuncu oldu yeea" dersen, "sezon sonlarına bak" derim. konferans finalinden ileri gidememiş bir adam, diğer tarafta şampiyon. kendisi zaten bir wade değil ki kobe olsun.

    hakikaten soluklan yeğenim, sakin düşün. bak bakalım o mvp ödüllerini aldığında şampiyon kim oldu. gerçi kobe'ye de kızıyorum konuşturuyor işte insanları.
  • oyun stillerindeki farklılıklar bir yana aslında kobe ye çok benzeyen oyuncudur. bu nedenle iki tarafın beğenenleri direkt diğerini hedef alarak söze başlıyor. hatırlamak gerekirse kobe nin lige girişi lebron kadar gösterişli olmasa da (kastım lebron un ilk yıl performansı değil, draft edilmeden önceki beklenti) ilk yıllarında bencil, ego problemleri olan bir profil çizmekteydi ve bir takım yüzükleri nihayetinde kazandıysa da o takımın lider'i şu günlerde eleğini asmakta olan shaq amcaydı. sonrasında al takımını da topunu da hamlesi sonrası miami nin durumu ve lakers in dibe vurması malum. bunun tırpanladığı egosunun gölgesinin azalması ile ve elbette takımdaki bazı varolan oyuncuların yeteneklerinin hakkını vermeye başlamasıyla, bir de hala nasıl olduğunu anlamadığım gasol hırsızlığı ile takım yine finaller, yüzükler görmeye başladı.
    demem şu ki 4-5 sene sonra lebron bir miktar daha akıllanıp zaman içerisinde sempati toplayacağı bir kaç fırsat da yakalayarak benzer bir noktaya gelebilir. o zaman da yeni bir yıldız adayı daha gençlerin idolü olup lebron ile beraber büyüyüp kariyerini gün be gün hayranlıkla takip etmekten mütevellit sadakat ile donanımlanmış lebron hayranları ile lebron mu büyüktür, brandon (knight) mı tartışmasına girerler. daha öncesinde böyle oldu ;
    (bkz: kobe bryant vs michael jordan)

    ondan öncesinde de ;
    (bkz: michael jordan vs magic johnson)

    hepsi aynıdır asla demiyorum ama karşılaştırma anındaki genç olanın antipatisi yıldan yıla artıyor. buna ister yıllar içinde yükselen/alçalan değerler deyin ister bana sen yaşlanıyorsun ondandır deyin her ikisi de haksız sayılmaz.

    ha tabii bir de jordan abi kusura bakma seni diğerleri ile bir tutmuş gibi oldu.
  • fatih altaylı'nın sunduğu teke tek'e katılacaksa şayet kobe'yi hallaç pamuğu gibi atar. adam apaçi nigga styla king masta boru değil. ghetto kültürü yemiş bi kere. ne güzel küfürler eder kimbilir...
  • sevilir sevilmez o ayrı konu, nba'in tartışmasız en iyi oyuncusudur. nokta.
    nba tarihine de geçecektir bu adam, kariyeri boyunca şampiyonluk yaşamasa bile uzun yıllar onun gibi bir oyuncu gelmeyecektir.
    şu konuda da çok iddialıyım, nba tarihinde bu adamın sahip olduğu fizik gücü hiçbir oyuncuda yoktu. dwight howard fizik olarak iyi olabilir eyvallah, fakat fiziğini ondan daha iyi kullanmış olan shaq var. sadece iyi vücut yetmiyor. kaan kural kendisini canlı gördüğü zaman yaşadığı şaşkınlığı gayet güzel anlatmıştı. adam hakikaten olağanüstü bir vücuda ve güce sahip.

    çalışkan oyuncu her zaman daha makbuldür. t-mac belki de daha yetenekliydi lebron'dan. ee ne sike yaradı peki t-mac. lebron'un ilk senelerini hatırlayın.ricky davis'in yanında ağırlıklı olarak smaç basan bir oyuncu iken adam çalışa çalışa ne hale geldi. birçok şutör oyuncu ağırlık çalışmayı pek istemez, çünkü şut ritmi bozulur pek istemezler. fakat lebron, felaket bir kola sahip bu gayet net görülüyor. buna rağmen şutunun mükemmel olması da muazzam çalışmanın bir sonucu.

    bi şu 2004 yılındaki fotoğrafa bakın.
    bir de 2010 yılındaki fotoğrafa bakın.

    yok kobe'den kötüymüş yok yüzüğü yokmuş. napacaksın yüzüğü, alıp götüne mi sokacaksın. karl malone kötü oyuncu mu oldu yüzüğü yok diye. bu adamı sevmeyen cristiano ronaldo'yu da sevmez. halbuki süt çocuğu olması lazım, güzel yüzlü olması lazım. sanki adam sen onu sev diye oynuyor te allahım.
  • evet son 3 sezonda 2 mvp almış olmasına rağmen "kobe yüzük takıyordu o aralar naber yea" diyerek kobe'yi bu adama karşı savunanlar da çıkmıştır.

    ee bu sene nereye gitti o kobe? kadro aynı kadro? kobe mi yaşlandı, ondan mı? halbuki andrew bynum da ilk defa sağlıklı bir playoff geçiriyordu?

    ben neden mvp'leri örnek verebiliyorum? çünkü mvp bireysel ödül. burada takım başarılarını değil, oyuncunun "ne kadar iyi" olduğunu tartışıyoruz. bir oyuncu ne kadar "iyi" olursa olsun takım tırtsa o yüzük gelmez. kobe'nin takım arkadaşları iki senedir iyi oynadığı için yüzük takıyordu, bu sene oynamadılar(özellikle gasol), yüzük de gitti. ee kobe kötü oyuncu mu oldu şimdi? elbette hayır.

    dirk nowitzki daha bir yüzük bile almadan larry bird ile karşılaştırılabiliyor(evet karşılaştırma abes), ama karşılaştırılıyor. neden? adam çok iyi. ama etrafında larry bird'ün oyuncu arkadaşlarına biraz olsun kalite açısından benzeyen adamlar olsa, çoktan takmıştı adam o yüzüğü.

    bana lebron-kobe karşılaştırması falan yaparken yüzükle falan gelmeyin arkadaşım. eğer lebron miami gibi bir takımla yüzük kazanamazsa o zaman gelin. eğer kobe berbat bir kadroyu tek başına şampiyon yapmışsa o zaman gelin.

    "en iyi oyuncu" diyoruz, "en iyi takıma sahip oyuncu" demiyoruz. eğer elinde "düzgün bir takım varsa" ve o takımı şampiyon yapamıyorsa o zaman bu dedikleriniz geçerlilik kazanır. nasıl ki jordan'ın hayvani bir kadroyu inatla şampiyonluğa taşımış olması gibi.

    tarih şampiyonluk kazanamamış "mvplerle" dolu. bu o ödülün haksız olduğunu göstermez(haksız şekilde ödül almış olanlar vardır tabii, o ayrı). normal sezonda tek başınıza bile maç kazanabilirken, playoffta bunu yapamıyorsunuz çünkü, yardıma ihtiyacınız oluyor artık o sert playoff ortamında.

    neyse en iyisi tekrardan soluklanayım ben, nefes nefese kaldım burada resmen..
  • koçunun ona ray allen veya reggie miller olmadığını söylemesi gerek. lan lebron gibi delici bir adam neden sürekli dışarıda oynuyor aklım almıyor. tabi sade bir seyirci olarak benim göremediğim veya bilmediğim taktiksel bir yönü vardır bu işin ama hakikaten iki maçtır bence doğrudüzgün maça asılmıyor, kullanması gereken topları kullanmıyor bosh vs oynasın diye kendi rolünden çalıyor. bunu iki maçta da bosh'tan daha az top kullanmış olmasıyla da somutlaştırabiliriz. garip bir oyun sergiliyor 2 maçtır. ama dallas'ta bunu değiştirecektir. zaten değiştiremezse seri kuş olup gider, lebron gibi bir adam ise inanılmazlığıyla değil ,tüm suç onun olmasa da, kaybedenliğiyle hatırlanır.
  • 2 haziran 2011 miami heat dallas mavericks maçı'nda %25 ile atan bosh'tan bile az top kullanmasına rağmen hala egosundan, bencilliğinden söz edilen topçu. ayıp lan, utanın. son iki üçlüğü çok belli eric spoelstra'nın isteği, onun çizdiği oyun. bir tane üçlüğü ikinci ya da üçüncü çeyreğin son saniyede kendi sahasından yolladığı üçlük. geriye 2/4 üçlük kalıyor ki bu harika bir yüzde üçlük için. amele diyin, çocuk diyin ama egoist demeyin. ya da oturup tekrar izleyin şu adamı.
  • sevgili lebron, allah'ın çok boş anına geldiğin müthiş fiziğinden belli. boy kilo orantın ile guarddan pivota neredeyse her pozisyonu oynar ve savunabilirsin. atletik yeteneklerin o kadar üst düzeydeki zıpladığında adeta kafan panyanın üstüne değecek gibi oluyor; fiziksel olarak diğer tüm oyunculardan o kadar üstünsün ki, havada darbe almana rağmen bile şutunu bozmadan skor üretebiliyor hatta rakiplerini potaya sokabiliyorsun. maç öncesi yaptığın o pudra şovları (!) falan da eklenince tam bir rüzgar yaratma durumunda oluyorsun, yalan yok.

    ama sevgili lebron, şu bir gerçek ki ve eminim bunu sen de çok iyi biliyorsun, senden büyük oyuncu olmaz. iyi oyuncu olur, maç kazandıran oyuncu olur, müthiş atlet bir oyuncu olur, çokça şampiyonluk kazanmış bir oyuncu da olur; yani her şey olur ama büyük oyuncu asla ve asla olmaz. olamayacağını sen zaten geçen yılki cleveland-boston serisinin 5. maçında resmen havlu atıp arkadaşlarını, kulübünü ve seyirciyi yarı yolda bıraktığında göstermiştin. hatta daha da geriye gidersek sen, senden büyük sporcu olmayacağını müthiş atletik yeteneklerine rağmen bir türlü cesaret edip smaç yarışmalarına katılamadığın zaman ispatlamıştın. o smaç yarışması ki zamanında brent barry ve nate robinson bile kazanmış ya da elleri benimkilerden minik olan steve francis dahi boy göstermiş.

    kısacası lebron, sen muazzam bir projesin. etrafında arkadaşlarından oluşan danışmanların, asistanların, apaçi style kolyelerinle müthiş bir projesin. koskoca nike arkanda, medya seni destekliyor; öyle ki bu takımla da yüzüğü alamazsan dwight howard ve kobe'yi de yanına koyacaklar. ama gel şu maç sonu şut atma işlerini falan bırak sen. cavs'de tek tabanca takılırken olur, göze de batmaz ama yanında dwyane ağan varken sen bu işlere çok kalkışma. yoksa dallas final serisinin 2. maçında olduğu gibi öyle bir çuvallarsın ki ne olduğunu anlamazsın.

    sen, yancısı olduğun dwyane wade lütfettiğinde takıl, boş sahada kafanı panyaya çarptığın smaçlar yap, karşında senin yarın kadar isimleri bulunca üzerlerinden falan atla; ama basketbol oynama. çünkü o, çok ciddi bir iştir.

    bonus question: what's the difference between saturn and lebron james? at least saturn has rings.
  • herşeyi yapacağına inanırdım da, egosunu bu kadar törpüleyeceğine inanmazdım. nba final serisinde, iki maçtır topa wade'in hükmetmesini hiç umursamıyor. seriyi miami alırsa, şu istatistiklere baktığımızda, wade finallerin mvp'si olur. ama lebron hiç kasmıyor, kabullenmiş. hakikaten çok enteresan.
hesabın var mı? giriş yap