• böyle konuşmak hiç tarzım değildir, ama kendimi alamıyorum:

    hıncal uluç'a ayarın kralını vermiş, içimin yağlarını eritmiştir.

    http://www.heberler.net/?p=1119

    oh be...
  • "o simdi asker filminin hikayesini yazmak nereden akliniza geldi" sorusuna "bedelli askerlik icin odedigim 15 bin marki geri almak icin yazdim" seklinde cevap veren senarist / oyuncu.
  • övgülerinizin arasına giriyorum kusura bakmayın.
    ''intihar edeceği için mi not bırakmış, yoksa not bırakacağı için mi intihar etmiş, bunu bilemedim.''
    diye bir tiviti var, sonra da ''burada 140 karakteri bile okuyamayan geri zekalılar var.'' buyuruyor.
    not bırakacağı için intihar etmiş abi evet, bir insan, ay not bırakayım şekil şukul olsun diye kendini öldürmüş, ölmüş. not bırakmak için ölmüş abi.
    not
    bırakmak
    için
    kendini
    öldürmüş.

    evet.
  • kendisini pek severim ve bu saatte sosyalist takılmak pek yorucu ama; az önce mesut yar'ın programında "oyuncunun 22 saat çalışması çok zor. 22 saat boyunca çuval taşınır mesela ama oyunculuk yapılmaz. sonuç olarak çuval özel bir yetenek isteyen bir iş değil. oyunculuksa ayrı bir odaklanma istiyor" gibilerinden bir laf etti. öncelikle bırak çuval taşımayı, 22 saat boyunca bir demet gül bile taşınmaz; taşınsa da, bu da bir zulüm olur, insanlığa ve çalışma şartlarına aykırıdır (hatta (bkz: ilo) ) bir de eğri oturup doğru konuşalım; bir oyuncu olarak, bir oyuncunun yaratım sürecinin gayet farkındayım ama bir dizide oynayan oyuncunun aldığı para ile bir hamalın aldığı para kıyaslandığında, bırak hamal değil oyuncu 22 saat çalışsın. hiç değilse karşılığında aldığı ücretin bir anlamı var. ya da kimse 22 saat çalışmasın; bu şekilde çalışmayı kimseye yakıştırmayalım, elitist olmayalım.
  • televizyon seyrederken "helal olsun sana" dememi sağlayan kişi olmuştur, hıncal uluç'a verdiği cevap ile. gerçekten helal olsun..
  • cok yetenekli bir oyuncu oldugunu dusunuyorum. oldum olasi da hastasiyim. hele heberler'le daha da hastasi oldum, ve en sevdigim isi de hincal uluc'a acik mektubu (http://heberler.net/?p=1119).

    da, bugun twitter'a yazdiklari tarihe not dusulmezse olmayacak, ben de bunun icin bu basliktayim:

    ----
    levent kazak @levent_kazak

    - hangisinden başlasak..

    - doksan başları, @alipoyrazoglu tiyatrosu ile antalya turnesindeyiz, bi baktık açık hava tiyatrosunun kulisine bir fil bağlamışlar.. +

    - .. ‘bu fil ne?’ dedik.. dediler ki ‘bu sirkin.. sirk geldi, battı, paraları ödemedi belediye de fili haczetti..’ +

    - ‘n’apacak ki belediye fili’ dedik, fili tam kulis çıkışına koymuşlar.. alışık değiliz, sahne karardığında filin hortumu karşılıyor bizi.. +

    - ‘günah, nasıl bakacağınızı biliyor musunuz, fil bu?’ dediler ki ‘merak etmeyin siz.. belediyede ihsan abi var, o ilgileniyor.. sorun yok’ +

    - ‘eh iyi bari’, rahatladık. 'kim ihsan abi?' köpekleri ve inekleri varmış abinin, hayvandan anlıyormuş, herkes rahat.. ‘ama bu fil..’ +

    - sonra ihsan’ı da gördük, arpa getirmiş file, ‘otur, kalk’ filan diye bağırıyo.. türkçe öğretiyormuş boş zamanlarında.. +

    - şimdi bir ihsan abiyi de şehir tiyatrolarının başına getirmek istiyorlar..

    - dün şehir tiyatroları ile ilgili yeni yönetmeliği okudum. şehir tiyatrolarını kapatıyoruz demek çok daha samimi bir hareket olurmuş..

    - parayı veren düdüğü çalar tadında takılıyor, 100 yıllık kurumun sahibiymiş gibi davranıyor belediye. halbuki sen geçicisin, tiyatro kalıcı.

    - belki bunları defalarca duydunuz ama iyice anlamakta fayda var.. o tiyatro istanbul’un..

    - yeni yönetmelik ‘sanat yönetmeni’ kavramını kaldırmış, hiyerarşik olarak itelemiş.. yerine ‘müdür’ koymuş.. +

    - yani repertuarı, kastı, oyuncuları, sanatsal kararları sanatçılardan oluşan bir kurul değil, mesela itfaiyeden atanan bürokrat verecek.

    - bu çok ama çok büyük bir tehlike tiyatro sanatı adına…

    - bir takım istifa haberleri duyuyorum.. ne şartlarda, nasıl gerçekleşiyor bilmiyorum.. ama istifa değil, direnmek gerekiyor..

    - ‘muhafazakar sanat’ diyor ve minik minik kemerleri sıkıyorlar. anadolu’da sıkacak delik kalmadı. tiyatro kare’yi erzurum'da oynatmadılar..

    - sahneler tek tek kapanıyor.. aynı sorunu devlet tiyatroları da yaşayacak, özel tiyatrolar oynayacak sahne bulamakta sıkıntılar yaşayacak.. +

    - herkesi, oyuncuları, seyirciyi, medyayı, sosyal medyayı, herkesi duyarlı olmaya davet ediyorum. lütfen size ait olan bu değeri sahiplenin..
  • hıncal uluc isimli şahsa verdiği cevap ile hepimizi sakinleştiren, içimizde patlamak üzere biriken öfkeyi dindiren 10 numara adamdır. helal olsun. lütfen devam, takdir ediliyorsunuz...
  • bininci entrymi kendisi hakkında yazmak istediğim güzel insan. biraz uzun olacak, başka başka şeyler de yazacağım ama olsun.

    benim için çocukken yakışıklılığın tanımı idi. büyüyünce benzemek istediğim yakışıklı delikanlı o idi. çok da sık göremiyorduk, ama kim bunlarprogramı olsun, kırk yılın başı bir kanalın tvde gösterdiği tiyatro oyunları olsun karşıma çıktıkça, çok güzel oynadığı "heyecanlı, lafa başlarken kekeleyen, iyi kalpli, biraz sakar genç" rollerini hayran hayran izlerdim. (hatta en çok da ali poyrazoğlunun damadı ya da oğlu rolünde eşinin gebe olduğunu öğrendiği oyundu. kurbağa testini anlattıktan sonra "siz şimdi kurbağalar gibi zıplaya zıplaya hııııı?" diye utandırmıştı oğlunu)

    o zamanlarda levent kazak kadar, volkan severcan, rasim öztekin, ziya kürküt, levent tülek, melih ekener, şevket altuğ, ve ismini hatırlamadığım bir kaç kişiye daha hayran idim. (hatta bir tanesi yaz aylarında trt'de sunulan havuzlu balonlu çocuk yarışmalarını sunuyor) ama en çok levent kazak'ı severdim.

    bu kişiler benim, ve eminim akranım olan birçok kişinin sevdiği, sempati duyduğu, televizyonda gördükleri zaman dikkat kesildiği kişilerdi. çocukluğumuzun yüzleri idi. yeni yeni yeşeren televizyonun şimdiki binlerce dizi oyuncusundan daha ünlüydüler. çünkü bütün türkiye (yetmiş yaşındaki dedem bile) onları izliyordu ve açıkçası o zaman için güzel ve temiz işlere imza attılar.

    kendisini türkiye'de gezdiğim iller nedeniyle tiyatro'da izleme fırsatı bulamadım. o yüzden bir dönem sanki kayboldu gitti. ama genç halindeki hafif cızırtılı sesiyle beraber uzun boylu zayıf yakışıklı genç görüntüsü bazen durup dururken gelir gözümün önüne. daha sonra güzel senaryolar yazmaya başladı ve ben geçen gün o şimdi mahkum filmini izlerken, filmdeki her şeyi berbat eden adam rolündeki adamı gözüm feci bir şekilde ısırmaya başladı. sesi, tavırları, tipi.. hatta film boyunca onu cikaramamanın verdiği rahatsızlığı yaşadım. ama hayalimdeki levent kazak büyümemişti. sonra filmi neredeyse baştan sona bir daha izledim. hem oyunculuğuna hasret giderdim, hem de annelerin cocuğunun başarıyla gurur duyması gibi, senaryoyu daha daha bir güzel buldum.

    filmde de değindiği gibi (sekreter kıza kendisini, ben tiyatrocu, senarist levent kazak diye tanıtıyor ve tiki sekreter kendisini tanımayınca üzülüyor.) kendisi ismi bilinmeyen bir ünlü gibi duruyor. ama bütün bir ülkenin kendisini ve sesini çok iyi tanıdığını ve çoğunun sevdiğini bilmesini isterim. ülkemin ücra bir köyünde kırk yaşında bir kişi bile eminim trt dönemlerinden yaptığı işlerden kendisini tanıyordur. birçok çocuğun (benim gibi) hayran olduğu, büyüyünce benzemek istediği kişidir o. büyük kısmı büyüyünce unutsalar da.

    şimdi keşke bir fırsatım olsa da önce video kasetlerden bulsam, eski tiyatro eserlerini izlesem. sonra da hepsini zaten her zaman biliyormuş gibi kendisiyle sohbet edebilsem, "abi şu oyunun ne güzeldi" diye.

    neden bilmiyorum, içim sıkıntıyla doldu. güzel çocukluğum bitti diye mi, bir şeyleri kaçırdım diye mi, (hatta levent kazağı daha çok takip edemedim diye mi) kestiremiyorum.

    eğer bana sorarlarsa kimin hayranısın diye; bundan sonra levent kazak diyeceğim. yeni projelerini heyecanla bekliyorum, ve bu sefer hiç birini kaçırmayacağım.
  • kardeşimsin abicim, okursan falan buraları diye söylüyorum, taa ali poyrazoğlu'nun insanlık hali'nde, kim bunlar'ında oynarken de hayrandım sana, hala hayranım. devam.
  • insanlık ölmemiş dedirten adam.seviyeyi düşürmeden vermiş ayarı lakin karşısında anlayacak organizma yok.
hesabın var mı? giriş yap