• ozellikle abd'de yaygin olan fakulte sistemi. siz universiteye gidiyorum diye bu bolume girersiniz, herseyden biraz okur, sonra da mezun olursunuz. amma velakin henuz bir meslek sahibi olmadiginizi cakar, hukuk ya tip okuyacagim diye caninizi cikartirsiniz.
  • bu egitim sisteminde asil amac cok yonlu ogrenci yetistirmektir. mezun olana kadar fen, matematik, sosyal bilimler, sanat, dil, felsefe, tarih gibi alanlarin her birinden birer ders almak zorundasinizdir. bu dersler sizin icin bahsedilen alanlara giris niteligi tasiyacaktir. eger ki kendiniz bu alanlar hakkinda okumaya ve ogrenmeye devam etmezseniz, almis oldugunuz derste ogrendikleriniz, bir kokteyl partisinde herhangi bir konudan soz acildiginda konusmaya bir iki kelime ile kakida bulunmanizi saglamaktan oteye gecmeyecektir. liberal arts okullari kucuk okullardir. siniflardaki ortalama ogrenci sayisi 15-20 kisi civarindadir. bu yuzden derse devam zorunludur ve gitmediginizde de hemen farkedilip notunuz dusurulur. bu cok kil bir lise egitim sistemi goruntusu yaratsa da sizi derse gidip bir seyler ogrenmeye zorlayacagindan ise de yarar. bunun yaninda hicbir zaman derslerinize asistanlar girmez, profesor pesinde kosmak zorunda da kalmazsiniz. hatta gerektiginde profesorler sizin pesinizden kosar. cogu liberal arts okulunda her olanaktan bol miktarda vardir. ogrenci sayisi cok fazla olmadigindan bu olanaklardan istediginiz gibi de yararlanabilirsiniz. bu okullarin kampusleri genellikle cok kucuk olup nadiren buyuk bir sehrin dibindedirler. yani bir kez gittiniz mi kacma olanaginiz da pek yoktur. liberal arts okullarinda okudugunuz her sey sizi dusunmeye iter. mesela fen derslerinde problem set bombardimanina tutulmazsiniz, size bol bol yazi yazdirirlar ve aciklama yaptirirlar. benzer sekilde sanat derslerinde de yaptiginiz sanatla kalmaz, bunu kelimelere dokup uzerinde dusunmeye itilirsiniz. cok odev verirler ama hepsini yapmadan da hayatta kalabilirsiniz. okulun adi ustunde liberal bir ortami vardir. herkes istedigi seyi istedigi gibi protesto etme ve eylem yapma hakkina sahiptir. bu hakki en cok feministler, cevreciler, gay ve lezbiyenler, bir de okulun aykiri ogrencileri kullanir. yine kucuk okulda okumanin bir getirisi olarak kampusteki bir cok kisiyi tanirsiniz. her yerden arkadaslariniz olur. bir liberal arts okulundan alinacak diploma, herhangi bir universiteden alinacak diplomayla es duzeydedir. turkiye'de liberal arts diye bir sistem olmadigindan ailelere adinda "university" yerine "college" kelimesi gecen okullarin guzel turkcemize "kolej" yani "lise" veya "fakulte" diye degil, yine bildigimiz "universite" olarak cevrildigini anlatmak oldukca guctur. ingilizcedeki "university" ile "college" in kullanimi ise okullar arasindaki buyukluk farkina bagli olarak degismektedir. liberal arts okullarinda diploma alaninizi ikinci yilin sonuna kadar secmeniz gerekir. bu secenegin sizi buyuk bi yanlis yapmaktan kurtarabilecegi gibi "ne okumak istiyorum ben yaa hala bilmiyorum kimbilir n'olucam!" bunalimina surukleme ihtimali de vardir. ustelik boyle bir durumda yapacaginiz her secim sizin kendi sorumlulugunuz olacagi icin sistemi suclayip gonlunuzu ferah tutma olanaginiz da pek yoktur. liberal arts hakkinda daha bir suru sey soylenebilir ama bu entry daha da uzarsa hem yazan hem de okuyanlar kriz gecireceginden fazlasini merak ediyorsaniz ogrenmenin en iyi yolu gidip gormektir der noktayi koyariz.
  • icinde iken insani bezdiren, "neyani ben bu saatten sonra hala fen bilgisi mi okuyacagim" dedirten, ancak bir cok sey gibi getirisinin sonradan anlasilacagi* bir sistem. sadece liberal arts collegelarda degil kimi universitelerde de uygulanir
  • (bkz: libos arts)
  • larry shiner'ın türkçe'ye sanatın icadı olarak çevrilen the invention of art a cultural history kitabında, rönesans döneminde liberal sanatların üçlüler,dörtlüler ve studia humanitatis olarak türlere ayrıldığından bahsedilir. üçlüler; gramer, retorik, mantık, dörtlüler; aritmetik, geometri, astronomi, müzik, studia humanitatis; gramer, retorik, şiir, tarih, ahlak felsefesinden oluşur.
  • josh radnor abimizin yine yazıp, yönetip, oynayacağı 2012 yapımı film.
  • son birkac yuzyildir adi amerika'yla anilsa da dogum yeri olan kita avrupasina basta hollanda uzerinden yavas yavas donus yapmaya baslamis, sizi erken uzmanlasmaya zorlamayip bunu master donemine birakan (ve takiben sahane master programlarina kabul alabildiginiz) , ders programini secme ozgurlugunuzun bol bol oldugu yani inisyatifi on plana cikaran, sikecil iniz musade ettigi taktirde bir-iki ekstra dil ogrenebildiginiz, devaminda sureceginiz hayati kisitlamadan transfer-edileybil beceriler kazandiran; butun bunlari yaparken de harika zaman gecirmenizi saglayan 2000 yillik sahane bir egitim gelenegi kendisi. liberal arts and sciences diye de gecer

    kokeni antik yunan ve roma'nin ozgur vatandaslari (a.k.a kole olmayanlar) icin retorik, matematik, geometri gibi ugraslar elzem kabul edilmesine dayanmakta imis. lisans suresi 3-4 yil arasinda degismekle birlikte hangi ulkede oldugundan bagimsiz olarak ogrenim dili genellikle ingilizcedir.

    egitimde dunya lideri sahane ulkemizde de bu kosullara yaklasabilen yegane okul sabanci olmakla birlikte, bu tanimi hakedebilecegine supheyle yaklassak yeridir diye dusunmekteyim. soyle buyrun:

    (bkz: amsterdam university college)
    (bkz: university college maastricht)
    (bkz: university college utrecht)
    (bkz: leiden university college the hague)
    (bkz: roosevelt academy)
    (bkz: university college freiburg)
    (bkz: european college of liberal arts, berlin)
    (bkz: john cabot university)
    (bkz: tallinn university catherine's college)
  • yakın zamanda trailer'i meraklılarına sunulmuş olan josh radnor yapımı.

    ahanda trailer: http://movies.yahoo.com/…ical-trailer-30218794.html
  • elizabeth olsen'ı da barındıran josh radnor yapımı.
    trailer'dan anlayacağımız üzere adam yine ohio'yu sokuşturmuş bir yere. memleket faşizmi bi bizde yok demek ki.
hesabın var mı? giriş yap