• bilinçaltına bağlı olarak devamlı korumak istediğimiz, kişiye göre çapı değişen, diğer insanları bu çapın dışında tutmak istediğimiz bölge.

    birşeyler içmek için girilen cafe'de tüm masalar boşken gidip en ortadaki masaya değil de kenarlardaki masalardan birine oturmak istememiz mahremiyet bölgemizi korumak içindir. birkaç insanla beraber ayakta seyahat ettiğimiz bir belediye otobüsünde birisi gelip hemen dibimizde durması bizi rahatsız eder. mahremiyet bölgemiz ihlal edilmiş, birisi bize gereğinden fazla yaklaşmıştır.

    özgüven sorunu fazla olan insanlarda mahremiyet bölgesi daha büyüktür ve ihlali durumundaki tepkileri daha net gözlemlenebilir.
  • beden diline göre her insanda bulunan ve insanı çevreleyen çember. ancak;

    yürürken, her gün muntazaman bir kaç adamın bi tarafını tuttuğuma göre istanbul'da insanların sahip olamadığı şey. *
  • sosyal bölge- 3 metre
    arkadaş bölgesi- 1.2 metre
    mahrem bölge- 0.5 metre olmalıdır.

    otobüste, metroda, okulda, işte, bankamatikte, düğünde, sıra beklerken vs.. konuşurken dibimize girmezseniz ölmezsiniz.
    toplumda (ne demek bilmiyorsan evinin dışında) kimseye (kadın, çocuk, erkek) yarım metre ( 50 cm. eder, bunu da bilmiyorum, anlamıyorum dersen yaklaşık bir kol mesafesi) yaklaşma, dokunma, elleme. senden beklenen bu kadar...
  • düşünce ve hissediş şekillerimizi değiştirmenin vakti geldi.
    artık her şeyin esas sahibini yüreğimizle anmalıyız, idrak etmeliyiz.

    herkese, her şeye karşı etkileşimimizi, alanlar üzerinden gerçekleştirdiğimizin bilincine varmalıyız.
    bu alanların dokunulmaz, girilmez yerlerine karşı hassasiyet geliştirmenin zamanıdır.

    herkesin korumaya çalıştığı, sahibi olduğu bir alan var.
    bu insanın kendinden başlıyor, bir kaplumbağanın kabuğuna ya da bir salyangozun kabuğuna kadar uzanıyor… daha geniş anlamıyla, gezegenimizin de kendine ait bir alanı var. ve bu alanlara karşı olan duyarlılığımızı, aynı saygılı tutumu herkese karşı göstermemiz gerekiyor. kendi yaşamlarımızdan sevgiye yol açmak için, gerçekliğimizin bize tanıdığı alanlara saygılı olmayı öğrenmemiz gerekiyor.

    nasıl ki insanlar bu dünyadaki bedenlerini kendileri seçemiyorlarsa, bu mutlaklık ile aynı saygıyı ve sevgi dolu hissedişi, elbette, hak ediyorlar. bu anlamda, insan aitliklerine manen ya da madden hiçbir şekilde olumsuz bir tür direnç oluşturmamak gerekiyor. çünkü, büyük planda, herkes kendine düşen görevi yerine getiriyor ve kendine uygun olan eylemleri ortaya koyuyor.

    aynı şekilde kamuya ait alanlara da saldırmaktan, müdahale etmekten kaçınmak gerekiyor. bu çok basit bir kural. iyi kullanılmamış bütün alanlar, zaten zamanın geriye iten, her şeyi yok eden gücü, aşkı ile karşılaşıyorlar.

    aynı şekilde insanın sahip olduğu bir başka alan da bedeni, evi, parkı, olduğu gibi zihinsel, ruhsal yapısı... kimsenin bu alanlar ile ilgili yoruma ve müdahaleye ihtiyacı
    yok.

    zamanın ve sağduyunun gücüne sığınmaktan başka yapılabilecek çok bir şey de bulunmuyor.
    etken ve edilgen güçlerin her biri için…

    bütün iyilikler ve kötü diye nitelendirebileceğimiz ama sonunda, kalbini temiz tutanları hep daha parlak bir ışığa çıkaran nura güvenmek gerek.

    alanlara saygılı olmak durumundayız.
    eğer başından beri böyle yapmış olsaydık, kendimizde gökyüzünü, denizi bile bu denli kirletme tamahını bulamazdık.

    tarafsız göze, nura güvenmeliyiz. yunus emre yüreklilerin nuruna sarılmalı.
    çünkü o nurun sonsuz sessizlikteki gücü, görüyoruz ki her şey ve her şey için yeterli.
  • kisinin kendini guvende hisettigi ve dokunulmasini istemedigi kendine ozel en gizli mahrem yeridir .

    beden dili ne gore ise her insanda var olan cemberdir.
    eger olcu verilecek olursa , sinemaya gidildiginde sagli sollu 3 koltuk mesafesidir .
    dikkat edilirse bos bir sinema salonunda insanlarin kendi baslarinda oturma sistemi bu sekilde isler . ama niyet kotuyse bu tamamen farklilik gosterir.
    bu bolgeyi insan vucudunda da ayirmak mumkundur .

    kadinin mahremiyet bolgeleri ve erkegin mahremiyet bolgeleri olarak ayrilabilir
    (bkz: mahremiyet)
    (bkz: mahrem)
  • vucudun cevresinde 30 cm lik gorunmez bir duvardir. ornegin yuzunuze 30 cm den daha yakin durup konusan bir insan bu bolgeyi istila etmis olur. gorgu kurallari geregi, samimi olmadiginiz insanlarla aranizda asilmamasi gereken bir sinir teskil eder.
  • sadece kendimize ve mahremiyeti bozmayacak olanlara açık olan alan veya mekandır. başka bir deyişle başkalarına kapalı olan, girme izni bizimle sınırlı alandır. benzer şekilde birçok insanın girmediği, bizimle sınırlı olan ama bunun kararını bizim vermediğimiz bir bölge için (bkz: mahrumiyet bölgesi)
  • yitirilmesi ciddi arızalara neden olabilecek zırhdır, insan hayatında elzem bir şeydir.
  • iett ye para ödemek kaydıyla her gün insanlarla yüz yüze sıkış tepiş giderek aşılmasına tahammül etmemin beklenildiği kavram.
hesabın var mı? giriş yap