• zamanında finansbank özelinde başvurduğum bir pozisyondu. toplamda 7 kisi alinacakti saniyorum.

    okuldan mezun olduktan sonra iş aradığım dönemde kariyer siteleri aracılığıyla ben de başvurmuştum. günün birinde beni aradılar, telefonda kısa bir mülakatten sonra beni bir sınava davet ettiler. ertesi gün sınavına gittiğimde yaşadığım ortamın oss den farki yoktu. sonradan ogrendim ki o gun 3500'e yakin aday parti parti sinava girmisti ve onlardan biri de bendim. o kalabaligi hissettikten sonra sürecin sizin acinizdan olumlu sonuclanmasi konusunda her turlu soru isaretine sahip oluyorsunuz. ustelik sinav da bir hayli zordu, ve yaklasik alti ayini abd de gecirmis biri olarak ingilizce kismini yetistirememistim.

    yaklasik on gun sonra aradilar ve sinavi gectigimi ilettiler. yeni bir gorusme daveti aldim. merkezlerine gittigimde benimle birlikte yaklasik 50 kişi daha girişte bekliyordu ve onarlı gruplar halinde toplu mulakatlara aliniyordu. ustelik bu toplu mulakatlerin ikinci veya ucuncu gunuydu. bir saat kadar sıranın bana gelmesini bekledim, oradan cikip gitmeyi ve surec hakkinda hicbir bilgi vermeden sizi oraya buraya cagiran o kustah insanlarin yarattigi bu surece dahil olmamayi istedigimi hatirliyorum. sonunda sira bana geldi ve mulakate katildim.

    ertesi hafta kisa bir tatil icin sehir disina ciktigimda yeniden bir telefon aldim. benimle birebir gorusmek istediklerini soylediler. baska firmalarla da birebir gorusmeler yapiyordum, ama bu surecte bu kadar yol almis olmam beni biraz cesaretlendirmisti. merkezlerine gittigimde iki kisiden olusan bir ik ekibiyle karsilastim. stres mulakatina benzer bir gorusme gerceklestirdiler, o bir bucuk saatlik yorucu gorusmede beni strese sokacagini dusundukleri her turlu soruyu sordular. sacma sapan bir suru sorunun arasinda net olarak hatirladigim "sizce ayda turkiyede kac tras bicagi satiliyordur?" seklinde bir soruydu. ne kadar ayırt edici olabiliyor, ne denli fark yaratıyorlar bu sorularla bilemiyorum. ben bu gibi sacma sapan sorulara kicimdan yanitlar olustururken onlari etkilemis olmaliyim ki bir hafta sonra beni bolum muduruyle gorusmeye davet ettiler.

    bolum sonu canavarina gelmis olmanin heyecaniyla gittim bu gorusmeye. uzun bir masanin bir ucuna oturan isveren mudurle aramda en az 3 metre olmasinin samimiyetsizligiyle yaklasik bir saat kadar konustuk. gorusmenin sonunda istedikleri ozelliklere sahip oldugumu, ancak askerligini tamamlamis adaylar aradiklarini, ve bu durumun benim icin dezavantaj yaratabilecegini soyledi. bunu soylerken kariyer sitesine bir bucuk ay oncesinden koydugum, uzerinde tecilli oldugumu yazan ozgecmisim onundeydi.

    telefon mulakati, sinav, 3 adet mulakat.. ozgecmisimin en basina koydugum askerlik durumum bu kadar cok insanin gozunden kacabiliyorsa bu sistemde bir hata olduguna inaniyorum. tüm bu yaşadıklarımdan sonra, ve askerden dondukten sonra, buyuk sirketlerin management trainee diye actiklari somuru havuzlarina bir daha hic girmedim. halen calismakta oldugum firma beni taniyabilmek icin iki gorusmeden fazlasini yapma geregi duymadi.

    ozetle diyecegim sudur ki emin olun parlak bir kariyere sahip olmak icin tek sansiniz management trainee adı altında sizi milyonlarca insanin arasindan secilmis gibi gosteren firmalar degil. umarım bu yazdıklarım hala bu sürecin içerisinde olan, haber bekleyen, haber alamayan, görüşme bekleyen binlerce insana biraz olsun yol gösterir.
  • bir tane de bana verdiler bunlardan. yeni mezun pırıl pırıl çocuk.
    lan ben bazı kararları alırken zorlanıyorum, yanlış mı ettim acaba diye evhamlanıyorum bazen. bu çocuğu almışım yanıma, iş hayatına benim yanımda başlamış, ne görse öyle bilecek, iş hayatına girizgahı benim tarzımla olacak. çok ilginç.
    çocuğum olmuş gibi hissetmeye başladım, hata yapmamak için daha dikkatli davranıyorum resmen.
  • is hayatimin en guzel gunlerini gecirdigim donem mt egitimidir. yapi kredi bayramoglu'nda ekmek elden su golden, vur patlasin cal oynasin, ahh ah, kiymetini de bildik ama yine de cok ozlerim o gunleri.
  • üniversite mezunu, erkekse (tercihen) askerliğini yapmış pırlanta gibi gençlerin birer kapitalizm neferi olarak yetiştirilebilmeleri için adım atıkları hayattaki ilk basamak.

    gençsinizdir de ondan güzel gelir herşey o zamanlar.
  • empty diye de bilinir.
  • bir bankaya mt olarak girdiyseniz kariyer basamaklarını daha hızlı tırmanırsınız. yönetici adayı olarak başladıktan sonra genelde 1 ay kadar süren bir genel bankacılık eğitimi verilir sonrasında iş başında geçen beş ay gibi bir sürenin sonunda yönetici yardımcısı ünvanını alırsınız. bulunduğunuz bölüme ve yöneticilerinize göre değişiklik gösterse de bu aşamadan sonrası da çok ağır gelişmez ve yönetici yardımcılığı basamaklarını (bunlar bazı bankalarda 4,3,2,1 şeklinde yükselir) tırmanır, yönetici olursunuz. bu noktada başınız göğe mi erer o da ayrı bir tartışma konusudur.
  • her ne kadar yönetici adayı olarak nitelendirilseniz de işteki ilk 1 yılınızda kimsenin sizi adamdan saymadığı pozisyon.
  • mezuniyet sonrası iş hayatına yumuşak geçiş dönemi sayılabilen pozisyon, dönem vs' nin adı. etrafta bir dünya senin gibi yeni mezun, artık 1 ay mı, 3 ay mı allah ne verdiyse eğitim, şimdi okullu olduk sınıfları doldurduk, kredi hedesi enflasyon hödösü öğrenme dönemi, hafta sekiz gün dokuz çıkılan mt yemekleri... lakin en sonunda kaçınılmaz şekilde...welcome to the real world...
  • çok uluslu kodaman şirketlerin piyasadan kalifiye eleman toplamak adına uydurdukları tanım. sınavlar, binbir aşamalı mülakatlar, case studyler, kişilik envanterleri ve bi torba seçme ve yerleştirme uygulaması ile ulusal ve uluslararası kaymak tabaka üniversitelerin parlak, yeni mezun, çıtır adaylarını toplarlar.

    akabinde verdikleri siz bizim en kıymetlimizsiniz*, geleceğin yöneticilerisiniz, aslansınız, kaplansınız, .mına bile korsunuz, şöyle eğitimler alacaksınız, böyle rotasyonlara gideceksiniz, önünüzde hayvan gibi kariyer fırsatları var, yurtdışlarında fink atacaksınız ve benzeri gazlar 3-5 aya kalmaz söner gider.

    günün sonunda, işe topluca girmiş yeni mezunlar olarak size kâr kalan "iş hayatı samimiyetsizliğinden arındırılmış" güzel arkadaşlıklar ve güzel arkadaş grupları olur.
  • bankalarda ifa ediliyorsa müfettişlerle hep rekabet halinde olan, özel bankalarda teftişin artık eski ağırlığının kalmaması ve yönetim kurulları tarafından ekstra maliyet olarak görülmesiyle satış başarılarına istinaden yükselme açısından müfettişlerden daha şanslı ve önde olan, fakat kamu bankalarında hegemon gücün teftiş kurulu üyeleri olmasından mütevellit memurdan farklı muamele görmeyen şube satış kadrolarıdır.
hesabın var mı? giriş yap